Haberler

Fetö'cüler Yüzünden 1 Gün Albaylık Yapabildi

Abone Ol

1993 yılında Silahlı Kuvvetler’e giren Emekli Albay Sebati Ataman, FETÖ/PDY terör örgütünün baskılarına dayanamayarak, albay olduğu gün emeklilik dilekçesini vermek zorunda kaldığını söyledi.

1993 yılında Silahlı Kuvvetler'e giren Emekli Albay Sebati Ataman, FETÖ/PDY terör örgütünün baskılarına dayanamayarak, albay olduğu gün emeklilik dilekçesini vermek zorunda kaldığını söyledi.

1993'te Silahlı Kuvvetler'de göreve başlayan, Balyoz sanığı Korgeneral Ziya Güler'in Genelkurmay Denetleme Başkanlığı süresinde 2 yıl yaverliğini yapan ve 2011 yılında Erciyes Kış Eğitim Merkezi'ne komutan olarak atanan Emekli Albay Sebati Ataman, başarılı askerlik kariyerine, FETÖ terör örgütünün mobbinglerine dayanamayarak son vermek zorunda kaldı. Albay Sebati Ataman, 2012 yılının Nisan ayında başlayan ve 1 buçuk yıl dayanabildiği mobbingler sonrasında, 2013 yılının Ağustos ayında, albay rütbesini aldığı gün emeklilik dilekçesini verdi.

"Bukalemun gibi şekil alabiliyorlar"

FETÖ terör örgütü mensuplarının kendilerini çok iyi kamufle edebildiğini ve gizlenmek için adeta bukalemun gibi şekil alabildiğini belirten Emekli Albay Sebati Ataman, askeriye içinde FETÖ'cü olmayanlara yapılan baskıların, bariz biçimde, 15 Temmuz darbe girişimini başlattığı için tutuklanan Orgeneral Akın Öztürk'ün, 2008 yılında tümgenerallikteki rütbesinin uzatılması ve Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı'na getirilmesi ile başladığını ifade etti. Emekli Albay Sebati Ataman, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Hava Kuvvetleri'ndeki görevinden 1 yıl sonra Akın Öztürk korgeneral olmuştur. Akın Öztürk'ün korgeneral olma ihtimali çok zayıftı. Ancak Ergenekon ve Balyoz benzeri davalarla yukarıdaki komutanlarımızın çeşitli nedenlerle emekli olması, emekliliğe zorlanması, istifa etmesi ya da tutuklanması nedeniyle bir anda önü açıldı. Kaldı ki bir sene tümgeneral olarak İstihbarat Başkanlığı'nda bulunduğu sırada orada bir yapılanma olduğu kanaatindeyim. Çünkü o tarihten sonra Hava Kuvvetleri'nde personelin üzerine inanılmaz derecede baskılar geldi."

Sorguya çağrıldığı 26 Nisan 2012 tarihine kadar, 47 takdir belgesi, 2'si Hava Kuvvetleri Komutanlığı'ndan, 1'i Genelkurmay Başkanlığı'ndan olmak üzere üstün hizmet ödülü, idari ve yüksek başarı rozetleri aldığını belirten Ataman, "Meslek hayatım boyunca teğmenliğimden emekli olduğum güne kadar bir defa dahi ceza almadım ve örneğin mesaiye geç kalmak dahi olmak üzere, hiçbir konuda savunmama başvurulmadı. Tertemiz sicil sayfam vardı. Hava Kuvvetleri İstihbarat Başkanlığı'nda sorgulanmam sırasında, sorgulamanın bittiği, kamera ve ses kaydının kapatılmasından sonra, şu anda açığa alınanlardan İstihbarat Albay Emin Mert ve yine İstihbarat Albay Üryani Kömbeci bana, 'Buraya gelmiş en temiz adamsın' dedi. Ben de madem öyleyse neden böyle davrandıklarını sorduğumda, 'Çünkü istenmiyorsun' demişti" dedi.

"Amaç: Kendileri gibi düşünmeyenleri yok etmek"

Sicilinde herhangi bir sorun olmamasına rağmen sorguya çağrılmasını, FETÖ terör örgütünün, kendisi gibi vatanperverleri ordudan uzaklaştırarak kadrolaşma isteklerine bağlayan Ataman, "O dönemde inanılmaz derecede atılmalar başlamıştı. Silahlı Kuvvetler'de yurt dışı menşeli hiçbir zaman kapatılamayan, 'Hangarın Sesi', 'Bulut Altı', 'Paşa Keyfi' gibi siteler vardı, orada birçok meslek arkadaşımız hakkında sürekli bir şeyler servis ediliyordu, hakkında bir şeyler servis edilen insanlar Hava Kuvvetleri'nden çağrılıyordu, ahlaksızlık, disiplinsizlik gibi konularla muhatap oluyorlardı ve atılıyorlardı. Ergenekon, Balyoz gibi kumpaslarla birçok silah arkadaşımızı lağvetmişlerdi, bir taraftan da Personel Başkanlığı'ndaki yuvalananlar tarafından yanlış atamalar, kasti kötü yerlere atamalarla insanları sistemin dışına itmeler, emekli olmaya, istifa etmeye zorlamalar ya da bu tür İstihbarat Başkanlığı faaliyetleri ile kendileri gibi düşünmeyen insanları yok etmek… Başarılı da oldular. Benim durumumda olanlar, disiplinsizlik ahlaksızlık suçlarıyla atılanlar, re'sen emekli edilenler, benim gibi zorunlu olarak emekli olanların tahminimce rakamı 3 bin kişinin üzerinde. Böyle bir kalkışmayı planlıyorlar ise, kalkışmada kendilerine karşı çıkacak adamları görevlerinden uzaklaştırmak en büyük arzularıydı" diye konuştu.

"12 yıl sonra insan boşanır mı diye sordular"

Albay Sebati Ataman, 26 Nisan 2012 tarihindeki ilk sorgusunun detaylarını şöyle anlattı:

"3 saate yakın demir kapılarla kapalı bir koridorda bir koltuğun üzerinde bekletildim. Bu psikolojik baskı amacıyla yapılıyordu. Çünkü kameralar seni görüyor, iki kapı var, sürekli bu kapıdan çıkıp buraya giriyorlar, buradan çıkıp diğerine giriyorlar, gözleri girişte çıkışta sana bakıyor… O atmosfer çok ağır bir atmosfer, sizi de bekleyen akıbetin diğer astsubaylara yapılanlara aynı olduğunu biliyorsunuz. İlk sorgulamam 6 saate yakın sürdü. Bu sorgulamalarda bana isnat edilenler birçok kişide de ortak. Bir şeyi atıyorlar, tutturabilirlerse oradan gidiyorlar. Ziya Güler Komutanım ile birlikte olduğum dönemden de, üsteğmen olduğum dönemden de özel hayatımdan da sordular. İlk evliliğim bitmişti, 12 yıldan sonra insan boşanır mı diye sordular, ikinci eşimle 5 yıl sonra evlendim, bu süre içinde herhangi bir bayanla ilişkim olup olmadığını, alkol kullanıp kullanmadığımı sordular. Bu sorgulamalarda telefonlarımın dinlendiğini de hissettim."

Tümgeneral Ali Demiral'in fotoğraflarını da ifşa etmişler

Sorgulamadan döndükten sonra bu kez kendisi hakkında birliğine dosya gönderildiğini ve Tümgeneral Ali Demiral'dan kanaat raporu istendiğini söyleyen Sebati Ataman, kendisi hakkında olumsuz rapor vermeyen Tümgeneral Ali Demiral hakkında da birkaç gün içinde, 'Bulut Altı', 'Hangarın Sesi' gibi sitelerde fotoğraflar ve bilgiler servis edildiğini belirtti.

"İntihar eğilimin var dediler"

Ardından Ağustos ayında 15 Temmuz'dan sonra Dubai'ye kaçarken yakalanan General Cahit Bakır'ın komutanlık yaptığı, 12. Ana Ulaştırma Hava Üs Komutanlığı'na Birlik Eğitim Merkezi Şube Müdürü olarak pasif göreve çekildiğini kaydeden Sebati Ataman, "Bu arada mobbingin etkisiyle yaşadığım stresten dolayı psikolojik tedavi görmeye başladım. Özel bir hastaneye gittim ve onun da bilinmesini istemedim, çünkü bu sefer de sağlık nedeniyle görevimden uzaklaştırabilirlerdi. Hastanenin psikiyatri bölümünden, derhal hastaneye yatmam gerektiğini, intihar eğilimim olduğunu, artık son noktaya geldiğimi ifade ettiler. 17 kilo verdim bu süreçte. İlaç tedavisine başlandı, arkasından ayda bir kontrol olmasına rağmen, takip ediliyorsam diye gitmedim. Ama ilaçları bir şekilde temin edip 6 ay kullandım. Her gelen telefondan bile ürkmeye başladım. Çünkü, ilişiğin kesildi ya da atıldın denmesi kadar kötü bir şey yok" ifadelerini kullandı.

"Beni ne zaman atacaklar diye şafak saydım"

Bundan sonraki süreçte albay rütbesi alacağı günü beklediğini ve baskılara dayanamayıp rütbeyi aldığı 30 Ağustos tarihinde emeklilik dilekçesini verdiğini söyleyen Ataman, "Askerlikte şafak sayarlar. Ben de 26 Nisan'dan itibaren her gün şafak saymaya başladım; bugün 90'ıncı gün atılmadım gibi. Ama bu baskılara 1 buçuk yıl dayanabildim. Albay rütbem gelmeden ilişiğimi kesecekleri için çok korktum. Albaylığım geldiği 30 Ağustos günü de emeklilik dilekçemi verdim" diyerek sözlerini tamamladı.

Zorunlu emeklilikten sonraki süreçte çok sayıda iş yapan Emekli Albay Sebati Ataman, şu anda emlakçılık yapıyor. - KAYSERİ

Kaynak: İhlas Haber Ajansı / Güncel

Ziya Güler Erciyes Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title