Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski Ankara'da
Gül, Komorowski onuruna akşam yemeği verdi Cumhurbaşkanı Gül: "Stratejik tercihimiz olan AB üyeliğinin, Polonya ile işbirliğimize ilave boyutlar kazandıracağını düşünüyoruz.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, "Stratejik tercihimiz olan AB üyeliğinin, Polonya ile işbirliğimize ilave boyutlar kazandıracağını düşünüyoruz. Bu vesileyle, Polonyalı dostlarımızın AB katılım sürecimize verdiği destek için bir kez daha teşekkür ediyorum. Desteğinizin güçlü ve görünür biçimde devam edeceğine güveniyoruz" dedi.
Gül, Çankaya Köşkü'nde Polonya Cumhurbaşkanı Bronislaw Komorowski onuruna akşam yemeği verdi. Yemeğe Cumhurbaşkanı Gül'ün eşi Hayrünnisa Gül ile Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski'nin eşi Anna Komorowska, Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Lütfü Elvan, büyükelçiler, akademisyenler, işadamları ve öğrencilerin yanı sıra çok sayıda davetli katıldı.
Yemekte konuşan Gül, Komorowski, eşi ve heyetini Türkiye'de ağırlamaktan büyük memnuniyet duyduğunu belirterek, ziyaretin köklü devlet geleneğine sahip iki ülke arasındaki diplomatik ilişkilerin tesisinin 600. yıl dönümüne tekabül ettiğini kaydetti. Gül, tarihte ilişkileri bu kadar uzun soluklu ve yoğun olan çok fazla devlet bulunmadığına işaret ederek, bu köklü geçmişten "dostluk ve işbirliğinin" rekabetten çok daha kıymetli olduğu dersinin çıkartılabileceğini ifade etti.
Gül, iki ülke arasındaki ilişkilerin altı asra yayılan mazisinin, siyasi olduğu kadar beşeri bağların da temelini oluşturduğunu, tarihe mal olan birçok Polonyalının, ortak kültüre ve ilişkilere kattıkları zenginlikle hatırlandığını söyledi. Gül, bu yoğun etkileşimin izlerinin, bugün de etkisini güçlü şekilde hissettirdiğini dile getirerek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Misal vermek gerekirse, 17'nci yüzyılda İstanbul'daki Lehistan Büyükelçisi, dönemin en önemli Türkçe sözlük ve gramer kitabını kaleme almıştır. Osmanlı Saray müziğini notalara kaydeden ilk isim, bizdeki adıyla Ali Ufki Bey, sizde bilinen adıyla Voyçek Bobovski'dir. Yarın birlikte açılışını yapacağımız 600. Yıl Sergisi'nde eserleri yer alan Şılebovski, Osmanlı Saray ressamıdır. Sultan Abdülmecid'in, iadeleri için yapılan baskılar karşısında 'tacımı veririm, tahtımı veririm, ama devletime sığınanları asla geri vermem' diyerek sahip çıktığı Polonyalılar, ortak tarihimize altın harflerle kazınmıştır. Köklü tarihimiz boyunca Türkiye'ye gelen ve kendilerini bağımsızlık mefkuresine adayan bu kadirşinas Polonyalı dostlarımız, bizim de kahramanlarımız olmuştur. Prens Adam Çartoriski liderliğindeki Polonyalıların, Türkiye'yi kendilerine ikinci vatan edinmelerini sağlayan anlayış budur.
Polonya'yı 1795-1918 arasında tarih sahnesinden silmeyi hedefleyen meşum teşebbüsün tanınmadığı bu topraklarda, iki ülke halkı tarafından yaygın biçimde kabul edilen rivayete göre, Lehistan Büyükelçisinin yerini Osmanlı Sarayı'nda 123 yıl boyunca hazır tutan dostluk anlayışı da budur."
Gül, ömrünün son dönemini İstanbul'da geçiren Polonya'nın milli şairi Mikyeviç'e "Polonya'nın komşu düşmanları tarafından ezilmesine hiçbir devletin ses çıkartmadığı günlerde tek dostumuz Türkler olmuştur. Koleradan öleceğimi önceden bilsem de İstanbul'a yine gelirdim. Çünkü Fransa'da bir İlim Akademisinin umumi katibi olmaktansa, bir Türk taburunun katibi olmayı tercih ederim" sözlerini söyleten dostluk ruhunun da aynı olduğuna dikkati çekerek, "Benzer şekilde, 'Türk atları Vistül Nehri'nde su içmeden Lehistan kurtulmaz' sözünün Polonya'da kulaktan kulağa yayılmasını sağlayan anlayış keza budur" ifadesini kullandı.
Türk askerlerinin Leh dostlarıyla Galiçya Cephesi'nde savaştığı Birinci Dünya Savaşı'ndan sonra Polonya'nın bağımsızlığını kazanmasıyla esasen bu kehanetin gerçekleştiğini belirten Gül, iki ülke arasındaki köklü dostluğun bugünkü en müşahhas nişanesinin Komorowski'nin yarın ziyaret edeceği, Polonya'da "Adampol" olarak bilinen Polonezköy'ün İstanbul'un güzide beldesi ve kadim dostluğun ilelebet canlı şahidi olacağını kaydetti.
-"Polonya, Lozan'dan bir gün önce Türkiye'yi tanıdı"
Gül, derin bir dostluk bulunan Polonya ile ilişkilerin cumhuriyet döneminde de güçlü biçimde sürdürüldüğünün altını çizerek, "Nitekim Polonya, Lozan Anlaşması'ndan bir gün önce Türkiye'yi tanımıştır. Cumhuriyetin ilk yıllarında, Polonyalı mühendis ve uzmanlar ülkemizde çok önemli görevler üstlenmişlerdir. Benim de memleketim olan Kayseri'deki fabrikada, 1930'lu yıllarda Polonya tasarımı, P-24 tipi uçak üretilmiş olması, bu kapsamdaki işbirliğimizin en güzel örneğidir" diye konuştu.
Eski dost olan Türkiye ve Polonya'nın, Soğuk Savaş'ta ayrı kamplarda yer alsalar da 1990'larda yeniden kucaklaştıklarını hatırlatan Gül, Polonya'nın demokratik Avrupa'ya geri dönüşünün, halkını ve Türkleri memnun ettiğini belirtti. Gül, Polonya'nın demokrasiye geçişinin 25'inci, NATO'ya üye oluşunun 15'inci ve AB'ye üye oluşunun 10'uncu yıl dönümünü tebrik ederek, Polonya ile bugün sadece iki dost ve müttefik olunmadığını aynı zamanda AGİT ve Avrupa Konseyi gibi platformlarda müşterek ilke ve değerlerin savunulduğuna işaret etti. Gül, Polonya ile Avrupa'nın geleceğine yönelik kader birliği yapmakta kararlı olunduğunu kaydederek, "Stratejik tercihimiz olan AB üyeliğinin, Polonya ile işbirliğimize ilave boyutlar kazandıracağını düşünüyoruz. Bu vesileyle, Polonyalı dostlarımızın AB katılım sürecimize verdiği destek için bir kez daha teşekkür ediyorum. Desteğinizin güçlü ve görünür biçimde devam edeceğine güveniyoruz" dedi.
Gül, güçlü bir temel üzerine inşa edilen ilişkileri, genç nesillerin geleceğe taşıyacağını ifade ederek, "Bugün 2 binden fazla Türk gencin, Polonya'daki üniversitelerde eğitim görmesi, ilişkilerimizin geleceğine güvenle bakmamızı sağlamaktadır. Diplomatik ilişkilerimizin tesisinin 600. yıl dönümü vesilesiyle Türkiye'de ve Polonya'da düzenlenecek etkinliklerin de kadim dostluğumuzu ve ilişkilerimize damgasını vuran işbirliği ve ortaklık ruhunu pekiştireceğine olan inancım tamdır" değerlendirmesini yaptı.
Konuşmasının sonunda Gül, Türkiye ve Polonya halkları arasındaki dostluk, iyi niyet ve hoşgörünün tüm dünyaya örnek oluşturmasını diledi.
-Polonya Cumhurbaşkanı Komorowski
Komorowski de yaptığı konuşmada, Gül'e "kadim dostum" diyebilmenin kendisine büyük bir mutluluk getirdiğini kaydederek, iki ülke arasındaki 600 yıllık dönem sadece iki ülke arasındaki işbirliğinin değil, iki halk arasındaki sempatinin göstergesi olduğunu söyledi. Komorowski, bu dönemin Polonyalılar ile Türklerin takip ettiği ortak yolun tarihi bir hikayesi olduğuna işaret ederek, 600 yıl süren dönemde Türkiye ile Polonya'nın Avrupa'nın güçlü iki ülkesi ve sınır komşusu olduğunun unutulmaması gerektiğini belirtti.
Polonya'nın 600 yıllık dönemde Avrupa haritasından 123 yıl boyunca silindiğini anımsan Komorowski, "600 yıllık dönem, Avrupa'da ve iki ülkeninde içinde bulunduğu bölgede ülkelerimizin bağımsızlıklarına çok ciddi ve güçlü bir şekilde müdahale eden güçlerin ortaya çıktığı bir dönemdir. Özellikle 19. yüzyılda bir çok Polonyalının Türkiye'de kendilerine sakin bulduklarını hiçbir zaman unutmayacağız ve Türkiye'nin onlar için yeni bir vatan ve ev olduğunu her zaman, herkese hatırlatacağız" diye konuştu.
Komorowski, Polonya Büyükelçisini bekleyen padişah ile ilgili rivayeti anlatmaya devam edeceklerini dile getirerek, "Bu güzel rivayet Türkiye'nin hiçbir zaman Polonya'nın bölündüğünü ve paylaşımını kabul etmediğinin ve her zaman bağımsızlığı için sarfettiği çabaları desteklediğinin ifadesidir" dedi.
Polonya'nın bağımsızlığına kavuşan Türkiye'yi tanıyan ilk ülke olduğunu anımsatan Komorowski, şunları söyledi:
"Polonyalılar hala Türk milleti ve önderi Mustafa Kemal Atatürk'ün azmine ve Türkiye'yi bağımsızlığa kavuşturmasına büyük bir hayranlıkla bakmaktadır. İki ülkemizin paralel ve beraber takip ettiği yolu inşa etmeye devam ediyoruz. Artık, modern zamanlarda ve iki ülke refah içinde yaşarken aynı paralel yoldan bahsedebiliriz.
Büyük bir hayranlıkla Türkiye'nin siyaset, iktisat ve savunma alanında ne kadar güçlü bir tutuma sahip olduğunu görüyoruz. Bu sene Polonya'da bir yıl dönümü daha kutlanacak. O da Polonya'nın bağımsızlığına kavuşmasının 25. yıl dönümü. Bu dönem içerisinde edindiğimiz başarılardan bahsedebiliriz. Bunlardan biri Polonya'nın NATO üyesi olmasıdır. Bu üyelikte Türkiye'nin yardımlarını unutmayacaksak, biz şimdi aynı şekilde onu Avrupa Birliği'ne götürecek yolda destekleyeceğiz."
Komorowski, iki ülke arasındaki ticaret hacminin daha da artırılmasını isteyerek, ortak tarihin bir nevi taahhüt olduğunu ve gelecekte ilişkilerin pekiştirilmesi için iyi bir başlangıç noktası oluşturduğunu söyledi. Ortak geçmiş için Türkçe "Teşekkür ederim" diyen Komorowski, gelecekteki ortak girişimleri heyecanla beklediğini ifade etti. - Ankara