Özgür Çelik'ten Emeklilere: "Yerel Seçim ve 2028'de, Zengini Daha Zengin Yapan Yönetimi Hep Birlikte Değiştirmek Zorundayız"
Emekliler Buluşması’nda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, “Yerel seçim ve 2028’de bu otoriter, baskıcı yönetimi, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu yönetimi hep birlikte değiştirmek zorundayız. Bizim mücadelemiz halkın mücadelesidir; onların mücadelesi, rantın mücadelesi” dedi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Hepimizin bildiği gibi aslında bütün bu dünyadaki neoliberal sistem ve özellikle de 20 yılı aşkın bir süredir bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin emeklilik alanında da çok ağır bir tablosunu yaşıyoruz. Rakamlar, veriler söylendi. Bundan 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 40 üstündeyken bugün neredeyse yarılarına kadar dönem dönem gerileyebiliyor" diye konuştu.
Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: SADIK KARAKULOĞLU
Emekliler Buluşması'nda konuşan CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, "Yerel seçim ve 2028'de bu otoriter, baskıcı yönetimi, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu yönetimi hep birlikte değiştirmek zorundayız. Bizim mücadelemiz halkın mücadelesidir; onların mücadelesi, rantın mücadelesi" dedi. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, "Hepimizin bildiği gibi aslında bütün bu dünyadaki neoliberal sistem ve özellikle de 20 yılı aşkın bir süredir bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin emeklilik alanında da çok ağır bir tablosunu yaşıyoruz. Rakamlar, veriler söylendi. Bundan 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 40 üstündeyken bugün neredeyse yarılarına kadar dönem dönem gerileyebiliyor" diye konuştu.
CHP İstanbul İl Başkanlığı, Bakırköy'deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Cem Karaca Kültür Merkezi'nde bugün Emekliler Buluşması düzenledi.
"EMEKLİLERİMİZ GÜN GEÇTİKÇE YOKSULLAŞIYOR"
Burada emeklilere seslenen Özgür Çelik, yeni bir yönetim olduklarını ve görev süreleri boyunca en çok kent yoksulluğu üzerinde çalıştıklarını belirtti. Çelik, şunları söyledi:
"Kent yoksulluğu, birinci önceliğimizdi. Bundan sonra da kent yoksulluğu, emekçilerin, emeklilerin mücadelesi, Cumhuriyet Halk Partisi İl Başkanlığı olarak birinci mücadelemiz olacak. Çünkü Türkiye çoklu bir kriz ortamıyla karşı karşıya. Bir yanıyla bir siyasi krizi yaşıyor Türkiye, bir yanıyla da can yakıcı bir ekonomik krizi yaşıyor. Bu ekonomik krizden en fazla etkilenenler emeklilerimiz, emekçilerimiz. Emeklilerimizin gelirleri gün geçtikçe enflasyon karşısında eriyor. Emeklilerimiz, emekçilerimiz gün geçtikçe yoksullaşmaya devam ediyor. Bu yönüyle bir yerel seçim döneminin içerisindeyiz. Bir yerel seçim sürecini hep birlikte parti olarak gerçekleştiriyoruz ama toplumun gerçek sorunlarından da kopmuyoruz. Toplumun gerçek problemleriyle de ilgilenmeye devam ediyoruz. Çünkü ülkemizin çok önemli sorunları var. Bizim birinci gündemimiz emekliler, emekçiler ve yoksullukla mücadele. Bundan sonra da böyle olmaya devam edecek. Alanlarda ve meydanlarda hem sendikalarımızla hem emekçilerimizle omuz omuza bir mücadeleyi sürdürmeye devam edeceğiz. Bizim mücadelemiz bu ülkenin çocuklarını eşitlenme mücadelesi, bizim mücadelemiz kadınların eşitlik mücadelesine destek olma mücadelesi, bizim mücadelemiz vergide adalet mücadelesi, bizim mücadelemiz toplumun ezilen, yoksul kesimlerinin sesi olma mücadelesi.
"VERGİ YÜKÜ EMEKLİNİN SIRTINDA"
CHP'yi, elitlerin partisi olarak değerlendirenler şunu çok iyi bilsinler. CHP, halkın partisidir, CHP, halkın ezilen kesimlerinin partisidir. Eğer bu ülkede Bağcılar'ın arka sokaklarında bir çocuk 10 bin lira emekli maaşı alan bir ailenin çocuğuysa, 17 bin lira asgari ücret alan ailenin bir çocuğuysa ve o ailenin o çocuğa bir defter alacak parası bile yoksa ve biz Bağcılar'ın arka sokaklarındaki o çocuğu başka bir ilçede 300-500 bin lira geliri olan, evine matematik öğretmeni ayrı gelen, dershaneye ayrı giden, İngilizce öğretmeni ayrı gelen bir çocukla aynı sınava sokuyorsak bu ülkede birilerinin o çocuklarının eşitlik mücadelesini vermesi gerekir. Eğer aileler o çocukların sağlıklı bir eğitim almasını, dar gelirli oldukları için sağlayamıyorlarsa işte burada sosyal devlet devreye girmelidir. Sosyal devlet, o Bağcılar'ın arka sokaklarındaki çocukla yüksek gelirli ailelerin çocuklarına eşit bir fırsatı sunabilmelidir. CHP, çocukları eşitleme mücadelesini, sosyal devleti hayata geçirerek gerçekleştirmenin mücadelesini verecektir. Az önce vergide adalet dedim. Bu ülkenin vergi yükü ne yazık ki işçinin, emekçinin, emeklinin sırtındadır.
"VERGİ ADALETSİZLİĞİ VAR"
Bu ülkede vergiler hep emekçilerden, emeklilerden toplanırken büyük bir vergi adaletsizliği vardır. CHP çok kazanandan çok vergi alan, az kazanandan az vergi alan bir düzenin mücadelesini sokaklarda, alanlarda, sendikalarımızla, işçilerimizle, emeklilerimizle verecektir. Biliyoruz ki çok önemli sorunlarınız var. Bu da çok önemli bir toplantıydı. Bu toplantıdan çıkan sonuçları bir sonuç komisyonumuz raporlayacak, hem merkezi yönetimden talepleri Genel Merkezimize göndereceğiz. Genel Başkanımız bu toplantının sonuç raporunu okuyacak. Zaten emekli toplantılarıyla sizlerin sesi olmaya gayret ediyor Genel Başkanımız. Aynı zamanda İstanbul toplantısının sonuçlarını da hem Genel Başkanımızla paylaşacağız hem milletvekillerimizle paylaşacağız. Onlar, Türkiye'nin Büyük Millet Meclisi'nde ve Türkiye'nin dört bir yanında sizlerin sesi olacaklar hem de yerel yönetimlere yönelik taleplerinizi çok net bir biçimde raporlaştıracağız ve hem İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde hem ilçe belediyelerimizde bu taleplerin gerçekleştirilmesiyle ilgili CHP İstanbul İl Başkanlığı olarak sürecin mutlaka takipçisi olacağız.
"İMAMOĞLU'NU ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORLAR"
Biliyoruz ki çok ağır sorunlar yaşıyorsunuz. Biliyoruz ki emekli maaşlarınız açlık sınırının altında. Bir ülkede açlık sınırı 14 bin 500 lira, yoksulluk sınırı 50 bin liraya dayanmış ama o ülkede eğer emeklilerine, emekçilerine 10 bin liralık bir maaşa layık görülüyorsa bu düzenin değişmesi gerekir. CHP, bu düzeni değiştirmek için sizlerle beraber büyük bir mücadeleyi gerçekleştirecek. Bunun birinci adımı yerel seçimlerdir. Bunun birinci adımı, yerel seçimlerde sizlerle beraber hep birlikte büyük bir başarıyı elde edeceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ekrem İmamoğlu, 5 yıla yakın zamandır İstanbul'da önemli bir mücadele veriyor. Adil, yeşil, yaratıcı bir kent tasarlamak için büyük bir mücadele veriyor hem de çok büyük engellemelerle bu mücadeleyi veriyor. Yeri geliyor, Meclis çoğunluğunu kullanarak Büyükşehir Belediye Başkanımızın İstanbul'a hizmetlerini engellemeye çalışıyorlar. Yeri geliyor, bakanlık yetkilerini kullanarak engellemeye çalışıyorlar. Yeri geliyor, Cumhurbaşkanlığı yetkilerini kullanarak Büyükşehir Belediye Başkanı Sayın Ekrem İmamoğlu'nun çalışmalarını engellemeye çalışıyorlar.
"İLK KEZ İBB BÜNYESİNDE YURTLAR AÇILIYOR"
Çok örneği var ama bu bölgeyle ilgili sadece bir tanesini anlatmak istiyorum. Örneğin Sefaköy, İncirli, Beylikdüzü arasında bir metro yapılması gerekiyor. Kentin batısına doğru 4-5 milyon insanın yaşadığı noktada çok ciddi bir trafik sorunu var. İncirli, Sefaköy, Beylikdüzü metro hattının projesi, bütçesi hazırlanmış durumda ancak bir yılı aşkın zamandır -bu tür büyük projelerde Cumhurbaşkanlığı imzası gerekiyor- o imza atılmadığı için insanlar Sefaköy, Avcılar rampasında beklemeye devam ediyorlar ama buna rağmen 5 yıldır İstanbul'da çok önemli çalışmalar yapılıyor. İstanbul'da ilk defa Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde çocuk kreşleri atılıyor. O çocuk kreşlerinde sadece çocuklar, çağdaş ve bilimsel eğitim almakla kalmıyorlar; aynı zamanda o kreşlere dar gelirli ailelerin çocukları kaydediliyor. Anneler iş yaşamına katılıyor. Anneler iş yaşamına katıldığı için evin ekonomisine destek sağlıyorlar, ülkeye değer katıyorlar. İlk defa Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yurtlar açılıyor. Ki biliyorsunuz o yurtlar daha önce vakıflara, cemaatlere veriliyordu. Orada hem ticari faaliyet hem başka faaliyetler yürütülüyordu. İlk defa İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesinde yurtlar açılıyor. Öğrencilerin, gençlerin barınma sorununa çözümler üretiliyor.
"CHP SİZLERİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEK"
Halk Sütlerle, Anne Kartlarla kadınlar desteklenmeye çalışılıyor. 5 yıldır İstanbul'un yeşil alanları imara açılmıyor. İstanbul'un yeşil alanları, dere yatakları imara açılmıyor. İstanbul'un yeşil alanları, kent ormanlarına, yaşam vadilerine dönüştürülüyor. Bu adil, eşitlikçi, yeşil bir İstanbul mücadelesinin devam etmesi için 2024 seçimlerinde hep birlikte bir mücadele vereceğiz. İstanbul'da bu engellemelerin ortadan kaldırılması için İstanbul'un 39 ilçesinde güçlü bir iddiayı hep birlikte koyacağız. İstanbul'da en az 25-30 ilçede ilçe belediyesi kazanarak da Meclis çoğunluğunu sağlayacağız. Bunu neden gerçekleştirmek zorundayız, biliyor musunuz? Bir emekli toplantısında niçin biraz gündemi yerel seçime getirdim? Evet, gündemimiz yerel seçim. Tabii ki yerel seçim konularının kampanya sürecinde konuşulması lazım ancak hepimiz şunu biliyoruz ki, bu yerel seçim bizler için de sadece bir yerel seçim değil. 2023 seçimlerinden bir sonuç alamadık ama yerel seçimde mutlaka bir başarı elde edip 2028'e doğru yeniden Türkiye'ye hep birlikte umut olmak zorundayız. Umutlarımızı büyütmek zorundayız. Bu anlamıyla bunun birinci adımı, yerel seçim ve 2028'de bu otoriter, baskıcı yönetimi, zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapan bu yönetimi hep birlikte değiştirmek zorundayız. Bizim mücadelemiz halkın mücadelesidir; onların mücadelesi, rantın mücadelesi; bizim mücadelemiz, bu ülkenin yoksullarının, işçilerinin, emekçilerinin mücadelesidir. Onların mücadelesi, bir avuç insanın mücadelesi. Cumhuriyet Halk Partisi sizlerin yanında olmaya devam edecek."
ÇERKEZOĞLU: AKP'NİN TERCİHLERİNİN AĞIR TABLOSUNU YAŞIYORUZ
Çelik'in konuşmasının ardından düzenlenen oturumda konuşan DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu da özellikle son iki yıldır "gelirde adalet, vergide adalet" sloganıyla mücadeleyi büyütmeye çalıştıklarını dile getirdi. Çerkezoğlu, özetle şöyle konuştu:
"Gelirde adalet derken aslında bir taraftan bütün çalışanların, işçilerin, emekçilerin ve bir süre çalıştıktan sonra bugün emekli olan emeklilerin yaşadığımız ve ürettiğimiz değerden aldığı payın artması için mücadele veriyoruz. Öncelikle tabii şunu söylemek gerekir. Bu ülkede belli bir süre çalıştıktan sonra emekli olabilmek ve emekli olduktan sonra da son nefesimize kadar insanca yaşayacak bir ücret ve başta sağlık hakkı olmak üzere sosyal haklara sahip olmak, hepimiz açısından temel bir yurttaşlık hakkıdır. Devletin ve devleti yöneten siyasi iktidarın da bunu sağlamak görevidir, sorumluluğudur. O nedenle emeklilik hiçbir boyutuyla bir yük olarak tartışılamaz. Emeklilik bir haktır, emeklilikte insanca yaşamak da temel bir haktır. Bu ülke, emeklilerini yani belli bir süre çalışmış ve emekli olmayı hak etmiş olan emeklilerini başının üstünde taşımak zorundadır. Asla bir yük olarak bakılamaz emeklilere. Hepimizin bildiği gibi aslında bütün bu dünyadaki neoliberal sistem ve özellikle de 20 yılı aşkın bir süredir bu ülkeyi yöneten AKP iktidarının sınıfsal ve siyasal tercihlerinin emeklilik alanında da çok ağır bir tablosunu yaşıyoruz. Rakamlar, veriler söylendi. Bundan 20 yıl önce en düşük emekli maaşı asgari ücretin yüzde 40 üstündeyken bugün neredeyse yarılarına kadar dönem dönem gerileyebiliyor."