Özcan Ailesi 20 Yıldır Adalet Peşinde
Yaklaşık 21 yıl önce terhisine iki gün kala, Suriye sınırında beraberindeki Kur’an-ı Kerim ile birlikte, sırtından bir el ateş edilmiş şekilde ölü bulunan piyade er Nihat Özcan ile ilgili Türkiye ve Suriye arasında gerçekleşen yazışmalar, ailenin Türkiye askerleri tarafından vurulduğuna ilişkin iddialarını kuvvetlendirdi.
Yaklaşık 21 yıl önce terhisine iki gün kala, Suriye sınırında beraberindeki Kur'an-ı Kerim ile birlikte, sırtından bir el ateş edilmiş şekilde ölü bulunan piyade er Nihat Özcan ile ilgili Türkiye ve Suriye arasında gerçekleşen yazışmalar, ailenin Türkiye askerleri tarafından vurulduğuna ilişkin iddialarını kuvvetlendirdi. Yazışmalara göre, başta Suriye askerleri tarafından, sonra ise PKK tarafından öldürüldüğü ileri sürülen Özcan, NATO silahından çıkan kurşun ile öldürülmüş. Er Özcan'ın ağabeyi Şeyhmus Özcan, 21 yıldır adalet peşinde olduklarını belirterek, ağabeyinin faillerinin bulunmasını istedi.
1994'te, Hatay'ın Hassa ilçesi Gökhan Sınır Karakolu'nda zorunlu askerlik görevini yerine getiren piyade er Nihat Özcan, terhisine iki gün kala, Suriye sınırında ölü bulundu. Özcan'ın ailesine, önce, çocuklarının firar edip, Suriye'ye kaçmaya çalıştığı sırada Suriye askerleri tarafından öldürüldüğü bilgisi verildi. Daha sonra ise çocuklarının yine Suriye sınırında PKK tarafından öldürüldüğü aktarıldı. Ancak şehit er Özcan'ın ağabeyi Şeyhmus Özcan'ın, devlet arşivinden aldığı belgeler, ailenin çocuklarının Türk askerleri tarafından öldürüldüğüne ilişkin iddialarını güçlendirdi. Suriye ve Türkiye arasında konuya ilişkin yapılan yazışmaların yer aldığı belgelerde, Suriye hükümeti yetkililerinin, şu ifadelerine yer verildi:
"Yapılan incelemelerde göründü ki, ölen Türk askeri Nihat Özcan, Fahrettin oğlu, anne ismi Naime, 10 Ekim 1971 Beşiri doğumludur. Zikri geçen vatandaşınız kesinlikle sizin güvenlik güçlerinizin 25-26 Ekim 1994 tarihinde sınırlarımızı ihlal eden kişilerin elleriyle öldürülmüştür. Kesinlikle delillerin bize gösterildiği gibi ismi geçen asker toprağımızın içine girdi. Heredere Köprüsü'nün tarafına doğru gittiğinden köprü bekçilerimiz onu gördüğünde Türkiye'nin Tel Köprü Karakolu'nun askerleri ismi geçen askere yetişip, ismi geçen askere ateş ettiler ve askerin eşyaları yanmaya başladı. Neticede öldürülen, ismi geçen askerin olay yerinde aldığımız boş kovanların NATO silahından çıkan kurşunların olduğu kesindir. Bu kurşunlar askerleriniz tarafından kullanılmaktadır. ve hududunuzun hiçbir yerinde şüpheli hiç kimse tarafından kullanılmamaktadır."
"FAİLLERİ BELLİ OLDUĞU HALDE YARGILANMADI"
Konuya ilişkin İHA muhabirine konuşan şehit askerin kardeşi Şeyhmus Özcan, kardeşinin ölümü için başlatılan soruşturmanın tüm belgelere rağmen zaman aşımına uğratıldığına dikkat çekerek, 20 yıldır sabırla adaleti beklediklerini anlattı. Ağabeyini kimin neden öldürdüğünün soruşturma dosyasında belli olduğunu ancak buna rağmen yargılanmadıklarını ifade eden Özcan, "Devletimiz ve yetkililerden adalet bekliyoruz. Devletimiz adaletlidir. Cumhurbaşkanımız adaletlidir. Türkiye-Suriye sınırında bir seyit yatıyor. Bu asker öldürüldüğü gece bile Kur'an-ı Kerim'i üzerindeydi. 2 Tuğgeneralden ödül almış, hiç izin kullanmamış ve 19 ay askerlik yapmış olan bir askerin terhisine iki gün kala firar etmesini kimsenin mantığı almıyor" dedi.
"NOTER ONAYLI KATİLLERİ VAR"
Olayla ilgili belgeler toplamak için çalmadığı kapının kalmadığını ancak en son durumu eski İçişleri Bakanı Efkan Ala'ya anlattığını ve Ala'nın konuya ilişkin devletin arşivinden çıkardığı belgeleri kendilerine gönderdiğini vurgulayan Özcan, şunları söyledi:
"Şu an gösterdiğim 7 sayfa Arapça metin Nihat'ın nerede ve nasıl öldürüldüğünü gösteriyor. Demek istediğim bu şehidin noter tasdikli katilleri var ancak buna rağmen yargılanmıyor. Çok üzülüyoruz. Ailece yıkılıyoruz. Yetkililere şunu söylüyorum. Kendinizi bizim yerimize koyun. Devletin askerinin noter tasdikli katilleri var ve yargılanmıyorlar. Sürekli hukuku uyutuyorlar. Şimdi yine uyuttular. Zaman aşımını uğrattılar. Biz devletten bu hukukun uyandırılmasını istiyoruz. En son Cumhurbaşkanlığı özel kaleminden arandım. Cumhurbaşkanımızın talimatıyla aradıklarını söylediler. Durumu anlattım ve yardımcı olacaklarını söylediler. Cumhurbaşkanımıza çok teşekkür ediyoruz. Tek umudumuz kendisi, Allah onu başımızdan eksik etmesin." - DİYARBAKIR