Haberler

Panama Kanalı'nın Değişen Kaderi: Panama'nın Egemenliğine Giden Yol

Güncelleme:
Abone Ol

PANAMA, 31 Aralık (Xinhua) -- Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ABD'de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın kısa süre önce Panama Kanalı'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye yönelik tehditlerini reddederek Panama'nın "egemenlik ve bağımsızlığının tartışmaya açık olmadığını" söyledi.

PANAMA, 31 Aralık (Xinhua) -- Panama Devlet Başkanı Jose Raul Mulino, ABD'de başkanlık seçimini kazanan Donald Trump'ın kısa süre önce Panama Kanalı'nın kontrolünü yeniden ele geçirmeye yönelik tehditlerini reddederek Panama'nın "egemenlik ve bağımsızlığının tartışmaya açık olmadığını" söyledi.

Mulino, kısa süre önce paylaştığı sosyal medya mesajında, " Panama Kanalı'nın ve bitişiğindeki bölgenin her metrekaresinin Panama'ya ait olduğunu ve ait olmaya devam edeceğini kesin bir dille ifade etmek istiyorum" dedi.

Mulino, "İster burada olsun ister dünyanın herhangi bir yerinde olsun her Panamalı bu gerçeği kalbinde taşır ve bu, mücadele tarihimizin ve değiştirilemez fetihlerimizin bir parçasıdır" diye ekledi.

Atlantik ve Pasifik okyanuslarını birbirine bağlayan insan yapımı bir su yolu olan Panama Kanalı, ABD tarafından 1914 tarihinde inşa edilerek dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter ile dönemin Panama lideri Omar Torrijos arasında imzalanan bir antlaşma uyarınca 1999 yılında Panama'ya iade edilmişti. ABD'nin kanal üzerindeki kontrolünün 2000 yılı itibarıyla sona ermesini öngören antlaşma, kanalın tarafsızlığını da güvence altına alıyor.

"DÜNYA ABD'Yİ VETO ETTİ"

Panama'nın kanal üzerindeki egemenliğini yeniden kazanmak için verdiği on yıllarca süren mücadele, 1960'lı yıllarda doruk noktasına ulaşır. Artan protestolar ve uluslararası diplomasi, nihayet ülkenin ABD'yle ilişkisini yeniden şekillendirmeye başlar.

1956 yılında Mısır'ın Süveyş Kanalı'nı kamulaştırmasından güç alan Panamalılar, Panama Kanalı Antlaşması'nın gözden geçirilmesi çağrılarını yoğunlaştırır.

Şimdi 78 yaşında olan Federico Alvarado da o dönemlerde protestolara katılan Panamalılardan biri. Alvarado, 9 Ocak 1964 tarihinde Panama Kanalı Bölgesi'nde yaşayan Amerikalıların Panama bayrağını yırtması üzerine patlak veren "Bayrak Protestoları'nın" tırmanarak kanlı çatışmalara dönüştüğünü hatırlıyor. Dört gün boyunca ABD güçlerinin göstericilere açtığı ateş sonucu 20'den fazla kişi hayatını kaybeder, yüzlerce kişi ise ağır şekilde yaralanır.

Bu şiddet olaylarının ardından Panama uluslararası kurumlara başvurur. 1973 yılında Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin başkent Panama'da düzenlediği ender oturumlardan birinde Panama lideri merhum General Omar Torrijos, etkili bir konuşma yaparak ABD'nin sömürgecilik anlayışını sert dille eleştirir.

Torrijos konuşmasında "ABD'nin ilişkili devleti, sömürgesi ya da mandası altında değiliz; geçmişte de değildik, gelecekte de asla olmayacağız. ABD'nin bayrağına eklenen yeni bir yıldız olmayacağız" der.

Panama'nın egemenliğini destekleyen karar tasarısı, İngiltere'nin çekimser kalmasıyla Güvenlik Konseyi'nin 15 üyesinden 13'ünün desteğini kazanır. Ancak veto yetkisini kullanan ABD, geniş desteğe rağmen kararın çıkmasını engeller.

Dönemin Panama Dışişleri Bakanı Juan Antonio Tack, "ABD, Panama'nın kararını veto etti ama dünya da ABD'yi veto etti" ifadesini kullanır.

Panama Asya Stratejik Araştırmaları Merkezi'nin eski dış politika danışmanı ve onursal başkanı Julio Yao, Panama'nın davasına karşı duyulan uluslararası sempatiyi perçinleyen bu vetonun ardından dünyanın en sonunda Panama'nın mücadelesini anladığını söylüyor.

Eylül 1977'de Torrijos ile dönemin ABD Başkanı Jimmy Carter arasında Torrijos-Carter Antlaşmaları imzalanır. Bu antlaşmalar, Panama Kanalı'nın 31 Aralık 1999 tarihinde Panama'nın kontrolüne bırakılmasını öngörmektedir.

PANAMA PANAMALILARINDIR

30 Aralık 1999'da yağmurlu bir günde son kez indirilen ABD bayrağının yerine Panama bayrağı çekilir. Torrijos-Carter Antlaşmaları uyarınca 31 Aralık günü resmiyet kazanan bu bayrak değişimi, Panama için yeni bir dönemin başlangıcını simgelemektedir.

2012 ile 2019 arasında Panama Kanalı yöneticiliği yapmış olan Jorge Luis Quijano, "Geçişten sonra sadece çok büyük bir Panama bayrağı göndere çekildi. O gün belki dünya için sıradan bir gündü, ama Panamalılar için son derece önemli bir gündü" diyor.

Kanalın tam kontrolünü eline alan Panama, kanal bölgesinde polis karakolları ve mahkemeler kurarak medeni hukuku uygulamaya başlar ve yönetim operasyonlarındaki ABD personelinin yerini Panamalılar alır.

Panama'nın yönetimi altında kanalın modern gemi taşımacılığının gereksinimlerini karşılamasını sağlayacak şekilde genişletilmesi için önemli çalışmalar gerçekleştirilir. Özellikle eski kanal havuzları, büyük gemilere hizmet vermekte zorlanmaktadır. 2016 yılında tamamlanan kanal genişletme çalışmaları, Panama'nın küresel ticarette kilit öneme sahip bir oyuncu olarak konumlanmasında kritik rol oynar.

Günümüzde küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 5'inin gerçekleştirildiği kanal, Panama'nın lojistik, ticaret ve finans merkezi olarak rolünü sağlamlaştırıyor.

Panama'nın Colon Serbest Ticaret Bölgesi, Batı Yarımküre'deki en büyük serbest ticaret bölgelerinden biri konumunda. Ülkenin Tocumen Uluslararası Havalimanı ise Güney Amerika ile Kuzey Amerika'yı birbirine bağlayan kritik bir transit geçiş merkezi. Öte yandan Amerika kıtası, Avrupa ve Asya'dan birçok önemli bankaya ev sahipliği yapan başkent Panama, Latin Amerika için finansal bir merkez haline gelmiş durumda.

Aslında kanalın önemi ticaretin de ötesine uzanıyor. 1964 yılındaki "Bayrak Protestoları" sırasında parçalanan bayrağın restore edilmiş hali Panama Kanalı Müzesi'nde sergileniyor. Bayrak, bu haliyle ziyaretçilere egemenlik yolunda yapılan fedakarlıkları hatırlatıyor. Bayrağın altında ise "Bayrak eken egemenlik biçer" ifadesi yer alıyor.

Kanal Gözcülüğü Derneği'nin temsilcisi Joaquin Vasquez, "Unutulmak istemeyen o vatanseverlere borçluyuz" diyor.

Yao, ülkenin mücadelesinin, Küresel Güney'in genel mücadelesinin bir yansıması olduğunu söylüyor. Ülke tarihiyle Afrika ve Ortadoğu gibi bölgelerin tarihleri arasında tahakküm altına alınma ve buna direnme bakımından benzerlikler olduğuna dikkat çeken Yao, bu tarihin bu bölgelerin ileriye dönük yollarını şekillendirdiğini ifade ediyor.

Yao, "Bu, çok yoksul bırakılmış, çok uzun süre tahakküm altında tutulmuş, çok büyük müdahaleye uğramış ve çok fazla manipüle edilmiş bir bölge için büyük bir uyanıştır. Dolayısıyla iyimser olmak için nedenimiz var. Küresel Güney'e inancım çok güçlü. Doğru olan yol budur" diyor.

Kaynak: Xinhua / Güncel

Uluslararası İlişkiler Panama Kanalı Donald Trump Politika Ekonomi Güncel Aralık Panama Panama Uluslararası İlişkiler Politika Ekonomi Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title