Özgür Özel: "Sarayın ve Sadat'ın, Milli Savunma Bakanlığı'nda Bakan Yardımcıları Üzerinden Zabitleri, Memurları, Atamış Olduğu Nöbetçileri Vardır"
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bartın’da; “SADAT’ın, 15 Temmuz sonrası, ‘ordunun yeniden yapılandırılmasında kritik rol oynadık’ dediği laf, boşa laf değildir. Sarayın ve SADAT’ın, Millî Savunma Bakanlığı’nda bakan yardımcıları üzerinden zabitleri, memurları, atamış olduğu nöbetçileri vardır. Ordumuzun içinde SADAT, tepesinde de tarikatlar ve cemaatlerin takipçisi olduğu, alan bölüştükleri bir yer vardır. FETÖ ile mücadele konusunda samimiyetsiz hükümet, Millî Savunma Bakanlığı’nın tepesindeki yapı noktasında da son derece tehlikeli işlere kalkışmaktadır. Ve onların SADAT’ın önünü açan tutumlarını izliyoruz, takip ediyoruz, not ediyoruz” dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bartın'da; " Sadat'ın, 15 Temmuz sonrası, 'ordunun yeniden yapılandırılmasında kritik rol oynadık' dediği laf, boşa laf değildir. Sarayın ve Sadat'ın, Milli Savunma Bakanlığı'nda bakan yardımcıları üzerinden zabitleri, memurları, atamış olduğu nöbetçileri vardır. Ordumuzun içinde Sadat, tepesinde de tarikatlar ve cemaatlerin takipçisi olduğu, alan bölüştükleri bir yer vardır. FETÖ ile mücadele konusunda samimiyetsiz hükümet, Milli Savunma Bakanlığı'nın tepesindeki yapı noktasında da son derece tehlikeli işlere kalkışmaktadır. ve onların Sadat'ın önünü açan tutumlarını izliyoruz, takip ediyoruz, not ediyoruz" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, CHP Bartın İl Başkanlığı'nda gündemi değerlendirdi. Açıklamaya, CHP Bartın Milletvekili Aysu Bankoğlu da katıldı. Özel, şunları söyledi:
"ATATÜRK'ÜN ADINDAN DUYULAN RAHATSIZLIK 20 YILLIK AK PARTİ'NİN SİCİLİNDE KARA BİR LEKEDİR: Atatürk Havalimanı tartışması sürüp gidiyor. Atatürk Havalimanı açılışının 110. Yılında bir yok edilme girişmişiyle karşı karşıya. Dünyanın en önemli havalimanından bir tanesini inşa ettiklerini söyleyenler. O havalimanına taşındılar ama o havalimanına Atatürk'ün adını taşımadılar. Atatürk'ün adından duyulan rahatsızlık 20 yıllık AK Parti'nin sicilinde kara bir lekedir. 'Atatürk ismini niye kaldırıyorsunuz?' diyenlere o ismi münasip bir yere vereceğiz' deyip Çorlu Havalimanına Çorlu Atatürk Havalimanı adı verdiler. Türk Dil Kurumu'na bakıyorsunuz, hastalıklı, düşkün anlamına gelen 'çorlu' kelimesini, Atatürk'ün önüne koyup biz Atatürk ismini silmeyin' deyince bu kelime oyununa bile tenezzül edenlerin nasıl bir kötülük içinde olduğunu bütün Türkiye'nin görmesi lazım.
İLK İŞ PİSTLERİ KIRMAK, TALİMAT NERDEN? KATAR'DAN: İstanbul Atatürk Havalimanı'nın pistlerini yok etmeye çalışıyorlar. Bahane 'Millet Bahçesi yapacağız' gün gelir doğal faaliyetten gün gelir asgari bir ihtiyaçtan memleketi kurtaracak değerdeki pistlerini korumayıp kırmaya kalkıyorlar. Oysa CHP pistleri koruyarak, uçuşla ilgili önemli yapıları koruyarak, ama bunun dışında kalan devasa alanları kullanarak, oraları kentsel kullanım içerisinde katacak, ormanlar kazandıracak, yine adı 'Atatürk' olarak korunacak bir projemiz var. Ama işe dozerle başlıyorlar. İlk iş pistleri kırmak. Talimat nerden? Talimat Katar'dan, talimat Birleşik Arap Emirlikleri'nden. 'Size para vereceksek, bize burayı vereceksiniz.' 'Çünkü beşli çete korkuyor, gelince ellerinden alacağız. Onu çok bağlayıcı anlaşmalarla Katarlılara veya Arap sermayesine satmak istiyorlar. Şart koşuyor, 'Ya CHP gelirse öbür havalimanını işletirse, önce pistini kır' milletimizin buradaki oyunu görsün. Bir pist kolay mı yapılıyor? Memleketi kurtaracak önemi olan o pistleri bugün ilk iş olarak kıranların ne büyük bir ihanet içerisinde olduğunu milletimiz görsün.
HER İSTEYEN BUNLARA İSTEDİKLERİNİ YAPTIRIYOR: Kimse sakın, Atatürk Havalimanı'nda Katar'a peşkeş projelerini çevre projesi gibi göstermesin. Çevreci olacak olsanız, başta yalana sarılmazsınız. Dün, Süleyman Soylu diyor ki, 'Gezide üç beş ağaç…' Gezi parkı duruyorsa Gezi'ciler sayesinde duruyor. Efendim, 'CHP İstanbul'da ağaç kesmiş. Ağaçlarda virütik benzeri bir hastalık olduğunu anıtlar kurulu tespit etmiş Valiliğe yazmış, bunlar gezi paradisiyle hasta ağaçları kesmeyip, bütün çınarları kanser yapmışlar. Valiliğin, İstanbul Büyükşehir'e verdiği yazıyla kanserli ağacı kesip o hastalığın yayılmasına engel olanlara 'Ağaç kesiyorlar' diyor Süleyman Soylu. Algı operasyonu yapıyor. Öbür tarafta yaptığı rezalet ve çevre katliamı ortada. O yüzden Adalet ve Kalkınma Partisi'ne şunu soruyoruz, 'Bu pistleri kırmak için sizi peşinizden kovalayan var mı?' Millet bunları peşinden kovalıyor. Seçim yaklaşıyor. İktidardan gidecekler. Katarlı dostlarına verilen sözleri, istedikleri çil çil dolarların peşinde; her isteyen bunlara istediklerini yaptırıyor. Paldır küldür yapacağın bir iş varsa o Katar'ın gönlünü yapmak değil, havalimanının pistlerini kırmak değil; öğretmene atama sözü verileli son üç ay oldu. Millet peşinizde, bunu yapmanızı istiyor. 3600 ek gösterge sözü verileri 4 yıl oldu. Emekliye müjde sözü verileli 18 gün oldu, 1 Mayıs'ta ilan edilecekti. Vatandaşın talebini yerine getirmek; örneğin, sağlık çalışanlarına 6 ay önce verdikleri, 'özlük haklarınızı düzelteceğiz' sözü Sağlık Bakanı'nın ağzında ama mecliste 6 aydır yok ve her gün sağlık ordusu güç kaybediyor.
Sadat NEREDE FAALİYET GÖSTERİYOR?: Genel başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu, geçtiğimiz hafta cuma günü, Sadat'ın önündeydi. Kim bu Sadat? Uluslararası alanda savunma danışmanlığı yapan, güvenlik güçlerine eğitim veren, ithalat ve ihracat yapan firma olarak kurulan; terörü kendi faaliyet ve eğitim alanı olarak belirlemiş… Bu SADAT nerede faaliyet gösteriyor? Bu SADAT'a bakacaksak, mesela Milli Savunma Bakanlığı'nın bakan yardımcılarına bir bakacağız. FETÖ'nün önünü açtığı, Genelkurmay Başkanlığı'na giderken otobandan ilerlemiş Hulusi Akar'ın Milli Savunma Bakanı olduğu yerde; hepsi bir yerlerden FETÖ ile veya başka yerlerle ilişkili bir takım ordunun içinde olmaması gereken tarikatlarla, cemaatlerle ilişkili bakan yardımcılarına bir bakmak lazım. SADAT'ın 15 Temmuz sonrası 'ordunun yeniden yapılandırılmasında kritik rol oynadık' dediği laf, boşa laf değildir. Sarayın ve SADAT'ın, Milli Savunma Bakanlığı'nda bakan yardımcıları üzerinden zabitleri, memurları, orada koymuş olduğu, atamış olduğu nöbetçileri vardır. Ordumuzun içinde SADAT, tepesinde da tarikatlar ve cemaatlerin takipçisi olduğu, alan bölüştükleri bir yer vardır. FETÖ ile mücadele konusunda samimiyetsiz hükümet, Milli Savunma Bakanlığı'nın tepesindeki yapı noktasında da son derece tehlikeli işlere kalkışmaktadır. ve onların SADAT'ın önünü açan tutumlarını izliyoruz, takip ediyoruz, not ediyoruz. Bunun karşısında da Kuvayı Milliye ruhuyla dimdik duruyoruz.
272 MİLYAR RANTÇILARA VERİLMESEYDİ. 13 MİLYON 650 BİN EMEKLİMİZE BAYRAM İKRAMİYESİ VEREBİLİRDİK: Cumhuriyetin kuruluşundan beri bu devlet, millet için 713 milyar dolar para harcadı. Bu ülkede en ücra köyde musluktan akan suyun döşendiği o borunun parasının dahi içinde olduğu 713 milyar harcadı cumhuriyet, bu millete. AK Parti iktidarı hepimizin vergileriyle topladığı paralarla bunun üç katını 2 trilyon 631 milyar doları harcadı. Biz yaptık dedikleri her yerde yap- işlet torunlara borç devret' var. Bir tanesini de desin ki 'biz yaptık. Bizden sonraki iktidar bunu satarsa parası onundur' desin. Bu kötü yönetim yüzünden son bir haftada hazineye 272 milyar lira daha yük geldi. Eğer ekonomi doğru yönetilip bu 272 milyar rantçılara verilmeseydi. Bu paranın 86 milyarını 13 milyon 650 bin emeklimize bayram ikramiyesi verebilirdik. Bunun üstüne 64 milyar lirayla çiftçimize ne veriliyorsa üç katını verirdik 1 yılda. Kalan parayla 6,5 milyon işçimizin asgari ücretini 5 bin liraya çıkarabilirdik. Elimizde kalan paranın son kalan 36 milyarıyla da açlık sınırı altındaki 4 milyon ailenin her birine 5 bin lira gıda çeki yanına 4 bin lira da enerji çeki verirdik. Bunların hepsinin bir ayda AKP'nin kötü yönetimiyle çar çur ettiği parayla yapabilirdik.
SEN BUGÜN METHİYELER DÜZÜYORSUN DA ŞANSÖLYE MERKEL SANA FETÖ'CÜLERİ VERİYOR MU?: Adalet ve Kalkınma Partisi Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliği konusunda ülkemizin tarihine de kendi beyanlarına da ülkemizin genel tutumuna da uygun olmayan birtakım savrulmalar içerisinde. Biz ebetteki İsveç ve Finlandiya'nın başvuruları sonrasında Türkiye'nin kendine birtakım terör örgütlerine yapmış oldukları hamilikler ve ev sahiplikleri üzerinden hatırlatmayı son derece anlamlı buluyoruz. NATO üyeliği konusunda bu itirazlar varken Recep Tayyip Erdoğan'ın bu ülkelerin başbakanlarına gidip 'Sizi NATO'ya alalım' demesini bugün nasıl izah ediyor. Şaşkınlıkla diyor ki, 'Beni Recep Tayyip Erdoğan dün NATO'ya davet etti, bugün karşı çıkıyor' diyor. Peki davet ettiğin gün bunlar PKK'nın hamisi değiller miydi? Sen bugün oturuyorsun methiyeler düzüyorsun da giderken arkasından şansölye Merkel sana FETÖ'cüleri veriyor mu? Örneğin Zekeriya Öz'ü veriyorlar mı? Vermiyorlar. Biden sana dönüp Fehullah Gülen'i veriyor mu? Vermiyor. Bunların hepsinde PKK'cısı FETÖ'cüsü cirit atıyor. İç politikada malzeme yapacak. Rusya'dan Putin'den talimat almış, 'Bunları NATO'ya sokmayın.' Onun için dönüyor ben PKK için karşı çıkıyorum diyor. Yabancı ülkeleri başkanlarını da daha geçen NATO'ya davet etiğini herkes biliyor."