Pakistan, Okul Baskınının Yasını Tutuyor
Pakistan'ın Peşaver kentinde Pakistan Talibanı tarafından bir okula düzenlenen kanlı baskının ardından aileler, saldırıya kurban verdikleri evlatlarının yasını tutuyor.
Metin Aktaş/Cemaluddin Eşmuhammed - Pakistan'ın Peşaver kentinde Pakistan Talibanı tarafından bir okula düzenlenen kanlı baskının ardından aileler, vahşi saldırıya kurban verdikleri evlatlarının yasını tutuyor.Pakistan tarihinin en kanlı saldırılarından biri olarak kayıtlara geçen ve ülkede şok etkisi yapan katliamın izleri, saldırıdan bu yana on gün geçmesine rağmen hala sıcaklığını koruyor.Afganistan-Pakistan arasında Taliban militanlarının en önemli merkezlerinden biri olarak görülen ve 1979-1989 yılları arasında Afganistan'daki Sovyetler Birliği işgaline karşı yürütülen "Afgan cihadı" direnişin örgütlendiği en önemli kentlerden olan Peşaver'de hayat, saldırının üzerinden geçen on günün ardından normale döndü ancak aynı şeyi kanlı baskında çocuklarını kaybeden aileler için söylemek zor.Baskında kimi aileler tek çocuğunu kaybetti, bazı aileler ise aynı okula giden iki çocuğundan birinin hayatta kalmasına sevindi, diğerinin acısıyla kahroldu.AA ekibi, 16 Aralık'ta binden fazla öğrencinin eğitim gördüğü okulun basılmasıyla sarsılan kentte, çocuklarını teröre kurban veren aileler ve yakınlarıyla görüştü. Katliamda çocuklarını kaybeden aileler, "acılarının küllenmesini beklemekten başka ellerinden bir şey gelmediğini" ifade ederken, ülkenin teröre karşı savaşı ne pahasına olursa olsun kazanacağı fikrinde birleşiyor.- Kardeşini kurtarmak için geri döndü, vuruldu -Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nde inşaat mühendisliği alanında yüksek lisans yaparken, geçen yıl kardeşini kaybetmesi üzerine ailesine destek için Peşaver'e dönen Şuja Zafer de bu tarifsiz acıyı yaşayanlardan. Şuja Zafer, bir yıl önce babasını 34 yaşında kalp krizi sonucunda kaybeden 14 yaşındaki 9. sınıf öğrencisi yeğeni Muhammed Abdullah'ı yitirdiği kanlı baskını ve sonrasında yaşananları şöyle anlattı: "O sabah beni Muhammed'in annesi aradı. Okulda saldırı olduğunu ve çocukları için çok endişelendiğini söyledi. Onu alıp hemen okula gittik. Gittiğimizde okul çok karışıktı. Bir süre uğraştıktan sonra küçük yeğenim Ubeyd'i bulduk ama Muhammed'i bulamadık. Okulun içerisinde hala çocuklar vardı o saatlerde. Her an çıkabilir diye bekledik. Okul kapısından sırayla ambulanslar çıkıyordu. Öğlen saat ikiye kadar bekledik, sonra hastaneye gittik, orada da bulamadık. Akşam vakitlerinde ise şehit olduğunu öğrendik. Onu gördüğümde başı tamamen bezle sarılmış, kana bulanmış haldeydi. Göğsünde kurşun izleri vardı. Taliban'ın yaptığı insanlık dışı, alçakça bir şey. Çocukların suçu ne? Gücü yetse askere saldırırdı."Muhammed Abdullah'ın 12 yaşındaki kardeşi Ubeyd ise abisinin önce baskından kaçmayı başarmasına karşın kendisini kurtarmak için okula geri döndüğü sırada kurşunların hedefi olduğunu söyledi.Ubeyd, o gün yaşadıklarını şöyle anlattı: "Askerler geldiğinde bize 'korkmayın burada güvendesiniz' dediler. Militanlar konferans salonuna girdiğinde abim de oradaydı. Dört arkadaşıyla beraber salondan kaçmayı başarmış ama benim içeride olduğumu öğrenince tekrar içeri girmiş. Sonra okul bahçesinde şehit etmişler onu."- Çocukların eğitimi için Peşaver'e göç etmiş -Baskında hayatını kaybeden 8. sınıf öğrencisi Yasirullah'ın babası Nasirullah da Afganistan sınırındaki Çitral bölgesinde sınır muhafızı olarak görev yaptığını ancak çocuklarının daha iyi eğitim alması için Peşaver'e geldiğini söyledi.Saldırının gerçekleştiği gün Hayatabad bölgesinde bulunduğunu ifade eden baba, haberi televizyonda görür görmez okulu aradığını ancak kimseye ulaşamadığını belirtti. Baba Nasirullah, o anda yaşadıklarını anlatırken, "Oğlumun hastaneye getirilmediğini söylediler. Hala içeride, hayatta olduğuna kendimi inandırmaya çalıştım. Az sonra orada bir yetkili bana içeride yaklaşık 40 çocuğun mahsur kaldığını söyledi. Ben de umutlanmaya başladım" dedi.Okulun önünde dört saat beklemesine karşın oğlu Yasirullah'tan haber alamadığını aktaran baba Nasirullah, şöyle devam etti: "Akrabalarımdan biri arayarak hastaneye çağırdı. Gittiğimde oğlum orada şehit olmuş yatıyordu. Çitral'da yaşıyorduk. Orada köyde eğitim iyi olmadığı için Peşaver'e çocuklarım daha iyi eğitim alabilsin diye taşınmıştık. Allah ona şehadeti nasip etti."Baskında katledilen 16 yaşındaki 9. sınıf öğrencisi Zülkarneyn Şah'ın babası Seyid Şah da o günü hayatı boyunca unutmayacağını söyledi. Şah, oğlu Zülkarneyn'in daha önce yatılı bir okula gittiğini, bu yüzden çok sık görüşemediklerini, her gün görebilmek için kaydını bu okula aldırdıklarını anlattı.O sabah oğlunun her zamankinden biraz geç kalktığını söyleyen Şah, "Okuldaki saldırı haberi gelince hastaneye gittik. Hastanede hayatını kaybeden onlarca çocuk vardı. Onu çok severdim, en küçük evladımdı. Şehir dışında başka bir yatılı okulda okuyordu, haftada bir eve gelirdi. Onu her gün görebilmek için bu okula yazdırmıştım" diye konuştu.- "Kurtulanlar arasında abimi aradım ama bulamadım" -Baskını, kütüphanede kitap seçerken yaşadıklarını ifade eden 12 yaşındaki 7. sınıf öğrencisi Muhammed İlahi ise 15 yaşındaki ağabeyi Ahmed İlahi'yi saldırıda kaybetti. Saldırının ardından ailenin tek erkek çocuğu kalan Muhammed, yaşadıklarını şöyle dile getirdi: "Kütüphanede kitap seçiyorduk, o sırada silah sesleri geldi. Önce seslerin okulun arka tarafındaki köyden geldiğini zannettik. Sonra koşarak sınıfa döndük. Az sonra da sınıfa kanlar içinde bir çocuğu getirdiler. Ağzından sürekli kan geliyordu. Yaklaşık iki saat sınıfta mahsur kaldık. Sonra bizi askerler pencereden dışarı çıkararak parka götürdüler. Orada çocukların arasında abimi aradım ama bulamadım. Onun için endişelenerek tekrar okula girmeye çalıştım ama askerler bırakmadı. Abimi bekledik ama çıkmadı. Sonra hastaneye gittik. Abimi gördüğümde kana bulanmıştı, boynunda kurşun izi vardı." _