PKK'dan CHP Liderine: Türklüğün Batsın
PKK'nin kurucularından Ali Haydar Kaytan'dan, Kemal Kılıçdaroğlu ve Serdar Ortaç hakkında çarpıcı sözler.
PKK'nin kurucularından Ali Haydar Kaytan, örgütün yayın organına verdiği röportajda çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Kaytan, geri çekilme konusuna şunları söyledi:
"Mesela biz gerillamızı sınır dışına çekeceğiz. Ama öte yandan bir de Kürdistan'a dönüş başlıyor. Yani bir geri çekiliş, ama bir de ülkeye dönüş ve yöneliş var. Boşaltılan 4 bin köyümüz var. Mesela o köylerin yeniden dolması lazım."
PKK'lı Kaytan, şarkıcı Serdar Ortaç'ın, Ahmet Kaya olayı için özür dilemesine de değindi:
SERDAR ORTAÇ'IN ÇIKIŞI ÇARPICI!
"Halklar arası düşmanlık bir sosyal gerçekliktir. İnşa edilmiş bir gerçeklik. Şovenizm Bütün bunların hepsi insan eliyle yaratılıyor. İnsan eliyle yaratılan insan eliyle yıkılabilir ve yeniden yaratılabilinir.
Şimdi burada, belki sıradan, çok basit bir olaydır ama, son günlerde televizyonlarda çıkan bir görüntü vardı. Serdar Ortaç. Özür diledi. Özellikle Ahmet Kaya'ya yapılanlardan dolayı, kendisinin burada oynadığı rolden dolayı özür diledi. O haliyle o insanın kurduğu cümleler var. "Bizi kışkırttılar", "bizi dolduruşa getirdiler" diyor. Bu çok çarpıcıdır. Bizi dolduruşa getirdiler. İşte Kürt denince vatanı bölen, Türkiye'ye karşı karpuz kıran. Yani Kürt demek, Kürtçe okumak demek Türkiye'nin bölünmesi demek. Kürtçe bir şarkı söylemek, Türkiye'nin altını üstüne getirmek demek. Bu algı yaratıldı. Bu insan eliyle yaratıldı. Devlet denilen, üst toplum eliyle yaratıldı. Öyle bir literatür oluşturuldu ki, mesela televizyonlarda haber okunurken kullanılması gereken kavramlar var. İşte PKK'den söz ederken 'bölücü terör örgütü' diyeceksiniz. Bu resmen söyleniyor yani. Herkes böyle kullanmak zorunda. Önder Apo'dan söz ederken 'bölücü başı', 'terörist başı' diyeceksiniz. Gerilladan bahsederken işte 'eşkıya grubu', 'terörist', 'eşkıya' diyeceksiniz. Bu kavramlar sürekli tekrarlana tekrarlana, PKK sürekli işte 'vatanı bölecek', 'Türkiye'yi bölecek', bilmem ne edecek, diye diye toplumu öyle bir noktaya getirdiler ki, Pavlov'un deneyiminden söz edilir ya, gerçekten öyle yani. Toplum gerçekten paranoyak bir duruma sokuldu. Şimdi o düzeltilmeye çalışılıyor. Öyle bir dehşet verici bir durum ortaya çıktı ki devlet için aslında ciddi bir tehdit teşkil ediyor.
Neredeyse bütün sorunların sebebi olarak Kürtleri görecek toplum...Evet, gerçekten de öyle. O insanın sözlerinden çıkarılan sonuçlar var. Kullandığı kelimeler gerçekten anlamlıydı. Dolduruşa getirilmek.
Herkesin kabul ettiği sayın Öcalan'ın Amed'te açıkladığı manifestoda dikkati çeken birden fazla nokta var. Bütün toplumu, gençliği, kadınları, etnik grupları, inanç gruplarını kucaklayan bir açıklamadır tespiti yapılıyor. Bu şimdiye kadar anlattıklarınızın bir sonucu olarak mı böyledir.
Kürt sorunu Türkiye'deki tüm sorunların anası. Dolayısıyla Türkiye'deki demokrasi sorununun çözümü gerçekten de Kürt sorununun çözümüne bağlı. Bütün sorunların gelip kör düğüm olduğu nokta Kürt sorunudur. Kürt sorununu çözmeden demokrasinin kapısını aralayamazsınız.
ALEVİ OLDUĞUM KADAR İSLAM'IN ÖZLÜ DEĞERLERİNE SAHİP ÇIKMAK GURUR VESİLESİ
Ben Alevi olduğum kadar İslam'ın en özlü değerlerine sahip çıkmayı büyük bir gurur vesilesi sayıyorum. Onun tüm değerlerine sahip çıkıyorum. İseviliğin tüm değerlerine sahip çıkıyorum elbette. Hz. Musa'nın mesajlarındaki en soylu değerlere sahip çıkıyorum. Bunlara sahip çıkmasam kendime nasıl insanım diyebilirim.
BU NE BİÇİM ALEVİLİK
Bütün bu propagandaları yapan çevreler esas itibariyle CHP'nin kuyruğuna takılmış çevrelerdir. Bu çok önemlidir. Şimdi kim en çok devleti savunuyor şu anda. İşte devlet nasıl bu kadar küçülür, nasıl Öcalan'la görüşür diyen kim. Kılıçdaroğlu değilmi. CHP yani. Sözüm ona Alevi. Bu ne biçim Aleviliktir ki devleti bu kadar kutsuyor. Kürdistan'daki katliamları yapan, Dersim katliamını yapan, takriri sükün kanunlarını çıkaran, Tunceli kanunları çıkaran bir partinin başına genel başkan oluyor. Nasıl bu mümkün oluyor. Nasıl bu biçimde Aleviliğini koruyabiliyor. Alevilikle gerçekten ne alakası var. Kürtlükle ne alakası var. Anadilde eğitimi, bilmem ulusu böler, devleti böler diyen adamdır.
KILIÇDAROĞLU EN YAKIN ÇEVRESİNDEN 40 AKRABASINI KAYBETTİ
Vatanı böldürmeyiz diyor..
Tabi korkunç bir şey. Gerçekten korkunç bir şey.
Bir trajedidir...Trajediden önce utanç verici bir şey. Yüz kızartıcı bir durum. Trajedi diyemezsiniz. Trajedide bir geriye dönülmezlik var. Elinizde değildir. Bunun ki ise bir tercih sorunudur. Gerçekten bir tercih sorunu. Tercihini o tarzda yapıyor. Trajedide elinizde olmayan nedenlerle acılar yaşarsınız ve o acılardan çok vazla kurtuluş mümkün değil. Ama bunun ki öyle değil ki. Bilerek tercihini yapıyor. Karşısındaki adam Dersim katliamı diyor. Bu katliamda en azından 40 akrabasını kaybetmiş. Yani Kılıçdaroğlu en yakın çevresinden en az 40 kişi kaybetmiş, katledilmiş, süngülenmiş, yokedilmiş. Ama ona rağmen o Dersim demekten ısrarla imtina ediyor, Dersim katliamı demekten ısrarla imtina ediyor. Kürt demekten imtina ediyor. Hata bilmem biz hangi yesevinin torunlarıyız diyor. Kökenini bilmem nereye, Türklüğe, şuraya buraya dayandırıyor. Horasan'dan gelmiş Türk oğlu Türk imiş. Be mubarek adam senin Türklük ile ne alakan var. Seni Türklüğe kabul eden Türklük batsın.