Haberler

Özel Hava Alay Komutanlığı Personeline Yönelik Darbe Girişimi Davası

Abone Ol

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığındaki olaylarla ilgili açılan davanın sanıklarından eski Pilot Binbaşı Mehmet Sağlam, "Bunların darbeci olabilecekleriyle ilgili hiçbir şey aklımdan geçmedi.

Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe girişimine ilişkin Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığındaki olaylarla ilgili açılan davanın sanıklarından eski Pilot Binbaşı Mehmet Sağlam, "Bunların darbeci olabilecekleriyle ilgili hiçbir şey aklımdan geçmedi. Ben pilotum, meslek hayatımda kimseye ateş etmedim. Hulusi Akar ve Zekai Aksakallı'nın emirlerini yerine getirdiğimi zannediyordum." dedi.

Etimesgut'taki Özel Hava Alay Komutanlığında yaşanan olaylara ilişkin 27 sanıklı davanın Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesince Sincan Cezaevi'ndeki salonda yapılan ilk duruşmasında, Diyarbakır'dan gelen darbeci Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindeki ekibi Özel Kuvvetler Komutanlığına taşıyan helikopterin birinci pilotu Mehmet Sağlam'ın savunması dinlendi.

Sağlam, alaya 7 gün önce atandığını, darbe girişimi gecesi evde, ertesi gün tatile çıkmak üzere çantalarını hazırlandıkları sırada Tabur Komutanı Halit Kabil'in kendisini arayarak, "Hemen birliğe gel" dediğini söyledi. Sağlam, izinde olduğu için 15 günlük sakalı bulunduğunu, hemen tıraş olarak birliğe gittiğini anlattı.

Burada Kabil'in, "Genelkurmay Başkanının ve Özel Kuvvetler Komutanının, Alay Komutanının alınarak, Akıncı Üssüne götürülmesi emri olduğunu" söylediğini öne süren Sağlam, "Kendisine şunu sordum: Emin misiniz? 'Tereddüt etme' dedi. Yazılı emir olup olmadığını sordum, 'Yazılı emir de var. Geliyor' dedi. Büyük bir terör eylemiyle karşı karşıya olduğumuzu değerlendirdim. Böyle bir emir üzerine oradaki hiç kimse 'ama, fakat' diyemez. Hiç kimse Hulusi Akar'ı veya Zekai Aksakallı'yı arayıp, 'Böyle bir emriniz var mı' diye soramaz." ifadelerini kullandı.

"Şartların normal olmadığını, verilen emri yerine getirmemenin çok farklı sonuçlara yol açabileceğini" ifade eden Sağlam, "Zekai Aksakallı, Alay Komutanı yerine Tabur Komutanının Akıncı'ya götürülmesini söyleseydi, onu da yapacaktık." dedi.

Darbeci Tuğgeneral Semih Terzi'yi öldüren Astsubay Ömer Halisdemir'in, Zekai Aksakallı ile telefonda konuştuktan sonra bunu gerçekleştirdiğini belirten Sağlam, "Zekai Aksakallı telefonla onu arıyor, tuğgenerali vuruyor. Benim ise karşımda sıralı amirlerim var. Halisdemir ne kadar vatanseverse, ben de o kadar vatanseverim." iddiasında bulundu.

Kendisinin ve sanıklardan Soner Erol'un kullandığı helikoptere binen Terzi'yi Oğulbey'e götürdüklerini kaydeden Sağlam, "Etimesgut'a dönerken, Güvercinlik'in frekansını da dinliyorduk. Bu sırada telsizden biri 'Emniyetten ateş geliyor' dedi. Karşısındaki de 'Atış gelen yere atış serbest' dedi. Bunu duyunca Soner de ben de şok olduk." diye konuştu.

Semih Terzi'yi Diyarbakır'dan Ankara'ya getiren uçağın alaya inmesinin ardından bu timi taşımak üzere bir otobüsün alaya geldiğini dile getiren Sağlam, otobüsten inen sivil şahsı alaya almadığını, derhal alayı terk etmesini söylediğini aktardı. Sağlam, "Darbeci olsam, Terzi'yi almaya gelen otobüsü niye alaya almayayım?" sorusunu yöneltti.

Darbeci Terzi ve beraberindeki timi özel kuvvetlere taşımak için iki uçuş ayarlandığını, gece uçuşları daha zor olduğu için tecrübeli pilotlar arasından seçim yapıldığını anlatan Sağlam, "Aramızda alkol aldığını da söyleyenler olduğu için uçuşu kabul ettim. Semih Terzi'yi tanımıyordum. Uçakta adını öğrendim." savunmasını yaptı.

Terzi ve beraberindekiler helikoptere binerken, onlarla gelen timden 5-6 kişinin alayda kaldığını belirten Sağlam, "Semih Terzi'ye, 'Aşağıda personel kaldı, bekleyelim mi' diye sordum. 'Malzeme indiriyorlar, ikinci sortide alırsınız' dedi. Bu kişiler Terzi vurulduktan sonra Aksakallı Paşa'nın emrine girip, bizi tutukladılar." şeklinde konuştu.

Olayların ardından taburdaki odasına gittiğini ve burada tutuklandığını anlatan Mehmet Sağlam, savunmasına şöyle devam etti:

"Bunların darbeci olabilecekleriyle ilgili hiçbir şey aklımdan geçmedi. Ben pilotum, meslek hayatımda kimseye ateş etmedim. Hulusi Akar ve Zekai Aksakallı'nın emirlerini yerine getirdiğimi zannediyordum. Ümit Tatan'ın bu olaylarla ilgili kısmen veya tamamen bilgi sahibi olduğunu düşünüyorum. Genelkurmay Başkanlığının tüm uçuşların yasaklandığına dair emri bize iletilse ona göre adım atardık. Tüm bunlarda sorumluluk sahibi olması gereken alay komutanı şimdi kahraman.

Zekai Aksakallı televizyonlara çıktıktan sonra emir komuta zinciri içinde işlerin yürümediğine dair bilgi sahibi olduk. Bilseydim adım atmazdım ama direnebilir miydim onu da bilmiyorum. Darbe girişimi olacağını bilsem 7 bin 500 lira peşin ödeyip 17 Temmuz günü için tatil satın alır mıydım? 15 Temmuz'a kadar üye olduğum tek örgüt Türk Silahlı Kuvvetleridir. Filler tepindi, biz altta kalan çimenler olarak ezildik."

Hüseyin Çakıroğlu'nun ifadesi

Sanık Hüseyin Çakıroğlu da ifadesinde yıllık izin planladığını, bir arkadaşının ricası üzerine onun nöbetini tutmayı kabul ettiğini ve 15 Temmuz'da alayda nöbetçi subay olarak görevli bulunduğunu aktardı.

Özel Kuvvetler Harekat Merkezinden, saat 19.30 sularında, yurt genelinde tüm uçuşların durdurulduğuna dair bir emir aldığını belirten Çakıroğlu, emri telefonla hemen Alay Komutanı Albay Ümit Tatan'a ilettiğini söyledi.

Tatan'ın emri teyit etmesini istemesi üzerine Özel Kuvvetler Komutanlığı Harekat Merkezini arayıp emri sorduğunu anlatan Çakıroğlu, buradaki görevlilerin Albay Tatan'ı bilgilendireceklerini söyleyerek kendisini aradan çıkardığını, uçuş yasağına ilişkin daha sonra kendilerine herhangi bir bilgi verilmediğini iddia etti.

Albay Ümit Tatan'ın, saat 20.45 sularında kendisini arayıp Semih Terzi ve beraberindekileri Diyarbakır'dan alan uçağın hazırlanması ve 21.15'te hareket etmesini emrettiğini ileri süren Çakıroğlu, alay komutanının daha sonra defalarca bu uçağa ilişkin bilgi istediği iddiasında bulundu.

Bu durumu normal karşılamadığını ifade eden Çakıroğlu, "Alay Komutanı 'Durum nedir?', 'Uçak nerede kaldı?' diye uçakla ilgili anormal şekilde bilgi talebinde bulundu. Normalde uçak kalktıktan sonra komutana 'Uçak kalktı' diye bilgi veririz. Aramızda kısa konuşmalar geçer. Komutan, acil görevi bulunmayan 25-26 kişilik timi nakledecek bir uçağın kalkışını sıkı sıkıya takip etti." diye konuştu.

Bu görüşmelerden sonra, Tatan'ı alaya gelişi sırasında karşıladıklarını belirten Çakıroğlu, Yarbay Halit Kabil ile bir süre görüşen komutanın, daha sonra helikoptere bindirilip Akıncı Üssü'ne götürüldüğünü söyledi. Çakıroğlu, Tatan'ın üsse götürülmesinin Genelkurmay 1. Komutanının emri olduğunu kendilerine Yarbay Kabil'in söylediğini kaydetti.

Hüseyin Çakıroğlu, "Uçuş yasağına ilişkin bize bilgi vermeyen Alay Komutanı Tatan ve Özel Kuvvetler Komutanı Tümgeneral Zekai Aksakallı bizi bu hale düşürdü. Şikayetçiyiz. Bilgilerine başvurulmasını istiyoruz. Ben yanlış bir şey yapmadım. Yanlış yaptığımı düşünseydim sivil kıyafetlerimi giyer alaydan giderdim. Böyle birşey yapmadım." dedi.

Mahkeme heyeti, Çakıroğlu'nun ifadesinden sonra yarın sabah devam etmek üzere duruşmayı sonlandırdı.

Kaynak: AA / Güncel

Hüseyin Çakıroğlu Diyarbakır Etimesgut Kabil Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title