Paü Rektörü Hüseyin Bağ Tanık Olarak İfade Verdi
Denizli'de, FETÖ'nün Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) yapılanmasına yönelik davada PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, tanık olarak ifade verdi.
Denizli'de, FETÖ'nün Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) yapılanmasına yönelik davada PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ, tanık olarak ifade verdi. Denizli'de, FETÖ/PDY'nin PAÜ yapılanmasında 60'ı tutuklu toplam 115 sanığın yargılandığı davada tanıkların dinlenmesine devam edildi. Duruşmanın bugünkü celsesinde PAÜ Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Bağ tanık olarak dinlendi. Rektör Bağ, seçimlerde konsorsiyum olduğu, cemaatten olan isimlerin kayırıldığını belirterek, doçentlik kadrosu verilmesi için başvuran kişinin kardeşinin doçentlik aldığı belgeler ile başvurduğunu ve bu isme karşı çıktığı için görevlerinden istifa ettirildiğini söyledi. Bağ, "2000 yılında geldim 17 yıldır FETÖ/PDY birçok noktada şahit oldum. Bu yapılanma özellikle 2011 rektörlük seçimlerinden sonra hız kazandı dışarıdan elemanların geldiğini şahit olduk. Kadroyu hak edenlerin engellediğine şahit olduk. Denizli Teknik Bilimlerde 13 ay müdürlük yaptım, rektörden görev talebim yoktu. Çağırdı Denizli Meslek Yüksek okuluna müdür olarak atayacağını ifade etti. Kurumsal görev için kabul ettim. Vekaleten atayacağım, asaleten atamayacağını söyledi. Nedenini sormadım. Teknik bilim ve sosyal bilim olarak 2'ye ayıracağını ve daha sonra görevimin biteceğini söyledi. Bende 2011 Haziran ayında göreve başladım. 2012 Şubat ayında ikiye ayırdık ve görevi bırakacağımı söyledim. Görüşmemizde göreve devam etmemin uygun olacağını söyledi, ben de kabul ettim. Gelişen süreçte Hüseyin Bağcı'nın yönetimine ilişkin eleştirilerde bulundum" ifadelerini kullandı.
Tutuklu bulunan eski retör Hüseyin Bağcı'yı eleştirdiği için kendisi ile çalışmama kararı alındığını ileri süren Bağ, "İstifa dilekçesi vardı, hocalara eleştirilerim hakkında açıklamalar yaptı. Bu şekilde mi diye sordu. Onlar da 'bu şekilde değil' dedi. Eklemeler yapılıp aktarılmış. Açıklama yapmak istedim. 'Söz hakkı vermiyorum' dedi. Ayrıca müdürlük görevi zaten vekaletti, görevden aldım istifaya gerek yok' dedi. Senato üyeliğim, ilköğretim bölüm başkanlığı ve fen bilgisi ana bilim dalı başkanlığı için istifa dilekçeleri hazırlanmıştı. Dilekçelerden fen bilimlerini imzalamadım. Çünkü tek profesördüm ve ana bilim dalı başkanı olmam yasa gereği bir haktı. Bu istifaların gerekçesi Ali Keskin ile yaptığım görüşmeydi. Kendilerinin almak istedikleri örgüt üyesinin atamasını onaylamadığım için böyle bir istifanın olduğunu düşünüyorum. İstifalarda böyle seremoniye gerek yoktu. Dekan, rektör, iki hoca bulunmasının gereği yoktu" diye konuştu.
"İSTİFAYA ZORLANDIM, KURBAN VE BURS PARASI TOPLUYORLARDI, VERMEDİM"
Sınava katılmamaları için 2 kişinin arandığına dikkat çeken Bağ, bazı isimlerin kurban ve burs parası topladığını, kendisinden istendiğini ancak vermediğini anlattı. Bağ, "Öğretim görevlisi kadrosu için yapılan mülakata 4 kişi çağırılmış sınava 2 kişi girdi. Kudret G.'nin kızı K. G. kazandı. Diğer 2 kişiye telefon açılarak gelmemeleri söylendi. İlköğretim doktoraya Vedat O.'nun alımında 3 aday başvurdu. İki asil kazandı. Vedat O. yedekti. Enstitü müdürü Ramazan B., asıl olarak birini kaydını yapmadı ve yedekten Vedat O., kaydediliyor. Erdal Kaçan ve Şevket Civelek ile çok yakın ilişki vardı. Şevket Civelek bu kişiler için benim evladım derdi. İstifaya zorlandığım ve rektörün makama gittiğimde Erdal K.'nın alınmaması olduğunu öğrendim. Fen bilgisi ana bilim dalı Kudret G., sohbet organizasyonları gerçekleştiriyordur. Hasalettin D., burs ve kurban parası topluyordu. Bende de istedi vermedim. Muzaffer T., Durmuş T., beni de sohbetlere davet ettiler. Ama sohbet değil oturup çay içiyor. 2 kez gittim. Muhammet A.'ın evinde sohbet vardı. İlk sohbet normaldi daha sonra herkül.org sitesinden metinler okundu o zaman örgüt değildi, cemaat olarak adlandırılıyordu. Bir daha gitmedim" diye konuştu.
"KONSORSİYUM ÜYELERİ YETKİLİ GÖREVLERE GELDİ"
Üniversite seçimlerinde konsorsiyumun daha sonra üst görevlere geldiğine mahkeme heyetine anlatan Bağ, "Konsorsiyum toplantılarına katılmadım. İsmi geçen 4 kişi ile cemaat adına oluşturulan konsorsiyumda yer almadım. O dönemde Ahmet K.'yı destekledim. Kudret G., Muzaffer T., Uğur K., Ali K., Hasan E., gibi isimler, seçim sonunda görev paylaşımında etkin görev aldı. 2015 seçimlerinde cemaat olarak bildiğim gruba dahil olan kişiler yine Hüseyin Bağcı'yı desteklediler. 2011 kadar açık değildi. 17-25 Aralık'ta tavır değişti. Cemaatin desteklenmemesi gerektiği söylenmişti. Açık destek göstermediler" diye anlattı.
(İHA)