Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği'nde 'Keşmir Dayanışma Günü' Etkinliği
Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliği, 'Keşmir Dayanışma Günü' etkinliği düzenleyerek Türkiye'nin Keşmir'in kendi kaderini tayin hakkı mücadelesine desteğini vurguladı. Etkinliğe katılan isimler arasında eski başbakan yardımcıları ve sivil toplum temsilcileri yer aldı.
Pakistan'ın Ankara Büyükelçiliğinde "Keşmir Dayanışma Günü" etkinliği düzenlendi.
Büyükelçilikten yapılan yazılı açıklamaya göre, etkinliğe eski Başbakan Yardımcısı Recep Akdağ, eski Tarım Bakanı Mehmet Mehdi Eker, İslam Ülkeleri İstatistik, Ekonomik ve Sosyal Araştırma ve Eğitim Merkezi (SESRIC) Genel Müdürü Zehra Zümrüt Selçuk, milletvekilleri, medya, düşünce kuruluşlarıyla sivil toplum temsilcileri katıldı.
Pakistan'ın Ankara Büyükelçisi Yusuf Cüneyd burada yaptığı konuşmada, etkinliğe geniş katılımın Türkiye'nin Keşmir'in kendi kaderini tayin hakkı için verdiği haklı mücadeleye olan sarsılmaz desteğini açıkça gösterdiğini belirtti.
Keşmir anlaşmazlığının kökenine ve mevcut durumuna değinen Cüneyd, anlaşmazlığın bölgesel bir çatışmadan çok daha fazlası, uluslararası toplumun adalet ve insan haklarına olan bağlılığının bir turnusol testi olduğunu belirtti.
Cüneyd, küresel liderleri ve kurumları kararlı bir şekilde harekete geçmeye davet ederek "Hindistan'ı, Cammu Keşmir'deki sistematik insan hakları ihlallerinden sorumlu tutmaları", "5 Ağustos 2019'daki yasa dışı eylemleri geri almaları" ve "Keşmirlilerin devredilemez kendi kaderini tayin haklarını kullanmalarını sağlamaları" çağrısında bulundu.
Eski Başbakan Yardımcısı Akdağ da Keşmir'in meşru kendi kaderini tayin davasına Türkiye'nin desteğini yineleyerek, Türkiye'nin Keşmir halkının arzusu doğrultusunda Keşmir anlaşmazlığının barışçıl çözümünü her zaman desteklediğini ve desteklemeye devam edeceğini ifade etti.
Eski Tarım Bakanı Eker de Keşmir anlaşmazlığının vicdan sahibi herkesin sorunu olduğunu ve çözümünün Güney Asya'daki barış ve istikrar için hayati önem taşıdığını dile getirdi .
SESRIC Genel Müdürü Selçuk da Keşmir sorununun Birleşmiş Milletler (BM) kararları çerçevesinde çözülmesi gerektiğini belirtti.
