Öz Sağlık-İş Sendikası, "Zorunlu Emeklilik Çalıştayı" düzenledi
Öz Sağlık-İş Sendikası tarafından 696 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile kadroya aktarılan kamu işçilerinin sorunlarını ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tartışmak amacıyla "Zorunlu Emeklilik Çalıştayı" düzenlendi.
Öz Sağlık-İş Sendikası tarafından 696 sayılı kanun hükmünde kararname (KHK) ile kadroya aktarılan kamu işçilerinin sorunlarını ve bunlara yönelik çözüm önerilerini tartışmak amacıyla "Zorunlu Emeklilik Çalıştayı" düzenlendi.
Ankara'da bir otelde düzenlenen çalıştayın açılışında konuşan Cumhurbaşkanlığı Sosyal Politikalar Kurulu Başkanvekili Prof. Dr. Vedat Işıkhan, zorunlu emeklilikle ilgili mevcut düzenlemenin, sosyal güvenlik sistemindeki aktüerya finansmanı dengesinin sürdürülmesi açısından önemli olduğunu söyledi.
Aktif ve pasif sigortalıların bulunduğunu anımsatan Işıkhan, şöyle konuştu:
"Sigorta sisteminin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için aktif sigortalıların prim ödemesi zorunluluğu var. Sosyal güvenlik sisteminin açıklar vermemesi için de bu konunun tekrar düzenlenmesi, ele alınması gerektiğini düşünmekteyiz. Çalışma gücü ve arzusunda olan 696 sayılı kanun hükmünde kararname ile işçilerin, kendileri dışında hiçbir çalışan grubuna uymayan zorunlu emeklilik sisteminin aktif alanından pasif alanına çekilmesinin getireceği olumlu ve olumsuz boyutların çok iyi analiz edilmesi gerektiğini düşünmekteyiz."
Işıkhan, çalışma hayatında yaşanan sorunların çözümü noktasında işçi sendikalarına vizyon kazandırmak için bazı önerilerde bulundu.
"696 sayılı KHK'deki kapsamı tahmin bile etmiyorduk"
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Çalışma Genel Müdürü Nurcan Önder ise kamuda alt işverenlik yani taşeron sürecinin aslında 1990'lı yıllardan bu yana müfettiş, düzenleyici ve gözlemci olarak yer aldığını anlattı.
Geçmişte bu konuyla ilgili yanlışları ilgililere ilettiklerini ve çeşitli düzenlemelerin yapıldığını aktaran Önder, 6552 sayılı kanunun önemine işaret etti.
Önder, 696 sayılı KHK ile bu düzenlemelerin çok daha ötesine gidildiğini ve kapsamının bu kadar geniş olacağını kendilerinin de tahmin bile edemediklerini bildirdi.
Kamu tarafında çalışırken her kesimin taleplerini göz önüne almak gerektiğini ve yapılan düzenlemelerle ilgili bazı aksaklıkların olabileceğini belirten Önder, "696 sayılı KHK'den sonra yapılan, hiç kolay bir şey değildi. Neredeyse 1 milyon kişinin kamu çalışanı olarak kamuya alınıp bir şekilde bu sürecin yönetilmesinde tabii ki aksaklıklar olmuştur. Her konuda düzeltilmesi gereken unsurlar vardır. Zaten çalışma hayatı sürekli gelişen, değişen bir şey. Bir şeyi çok mükemmel yapsanız bile illaki bunun zaman içinde değişmesi, gelişmesi, kendini geliştirmesi gerekiyor." diye konuştu.
Çalışma hayatında ortak karar alma mekanizmalarına ihtiyaç olduğunu dile getiren Önder, çalıştayın, çalışma hayatına ciddi aşamalar kazandırması ve yol gösterici olması temennisinde bulundu.
"Zorunlu emekliliğin tartışılıp buna yönelik çözüm bulunacağını taahhüt ettik"
HAK-İŞ Genel Başkanı Mahmut Arslan da geçmişte yürüttükleri mücadeleyle hiçbir hakkı bulunmayan ve "adeta kamunun marabası olarak görülen" yaklaşık 1 milyon kişinin, kamuda kadrolu işçi olmasını sağladıklarını ifade etti.
2018'den bu yana kabullenilmeyen bir kadro süreciyle karşı karşıya olduklarını dile getiren Arslan, bu süreçte yaşadıklarını sıkıntıları hatırlattı.
Arslan, geçen sene imzalanan Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü'ne koydukları maddelerden birinin de "696 sayılı KHK kapsamında kadro alanların özlük haklarına yönelik sorunların ortadan kaldırılması"na ilişkin olduğunu ve bugünkü çalıştayın da bu konuyla ilgili olduğunu söyledi.
Bu maddeyle zorunlu emekliliğin tartışılıp buna yönelik çözüm bulunacağını da taahhüt ettiklerini anlatan Arslan, bunu 2023'ten önce hayata geçirmek gerektiğini bildirdi.
Emeklilikte yaşa takılanlarla (EYT) ilgili soruna değinen Arslan, sayıları tam olarak bilinmeyen yüzbinlerce kişinin yaşadığı bu durumun, Türkiye'ye yakışmadığını kaydetti.
Arslan, yürüttükleri ve yürütecekleri mücadele sonucu 696 sayılı KHK'nin hedefine ve ruhuna aykırı düzenlemelerin ortadan kaldırılmasını sağlayacakları temennisinde bulundu.
Tayin ve becayiş konusunda toplu sözleşmelerde önemli adımlar attıklarına dikkati çeken Arslan, emeklilik konusunun da çözüme kavuşturulacak konulardan biri olduğunu dile getirdi.
Arslan, "En büyük güvencemiz, sayın Bakanla imzaladığımız Kamu Çerçeve Protokolü'ndeki maddelerdir. Erken emeklilik, zorunlu emeklilik konusunu da bu mücadelenin içine dahil edeceğiz ve bunun için de çalışacağız." dedi.
Ekonomik gelişmelere değinen Arslan, yüksek enflasyonun getirdiği ağır faturanın bir an evvel ortadan kaldırılması için çabalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Bazı belediye ve üniversitelerin toplu sözleşmeleri uygulamakta takındığı tavrı eleştiren Arslan, ocak ayındaki ücretler enflasyon karşısında erimişken bu durumu mazur görmenin mümkün olamayacağını söyledi.
"Asgari ücretin enflasyon kayıplarını ortadan kaldıracak şekilde belirlenmesini istiyoruz"
Asgari Ücret Tespit Komisyonunun derhal toplanması gerektiğini vurgulayan Arslan, "Asgari ücretin yeniden, enflasyon kayıplarını ortadan kaldıracak şekilde belirlenmesini istiyoruz. Sadece asgari ücretlilerin değil bütün ücretlilerin, ücretlerinin enflasyonun üzerinde bir artışla güncellenmesini istiyoruz. Bu, sayın Cumhurbaşkanımızın bizim önümüze koyduğu bir vaattir, taahhüttür." şeklindeki görüşlerini paylaştı.
Mahmut Arslan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Bunu ücretle yapabilirsiniz. Örneğin, birinci vergi dilimini bir yıl süreyle almayabilirsiniz. Bu da bir çözüm. Nasıl ki son asgari ücrette bütün emekçilerin, asgari ücret tutarındaki gelirlerini vergi dışı bırakıldığını yaptık. Yine deriz ki birinci vergi dilimi yüzde 15, bir yıl süreyle uygulanmayacak. Dolayısıyla buradan bütün ücretliler yararlanabilir. Sosyal Güvenlik Kurumunun primlerini, İŞKUR işsizlik ödeneğinden karşılayabiliriz. Bunların hepsi mümkün. Ama bunları oturup müzakere etmemiz gerekiyor."
Çalıştay, konuyla ilgili çalışmalar yürüten uzman akademisyenlerin sunumlarıyla devam etti.