Polis ve Kışla Mağduru' Aileler Birleşti
Çocukları askerde şüpheli şekilde hayatını kaybeden aileler tarafından Antalya'da kurulan Kışlada Şüpheli Asker Ölümleri Derneği ile İzmir'de 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis kurşunuyla öldüğü iddia edilen Baran Tursun adına kurulan Baran Tursun Vakfı, beraber hareket etme kararı aldı.
Çocukları askerde şüpheli şekilde hayatını kaybeden aileler tarafından Antalya'da kurulan Kışlada Şüpheli Asker Ölümleri Derneği ile İzmir'de 'dur' ihtarına uymadığı gerekçesiyle polis kurşunuyla öldüğü iddia edilen Baran Tursun adına kurulan Baran Tursun Vakfı, beraber hareket etme kararı aldı.
Kışlada Şüpheli Asker Ölümleri Derneği'nde bir araya gelen dernek başkanı Oktay Can ile vakıf başkanı Mehmet Tursun, ortak basın açıklaması yaptı. Tursun, 2007 yılında Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu'nda yapılan değişiklikten sonra polisin kötü muamele, şiddet uygulama gücünü her gün artırarak devam ettiğini söyledi. Tursun, vatandaşları korumakla görevli polisin basit gerekçelerle 154 kişinin ölümünden sorumlu olduğunu öne sürdü.
'ORTAK NOKTA DEVLET TARAFINDAN MAĞDUR OLMA'
Polis ve kışla mağduru ailelerin birleşme gerekçelerini anlatan Tursun, farklı alanlarda evlatlarını kaybeden ailelerin ortak noktasının devlet tarafından mağdur olmalarının birleşme kararı almalarındaki başlıca neden olduğunu belirtti. Polis ve kışla uygulamaları kapsamında meydana gelen ölüm olaylarında acılı ailelerin maddi ve manevi sorunlarla karşı karşıya kaldığına değinen Tursun, evlatlarını kaybeden ailelerin aile birliğinin de sarsıldığını dile getirdi. Baran Tursun Vakfı ile Kışlada Şüpheli Asker Ölümleri Derneği olarak Türkiye genelinde beraber ve dayanışma içinde hareket etme kararı aldıklarını vurgulayan Tursun, Çocuklarımızın katillerinden ve ölümünden ihmali bulunanlardan hesap sormak için biricik evlatlarımıza dair acılarımızı birleştirmenin, biz acılı mağdur aileleri güçlendireceğine inanıyoruz diye konuştu.
'EVLATLARIMIZI DEVLET ÖLDÜRDÜ'
Devlete emanet ettikleri çocuklarının yaşama hakkının devlet tarafından ihlal edildiğini ve çocuklarının anısına da saygısızlık yapıldığını savunan Tursun, şunları söylediOğlumuzu süsleyerek peygamber ocağına gönderdik, 'Babası, atası gibi vatana borcunu ödesin' diye. Süsleyerek gönderdiğimiz evladımızı devlet kefen sararak bize teslim etti. Kimimizin evladını 'teröristler öldürdü', kimimizin evladı 'intihar etti', kimimizin evladı 'dur ihtarına uymadı' dediler. Ayrıca her öldürdükleri çocuğumuza da bir kusur buldular, kulp taktılar. Gerçekte ise oğlumuzu ne teröristler öldürdü, ne intihar etti ve ne de dur ihtarı yapıldı. Tek kelime ile evlatlarımızı devlet öldürdü, bunu gördük, bunun böyle olduğunu öğrendik.
'BAŞBAKAN, CUMHURBAŞKANI İLE GÖRÜŞMEK İSTİYORUZ'
Dernek Başkanı Oktay Can da kışladaki şüpheli asker ölümleri konusunda yetkililerin önlem almadığını söyledi. Şüpheli ölümlerin önlenmesi için kendilerine destek isteyen Can, Cumhurbaşkanı ve Başbakan ile görüşmek istediklerini, ancak kendilerine randevu verilmediğini belirtti.
'YILDA 100 ASKER ŞÜPHELİ ÖLÜMÜ'
Derneğin avukatı Ahmet Çevik ise şüpheli ölümlerin engellenmesi ve sorumlularının bulunması için askeri savcılıkta yer alan dosyaların sivil mahkemelere ve savcılıklara aktarılmasıyla yargı birliğinin sağlanmasını, zaman aşımının kaldırılmasını talep ettiklerini söyledi. Yargı reformu yapılması gerektiğini belirten Çevik, 'Türkiye'de yılda 100 asker şüpheli ölümü olmaktadır. 22 yılda 2 tabur asker yaşamını yitirmiştir. Acılı ailelerimiz yürürlükteki bu mevzuatla haklarını arayamamaktadır dedi.