Özel Hava Alay Komutanlığı Personeline İlişkin Darbe Girişimi Davası
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli hakkında açılan davada "müşteki" olarak ifade veren Alay Komutanı Albay Ümit Tatan, helikoptere doğru götürülürken, sanıklardan Halit Kabil'in "Komutanım, şu an...
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığı personeli hakkında açılan davada "müşteki" olarak ifade veren Alay Komutanı Albay Ümit Tatan, helikoptere doğru götürülürken, sanıklardan Halit Kabil'in "Komutanım, şu an darbe yapılıyor. Birinci Başkanımızdan emir aldık. Seni Akıncı Üssü'ne götüreceğiz." dediğini bildirdi.
Darbe girişimi sırasında Etimesgut'daki Özel Hava Alay Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince görülen 27 sanıklı davanın dördüncü duruşması, Sincan Ceza ve İnfaz Kurumu yerleşkesindeki duruşma salonunda başladı.
Duruşmaya tutuklu ve tutuksuz sanıklar ile sanık avukatlarının yanı sıra darbe girişimi sırasında derdest edilerek, Akıncı Üssüne götürülen, "şikayetçi" Özel Hava Alay Komutanı Albay Ümit Tatan katıldı.
Tatan, beyanında sanıklardan şikayetçi olduğunu ve davaya müdahil olmak istediğini belirtti.
Darbe girişimi günü normal mesaisini bitirdikten sonra evine gittiğini, gece saat 22.05'te sanıklardan Astsubay Hüseyin Çakıroğlu'nun cevapsız çağrısını gördüğünü, ardından ulaştığı Çakıroğlu'nun, "Harekat Merkezi'nden aradılar. Toplantı yapılacak. Sizi bekliyorlar." dediğini anlatan Tatan, bu görüşmenin ardından aradığı Harekat Merkezi'nin, konudan bilgisi olmadığını öğrendiğini bildirdi.
Çakıroğlu'nun bahsettiği toplantının ne olduğunu öğrenmek için çeşitli görüşmeler yaptığını, bu sırada konuştuğu "Agah Yüzbaşı"nın yanındaki bir kişinin "Ümit Bak'a yönlendir." dediğini kaydeden Tatan, görüştüğü Ümit Bak'ın ise "Ülkede anlamsız bir hareketlilik var. Birliğe gidip güvenlik tedbiri alın." dediğini söyledi.
Tatan, bunun üzerine tekrar Çakıroğlu'nu arayarak araba istediğini belirterek, bu görüşmelerin ardından açtığı haber kanallarında, İstanbul'da köprülerde trafiğin kesildiğini gördüğünü ve ilk anda DEAŞ'ın terör saldırısının söz konusu olduğunu düşündüğünü anlattı.
Ardından alaya gidene kadar 5 kez Çakıroğlu'nu olmak üzere birçok kişiyi aradığını, Çakıroğlu'nun telefonlarını açmadığını, santralin de cevap vermediğini aktaran Tatan, "22.55'te Halit Kabil'i arıyorum, 'Neredesin?' diyorum, 'Evdeyim, hazırlanıyorum, çıkacağım.' diyor." ifadelerini kullandı.
Tatan, saat 23.04'te bir kez daha aradığı Çakıroğlu'na, "Neden beni aramıyorsun?" diye çıkıştığını, onun ise "Gerekli hazırlıkları yapıyorum komutanım." dediğini belirterek, "Ona, 'Personelin tamamını çağırıp, tabancalarını almalarını söyledin mi?' diye kızdım. O da 'Personeli zaten çağırdım.' dedi. 'Silahlarını almalarını söyledin mi?' diye sordum. Cevap vermedi, kızdım, kapattım." diye konuştu.
"Şu an darbe yapılıyor"
Kışlaya saat 23.17'de girer girmez, nizamiyede araçtan indiğini, Veli Tüven, Özalp Yeşil, Emre Demir ve Ani Müdahale Kuvveti Nöbetçi Astsubayı Tolga Güntürk'ün de arasında olduğu bazı personelin burada bulunduğunu bildiren Tatan, "Özalp Yeşil ve Emre Demir'e tabancalarını almalarını söyledim ama kimse talimatları hemen yerine getirmiyordu. Durağandılar. Normalde alay komutanı arayınca koşmaları lazımdı. Özalp Yeşil, Emre Demir'in yüzüne bakıyordu." dedi.
Tatan, şöyle devam etti:
"Bu sırada Yarbay Halit Kabil, Binbaşı Dursun Varlı, Binbaşı Hüseyin Çakıroğlu, Binbaşı Mehmet Sağlam, Yüzbaşı İzzet Henek, Yarbay Arif Bağ'ın da arasında bulunduğu grup yanıma geldi. Halit Kabil, 'Komutanım, biz her şeyi organize ettik. Gelin, yürüyelim, izah edelim.' dedi. Silahları üzerlerindeydi. Normalde mesaide silah taşımayız. Yürürken sol koluma Halit Kabil, sağ koluma Dursun Varlı girdi. Kabil, 'Komutanım, şu an darbe yapılıyor. Birinci Başkanımızdan emir aldık. Seni Akıncı Üssü'ne götüreceğiz.' dedi. 'Manyaklık yapmayın. Bırakın.' dedim. 'Emir aldık, gereğini yerine getireceğiz.' dedi. Emri görmek istedim, 'Yazılı değil, şifahi.' dedi. Emrin doğrudan Genelkurmay Başkanı'ndan geldiğini söyleyince, komutanı arayacağımı söyledim. Bu sırada ellerim tutulmuştu. Yaklaşık 200 metrelik yol boyunca itiraz ettim. Mehmet Sağlam, 'Yeter artık, kes sesini. Albaysın diye rütbene uygun şekilde götürüyoruz.' dedi. Ona 'Sen kimsin?' dedim. O da 'Sen kimsin?' diye karşılık verdi. Helikopterin yanına geldiğimde Ramazan Gürkaynak'a, 'Sen de mi Ramazan?' dedim. Fatih Ceylan'a da 'Sen de mi darbecisin?' türü bir şey söyledim.
Yüzüme anlamsızca baktı. 'Burada iki başlılık var. Komutan benim. Benim emirlerimi yerine getirmelisiniz. Yanlış yapıyorsunuz.' diye itirazda bulundum. Sonra Halit Kabil, 'Bağlayın.' dedi. Ardından birisi arkadan göğsüme sarılarak, sıkmaya başladı, birileri de ayaklarımı tuttu ve göğüs üstü yere yatırıldım. Ellerimi plastik kelepçeyle bağladılar. Kelepçeyi kırmaya çalıştım, beklemiyordum ama kırıldı. Baktığımda ellerimin plastik kelepçeyle değil, saymanlık depolarının güvenliği için kullanılan kelepçelerden olduğunu gördüm. Dizleriyle sırtıma bastırınca kaburgalarımın kırılacağını sandım, 'Tamam, bineceğim.' dedim."
"Boşuna çaba göstermeyin, herkes alındı"
Tatan, helikopterde iki yanına Halit Kabil ve Murat Güler'in oturduğunu bildirerek, "Bu sırada halen, 'Uçuş yasağı var. Helikopteri düşürürler.' diye itiraz ediyordum. Sonra 'Albay Ahmet Balaban nerede? Neden müdahale etmiyor?' diye sordum. 'Üzerini değiştiriyor.' dediler. Anladım ki o da onlarla birlikte hareket ediyordu." şeklinde konuştu.
Bu sırada, Murat Güler'in, cep telefonundan bir internet sitesi göstererek, "Boşuna çaba göstermeyin, şu anda Cumhurbaşkanı, Genelkurmay Başkanı, herkes alındı." dediğini anlatan Tatan, şunları kaydetti:
"Yaklaşık 20 dakika bekledikten sonra Akıncı Üssü'ne gittik. İndikten sonra beni oradaki ekibe teslim ettiler. Uzakta, general olduğunu tahmin ettiğim 6-7 kişi, gözleri bağlı şekilde götürülüyordu. Gözlerimi bağlayarak, beni bir odaya götürdüler. Burada ellerimi ve ayaklarımı da bağladılar. Yemek vermediler, bir miktar su verdiler. 'Ayakta gezinmeyin. Bir ihtiyacınız olursa seslenin.' dediler. Gece boyunca uçak ve silah sesleri duydum ama ne olduğunu anlamadım. Ertesi gün 16.00 sıralarında Özel Kuvvetler görevlisi Aydın Başçavuş gözlerimi ve bağlarımı açtı. 'Komutanım, Zekai Aksakallı'nın emrindeyiz. Sizi alacağız ama şimdi burada kalın.' dedi."
Tatan, koridora çıktığında, darbe girişimi sırasında alınan Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Abidin Ünal ile bazı generalleri gördüğünü söyledi.
Aynı akşam saat 17.00-17.30 sıralarında alaya döndüğünü belirten Tatan, "Beni karşılayanlardan biri Hüseyin Çakıroğlu'ydu. Gözaltına alınmamasına şaşırdım. 'Bu arkadaş da onlarla hareket etti, o da alınsın.' dedim. Sonra odama geçtim." ifadelerini kullandı.
Tatan, kendisini Akıncı Üssü'ne götüren helikopterdekilerden birinde M16 piyade tüfeği bulunduğunu bildirerek, "Sonradan, benim habercim, 'Tüfeği benden aldılar. Teslim ettiklerinde mermi namludaydı.' dedi." bilgisini paylaştı.
Darbe girişimi gecesi birliğe geçmeden saat 22.55'te aradığı Halit Kabil'in, "Evdeyim, hazırlanıyorum, çıkacağım." demesine ilişkin Tatan, "Sonraki incelemelere göre, o saatte evde olduğunu söylemesine rağmen, 22.26'da kışlaya geliyor. Telaşı, beni tutuklamak istemelerinden kaynaklanıyor." dedi.
Devam eden duruşmada Tatan, tarafların sorularını yanıtlıyor.