PepsiCo'ya Bilimler Akademisi Ödülü
PepsiCo Ar-Ge Direktörü Prasad Joshi, PepsiCo Bilimler Akademisi Ödülü'nün sahibi oldu.
Çevresel sürdürülebilirlik konusunda yenicilik ve liderlik misyonunu sürdüren PepsiCo'nun tamamen bitkisel ve yenilenebilir kaynaklardan ürettiği dünyanın ilk bitkisel pet şişesinin yaratıcısı PepsiCo Ar-Ge Direktörü Prasad Joshi, PepsiCo Bilimler Akademisi Ödülü'nün sahibi oldu.
PepsiCo'nun 2012 yılında üretmeye başlayacağı, yüzde 100 geri dönüşümlü ve mısır püskülü, kızılçam kabuğu ile çimen gibi hammaddelerden üretilecek olan "yeşil" şişe projesi, PepsiCo Bilimler Akademisi Ödülü'nü kazandı. PepsiCo'nun yeni bitkisel şişesi, 2009 yılında PepsiCo'nun Sürdürülebilirlik hedeflerini desteklemek üzere başlatılan PepsiCo İleri Araştırma Çalışmaları Projesi ile hayata geçti. PepsiCo, gelecekte "yeşil" şişenin üretiminde kullanılan yenilenebilir kaynaklar arasına portakal kabuğu, patates kabuğu, yulaf taneleri gibi şirketin gıda alanındaki faaliyetlerinde kullanılan ürünleri de katmayı planlıyor.
PepsiCo CEO'su Indra Nooyi, "Bitkisel şişe, PepsiCo ve içecek endüstrisi için çığır açan bir yenilik olmakla birlikte, araştırma ve geliştirme çalışmaları konusundaki kararlılığımızın bir sonucudur" dedi.
PepsiCo Bilimler Akademisi Ödülü'nü kazanan projenin yöneticisi PepsiCo Ar-Ge Müdürü Prasad Joshi, projeyi en üst düzeyde gizlilikle yürüttüklerini söyledi. Joshi, "Bu çalışma dört kıtaya yayılırken bir taraftan da en üst düzeyde gizlilikle yürütülüyordu. Dış iş ortaklarımızdan hiçbiri diğer iş ortaklarımızdan haberdar değildi ve böylece PepsiCo'nun yenilenebilir PET konusundaki çözümü elinde bulunduran tek şirket olması sağlandı" dedi
Dünyanın ilk yüzde 100 yenilenebilir PET şişesini yaratmayı başaran PepsiCo, bu gelişmeyle birlikte, içecek şişeleri üretiminde karbon ayak izini önemli ölçüde azaltırken, çevresel sürdürülebilirlik konusundaki liderlik konumunu da sürdürüyor. Aynı zamanda PepsiCo, yeryüzünün doğal kaynaklarının korunması amacıyla toprak, enerji, su ve ambalajların daha verimli kullanılması için 2010 yılında açıkladığı küresel hedef ve taahhütleri doğrultusunda yeni bir adım atmış oluyor.