Prof. Dr. Aybar: "Abd Terörle Mücadele Stratejisini Yeni Baştan Gözden Geçirmeli"
Küresel politikada ve Orta Doğu’da yaşanan son gelişmeleri değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, ABD’nin geliştirdiği terörle mücadele stratejisini, “bumerang” etkisini göz ardı etmeden yeni baştan gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Küresel politikada ve Orta Doğu'da yaşanan son gelişmeleri değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, ABD'nin geliştirdiği terörle mücadele stratejisini, "bumerang" etkisini göz ardı etmeden yeni baştan gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.
Dünyanın en hareketli coğrafyalarından biri olan Orta Doğu, son dönemlerde yaşanan yeni gelişmelerin hızına ayak uydurmaya çalışıyor. Bu baş döndürücü gelişmeleri değerlendiren İstanbul Aydın Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Sedat Aybar, özellikle Suriye'de ABD'nin terör örgütü YPG/PYD'yi desteklemesinin, ABD'nin temel terörle mücadele stratejisiyle çeliştiğini ifade etti. Terör literatüründe önemli bir yer tutan "bumerang etkisi"ni hatırlatan Prof. Dr. Aybar, "ABD'nin bu etkiyi göz ardı etmeden terörle mücadele stratejisini baştan aşağı yeniden gözden geçirip güncellemesi gerekir" ifadelerini kullandı.
"Orta Doğu büyük bir gerilim merkezi"
Orta Doğu'da ittifakların sürekli yeniden kurulup tanımlandığını, gelişmelerin süratle ve inanılmaz bir yelpaze içinde savrulduğunu kaydeden Prof. Dr. Aybar, "Son dönemde Türkiye ve Rusya'nın yakınlaşması, hem bölgesel, hem de küresel bazda dış politikayı belirleyici bir unsur olarak öne çıkıyor" diye konuştu.
Rusya'nın Suriye'deki askerlerini çekme ihtimalinin kuvvetli olmasına rağmen konunun teknik detaylarının henüz belli olmadığına dikkat çeken Prof. Dr. Aybar, "Bu detayları bilmeden, bölgede oluşan Türkiye-Rusya-İran yakınlaşması, Astana, Soçi ve Cenevre süreçleri ve İsrail ile Hizbullah'ın hareketlenmesi gibi olguları doğru okumadan bir strateji oluşturmak zor. Üstüne bir de Kudüs olayı gibi son derece tehlikeli bir adımın atılmış olması, Orta Doğu'yu büyük bir gerilim merkezi haline getirdi. Bu dönemde soğukkanlılıkla hareket edebilecek ve itidalli adımlar atabilecek nadir ülkelerden biri olarak Türkiye öne çıkıyor. Putin'in Türkiye ziyaretinde de ele alınacak konular bunlar" dedi.
"Bumerang" uyarısı
ABD'nin Suriye Krizi'nde ısrarla terör örgütü YPG/PYD'yi politik ve askeri anlamda desteklemesinin son derece vahim olduğunu kaydeden Prof. Dr. Aybar, "ABD, PYD/YPG'yi IŞİD ile mücadelede ve savaş sonrası Suriye sürecinde önemli bir kaldıraç olarak görüyor. Ancak devlet dışı birtakım oluşumlarla bu işlerin yürümeyeceği ABD'ye defalarca anlatıldı. Böyle bir yolun hüsranla sonuçlanacağı, aklı başında herkesin bugünden görebileceği bir durum. Ancak böyle bir konjonktürde Kudüs kararı gibi son derece tehlikeli bir adımı atabilen bir iradeden ne kadar rasyonel bir hareket beklenebilir, işin bu noktası da elbette tartışmalıdır" şeklinde konuştu. ABD'nin YPG/PYD'ye verdiği silah miktarına da dikkat çeken Prof. Dr. Aybar, "Bunlar eğer Rusya, Türkiye ve İran'a karşı veriliyorsa, gerçekten önemsiz rakamlar. Ancak ABD'nin başka bir planı varsa, devlet dışı aktörlerin Suriye'de vesayet savaşını sürdürmesi ABD'ye zarar verir. ABD gibi bir süper gücü teröre yardım ediyor konumuna düşürür. Üstelik bu durumun bir de 'Bumerang etkisi' denilen bir yönü var. Henüz resmi bir açıklama yapılmamış olsa da, New York'ta yaşanan patlama da bumerang etkisiyle gerçekleşen bir olay olabilir" ifadelerini kullandı.
"Rusya, SSCB'den sonra yeniden küresel oyuncu"
Yaşanan son olayların Batı basınında yansıma şekline de değinen Prof. Dr. Aybar, "Batı'da Kudüs kararının ardından yapılan protesto gösterileri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın konuyla ilgili konuşmaları art arda veriliyor. Bir bakıma Türkiye bu olayların merkezinde Türkiye varmış gibi bir algı oluşuyor. Bölgedeki Müslüman ülkeler de son zamanlarda ne barışı ne de savaşı becerebiliyorlar maalesef. Bu son Kudüs olayında da organize ve koordineli bir tepki verebilmiş değiller. Bu bakımdan önümüzdeki günlerde İstanbul'da gerçekleşecek olan İslam Konferansı Örgütü'nün olağanüstü toplantısı son derece önemli" dedi. Rusya'nın 1989'da Sovyetler Birliği'nin dağılmasından sonra yitirdiği küresel oyuncu pozisyonunu Suriye Krizi ile yeniden kazandığına dikkat çeken Prof. Dr. Aybar, "Ancak Rusya ve öncesinde Sovyetler, Filistin-İsrail meselesinde her zaman Filistin'den yana tavır almış bir figürdü. Bu son Kudüs kararından sonra Rusya'dan ciddi bir tepkiyi henüz görebilmiş değiliz. Ancak bu durum Rusya'nın bu gelişmeyi onayladığı anlamına da gelmez. Rusya her zaman için küresel politikanın önemli oyuncularından biridir" diyerek sözlerini tamamladı. - İSTANBUL