Partigöç'e Evrakın Mahiyetini Sordum, Telefonu Yüzüme Kapattı"
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin de bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılanmasına devam ediliyor.
Yakınca Spor Salonu'ndaki duruşmada, tutuklu sanıklardan dönemin 2. Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, Malatya 1. Ağır Ceza Mahkemesi heyeti karşısında savunma yaptı.
İzin planlamasına göre 15-31 Temmuz'da izne ayrılacağını aktaran Sevgili, "Ordu komutanım değişiklik yaptı ve kurmay başkanının izne gidecek olmasından dolayı kalmamı istedi. Çocukları erkenden gönderdim, aileme de gelemeyeceğimi söyledim. Kurmay başkanımız izin kağıdını alınca vekil olarak kaldım. İznimi alabilsem olay akşamı Ankara'da olacak ve olayları görmeyecektim." dedi.
Sevgili, (sözde sıkıyönetim direktiflerinin yer aldığı mesaj) emirlerin geldiğini ordu harekat merkezinde okuduğunu belirterek, mesajları ordu komutanına arz etmek için konutuna gittiğini, olumsuzluk yaşanmaması amacıyla nizamiyelerin giriş çıkışlarına dikkat edilmesini bir subaya söylediğini ifade etti.
Bu emrin gelen mesajla ilgili olmadığını, idari bir tedbir olduğunu iddia eden Sevgili, Genelkurmay Başkanlığındaki eylemlerle ilgili 221 sanık hakkında hazırlanan çatı iddianamesine göre "Yurtta Sulh Konseyi" üyesi darbeci askerler arasında yer alan ve dönemin Genelkurmay Başkanlığı Personel Plan Yönetim Daire Başkanı olan eski Tuğgeneral Mehmet Partigöç'le görüşmesine ilişkin, "Odamdaki telefondan mesajda ismi bulunan Tuğgeneral Mehmet Partigöç'ü aradım, 'bu evrakın mahiyeti nedir' diye sordum. O da bana 'ordu komutanına arz edin' diyerek telefonu yüzüme kapattı." savunmasını yaptı.
"Bahadır Albay silah çekti"
Sevgili, önemli bir mesaj geldiğinde önce ordu komutanına, daha sonra sıralı amirlere ilettiklerini belirterek, şu iddialarda bulundu:
"Daha sonra ordu komutanının konutuna gittik. Komutanımız evrakları kapıda inceledi ve 'ordu karargahına gidelim' dedi. Ordu komutanının makam aracına bindik. Genelkurmay Başkanı ve sıralı komutanlıklara ulaşamaya çalıştık. Karargaha gelince ben, Zeki Karataş ve ordu komutanının odasına girdik. Ankara'daki komutanlara ulaşamaya çalışıp, televizyondaki gelişmeleri takip ettik. Ordu komutanı, makamdayken bağlı birliklere emir dışı hareket edilmemesi emrini verdi. Kurmay Başkanı Avni Angun karargaha geldi. Başına gelenleri anlatarak, bizimle gelişmeleri takip etmeye başladı. Ordu komutanlığı odası dışında kurmay başkanı ile Albay Bahadır Erdemli arasında tartışma çıktı. Bahadır Albay silah çekti, koruma astsubayı Fatih Gürcan, kurmay başkanının koluna girip odasına götürdü. Herkes birbirine bakıyor, kimse bir şey yapmıyordu. Bahadır Albay, kurmay başkanı ordu komutanının odasındayken elindeki silahın namlusu kendisine dönükken 'alın beni vurun komutanım' diye bir şey söyledi, emir subayı araya girip silahı aldı."
Sanık Sevgili, Albay Bahadır Erdemli'nin ordu komutanının odasına girdiğini, Kurmay Başkanı Avni Angun'un kendisi hakkında dedikodu yaptığını ve odadan çıkmasını istediğini anlatarak, "Odadan çıktık, Bahadır Albay, kurmay başkanına kelepçe takmaya çalıştı, benden yardım istedi. Ben de yaptığının yanlış olduğunu söyledim ve bana 'tak' dediği kelepçeyi 'takmıyorum' dedim." savunmasını yaptı.
Darbe girişimi sırasında komuta katında yaşananları anlatan Sevgili, "Ordu komutanı, Yüzbaşı Kemal Keskin'i ikna etmemi, güvenlik güçlerine zorluk çıkarmamasını söylememi emretti." iddiasında bulundu.
Sevgili, ordu komutanıyla karargaha geldikten sonra kimseye herhangi bir emir vermediğini öne sürerek, "Malatya kara havacılık eski komutanının göreve devam etmesi ve İnsanlı Keşif Uçağı (İKU) hazırlanmasını da emretmedim. Böyle emirleri sözlü dahi olsa vermem. Ordu komutanı uçak talebi, Ankara'daki Kara Havacılık Komutanlığından yapılmaktadır." dedi.
"Ordu komutanını Ankara'ya kaçırma iddiası çok komik" diyen Sevgili, "Kurmay başkanının, emir subayı ve korumaların bulunduğu bir ortamda ordu komutanını kaçırma iddiası çok komik. Kurmay başkanı bana 'maksadınız nedir?' diye sormadı, 'Kimler var, maksatları ne' diye sordu." iddiasında bulundu.
Mahkeme Başkanı Vedat Koç'un, "Ordu komutanının emriyle nizamiyeye gittiğini söyledin. Yüzbaşının ordu komutanının talimatını dinlememesi doğal mı?" sorusunu sanık Sevgili, "Doğal değil. Tam bir kriz ortamıydı, vazgeçmesini söyledim." şeklinde yanıtladı.
"O gece için darbecidir diyebileceğin kimler var." sorusuna ise Sevgili, "Ben böyle bir isim vermeyi uygun görmüyorum. Ordu komutanı darbe yanlısı değildi. Gelişmelere baktık. Darbe yanlısı olduğu yönünde bir şey söyleyemem. Gelişmeleri beraber takip ettik. İlk zaman hepimiz bekledik. Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanlarına ulaşmaya çalıştık. Ben darbe yanlısıdır diye bir şey söyleyemem." cevabını verdi.
Sevgili, "Ordu komutanının sıkıyönetim formuna 'kanunsuzdur' diye şerh düştüğünü gördün mü?" sorusu üzerine "Yazarken değil, söylerken duydum." dedi.
"Dişli ile habercim görüşmüş olabilir savunması"
Bir avukatın darbe girişiminden 1 gün önce Ankara'da darbe girişimine karışan kişilerle telefonla konuşup konuşmadığını sorması üzerine Sevgili, "Bilmiyorum." yanıtını verdi. Bunun üzerine avukat "HTS kayıtlarının olduğunu, Tümgeneral Mehmet Dişli ile 14 Temmuz günü saat 21.00 sularında görüşme kaydının olduğunu" söyleyince, sanık Sevgili, "Ben konuşmadım, telefonum makamdaydı, emir astsubayım ya da habercim görüşmüş olabilir." dedi.
Sanık Sevgili, 15 Temmuz gecesi eski Genelkurmay Başkanı Başdanışmanı Kurmay Albay Orhan Yıkılkan ile görüşülmesi ile ilgili sorusu üzerine, görüşme yapmadığını, bilmediğini ve hatırlamadığını söyledi.
Duruşma, sanıkların savunmalarıyla sürüyor.