"Poyrazköy'de Ele Geçirilen Mühimmat" Davası
''Kafes eylem planı'', ''Amirallere suikast'', ''Gölcük'te ele geçirilen belgeler'' ile ÇYDD ve ÇEV yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği 8'i tutuklu 87 sanığın yargılanmasına devam edildi Tanık olarak dinlenilen Balyoz Planı davasının tutuklu sanığı emekli Tümamiral Çetin, Gölcük’teki Donanma Komutanlığı’nda yapılan aramalardan sonra, yer darlığı nedeniyle, karoların altındaki boşluklara yönergelere aykırı olarak arşiv malzemelerinin depolandığını öğrendiğini ve daha sonra bu uygulamaya son verdiklerini anlattı
"Kafes eylem planı", "Amirallere suikast", " Gölcük'te ele geçirilen belgeler" ile Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) ve Çağdaş Eğitim Vakfı (ÇEV) yöneticileri hakkındaki iddialara ilişkin dosyaların birleştiği 8'i tutuklu 87 sanıklı " Poyrazköy'de ele geçirilen mühimmat" davasının görülmesine devam edildi.
İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, tutuklu sanıklar emekli Binbaşı Levent Bektaş, Ercan Kireçtepe, Erme Onat, Eren Günay, Deniz Cora, Ümit Metin, Kemalettin Yakar ve Hüseyin Hançer, aralarında başka suçtan tutuklu emekli koramiraller Feyyaz Öğütçü ve Kadir Sağdıç'ın da bulunduğu kimi sanıklar ile bazı tutuksuz sanıklar katıldı.
Tanık olarak ifade vermek üzere çağrıldıkları duruşmaya katılan eski deniz kuvvetleri komutanları emekli oramiraller Muzaffer Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit'in, sanık ve sanık avukatlarının talebi üzerine, duruşmada bazı sanıkların bulunmaması nedeniyle perşembe günü yapılacak duruşmada dinlenilmesine karar verildi.
Yönergeye aykırı arşivleme
Hakkında 18 yıl hapis cezası verilen Balyoz Planı davasının tutuklu sanığı emekli Tümamiral Ali Semih Çetin, tanık olarak verdiği ifadede, Gölcük Donanma Komutanlığı'ndaki arama sırasında kurmay başkanı olarak görev yaptığını belirterek, arama sonucu bazı malzemelerin ele geçirildiği karonun altındaki boşluğun zula olmadığını, kablolar için ayrılmış bölüm olduğunu ve yer darlığı nedeniyle yönergelere aykırı olarak buralara arşiv malzemelerinin depolandığını anlattı.
Söz konusu yerin depo olarak kullanıldığının birçok kişi tarafından bilindiğini de kaydeden Çetin, "Komutanlık bu binaya mecburen taşınmıştı ve yeterli alanı yoktu. Atılmasına kıyılamayan malzemeler buraya konulmuş. Aramadan sonra bunu öğrendim. Ben de genel arama yaptım. İstihbarat dışında başka şubeler de uzun zamandır bunu yapıyormuş. Bunu öğrendikten sonra çıkartıp normal depolara kaldırttım" diye konuştu.
Dava konusu 5 no'lu hard diskin, bilgisayarı yavaşlatması nedeniyle çıkarıldığını ve kopyalandıktan sonra da imha edilmesine karar verildiğini belirten Çetin, "İmha makinesi olmadığı için de karonun altına konulmuş" ifadesini kullandı.
Çetin, Balyoz Planı davasının tutuklu, bu davanın tutuksuz sanığı emekli Tuğamiral Fatih Ilğar'ın, "Bir ihbar mailine dayanarak aramaya gelen savcı, özel olarak bir oda belirtilmediği halde geliyor ve eliyle koymuş gibi karoların altını işaret ediyor. Torbalar çıkıyor. 5 no'lu hard diskle kopyanın yapıldığı hard disk karşılaştırılıyor. Bire bir aynı olması gerekirken, 5 no'lu olanda dava konusu dijital verilerin olduğu görülüyor. Sahte veriler sonradan mı kopyalanmış?" şeklindeki sorusuna, "Matematiksel olarak öyle olması gerekiyor. Başka türlü olması mümkün değil" yanıtını verdi.
Ilğar'ın, "Arama yapılacağının önceden bilinip bilinmediği" yönündeki sorusuna karşılık da Çetin, "Savcının geleceğini saat 14.00 sıralarında öğrendik. Savcı, 19.00 civarında geldi" dedi.
Savcının diğer şubelerde arama yapmadığını belirten Çetin, "Arama öncesi bir telefon görüşmesi yaptı. Karşıdaki kişiye, 'İhbar mailini okur musun' dedi. 'Yer karolarının altında ve duvardaki alçıpanın içinde mi?' diye sordu. Sadece karoyu açtırdı. 'Duvara gerek yok' dedi" ifadelerini kullandı.
Tanık polis memuru
Duruşmada, soruşturma aşamasında yapılan aramalardaki tespit tutanağında imzası bulunan polis memuru Muhammet Yakup Acar da tanık olarak dinlenildi.
Gölcük'te ele geçen belgelerin diğer verilerle irtibatını araştırmak için bu tutanağı hazırladığını anlatan Acar, "Ortada amirallere suikast planı var mıydı? Tutanağa bunu yazmışsınız" şeklindeki soruya karşılık, "Mahiyetini hatırlamıyorum, bir not vardı" dedi.
Bazı sanıkların, "tespit tutanağında yazılan her şeyin bire bir iddianameye yazıldığı" şeklinde tepki gösterdiği Acar, "Her yazdığımız suç unsuru diye bir şey yok. Suç olabilirliği üzerinden yazılır. Şahsın adının geçtiği belgeler yazılır. Suç olup olmadığının takdiri mahkemededir. İddianameye alıp almaması da savcıya kalmıştır. Savcının inisiyatifi vardır. Tespit tutanağı iddianame değildir" şeklinde konuştu.
Bunun üzerine söz alan sanık Ilğar, "5 polisin tespit tutanağı ile 35 amiral tasfiye edildi. 100 subayın hayatı değişti. Komutanlıkta kurum kültürü diye bir şey kalmadı. Bu hale geldik" diye tepki gösterdi.
Diğer sanıklar da "Tanık, 'belge' demesin, 'veri' desin. Hiçbirinde imza yok. Tanığın tutanağı hiçbir araştırma yapılmadan dosyaya konuyor. Tutanak medyaya sızdırılıyor ve bir algı yaratılıyor. Karalamak bu kadar kolay mı?" ifadelerini kullandı.
Duruşmaya, perşembe günü devam edilmek üzere ara verildi. O gün yapılacak duruşmada, eski deniz kuvvetleri komutanları emekli oramiraller Muzaffer Metin Ataç ve Eşref Uğur Yiğit savunma tanığı olarak dinlenilecek. - İstanbul