Türkiye'yi boydan boya bölen yarık! Türk profesör de doğruladı
Türkiye'nin altında, ülkenin güneydoğusundan İran'ın kuzeybatısına doğru uzanan bir yarık olduğu ortaya çıkması tedirginlik yaratmıştı. Konuyla ilgili açıklama yapan Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Anadolu levhasında oluşan yarıklar hakkındaki araştırmayı doğrulayarak bu durumun bilindiğini ifade etti. Gökçeoğlu, "Anadolu plakasının ortalama 2-2,5 santim civarında güneybatıya doğru hareket var" dedi.
Alman bilim insanları, Türkiye'nin güneydoğusundan başlayıp İran'ın kuzeybatısına kadar uzanan bin 500 kilometre uzunluğunda devasa bir yarık keşfetti. Çalışmanın yazarı Dr. Renas Koshnaw, "Bu levha bölgeyi aşağı çekmeye devam ediyor. Çatlak, Türkiye'den Irak'a doğru, takvimden koparılan bir sayfa gibi yayılıyor." açıklamasında bulundu. Göttingen Üniversitesi'nden Prof. Jonas Kley ise, "Dünya'nın kabuğunda neler döndüğünü anlamak, olası depremler için hayati öneme sahip." ifadelerini kullanmıştı.
TÜRK PROFESÖRDEN İLK YORUM
Kapadokya Üniversitesi Öğretim Üyesi Mimarlık, Tasarım ve Güzel Sanatlar Fakültesi Şehir ve Bölge Planlama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Candan Gökçeoğlu, Anadolu levhasında oluşan yarıklar hakkındaki araştırmaya ilişkin, "Bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, deprem tehlike analizlerimizi ve mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil." dedi.
ARAŞTIRMADA 1500 KM'LİK YARIĞA DİKKAT ÇEKİLDİ
Gökçeoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Almanya'daki Göttingen Üniversitesi tarafından yapılan araştırmada Türkiye'den İran'a uzanan 1500 kilometrelik yarık oluşumu çalışmasında Anadolu levhasının Arap levhasından yarıklar oluşturarak ayrıldığı bulgusunun yer aldığını hatırlattı.
Araştırmayı sosyal medyada ve yazılı basında gördüğünü, sonrasında üniversitenin çalışmasını incelediğini belirten Gökçeoğlu, "Bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, deprem tehlike analizlerimizi ve mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil." ifadesini kullandı.
"BİLİNMEYEN BİR ŞEY DEĞİL"
Bu makaledeki temel çalışmanın, kuzeybatı Zagroslar önündeki havzanın Miyosen dönemi gibi çok eski dönemlerden bu yana var olan fay zonları üzerine yapıldığını belirten Gökçeoğlu, şöyle konuştu:
"Miyosen dönemindeki oluşumunu, oluşum sebeplerini izah eden ve açıklayan önemli bir bilimsel araştırmadır. Tabii bunu güncel olarak bilmediğimiz, özellikle bu depremlere sebep olan ve depremleri oluşturan ana fay zonlarında dolayısıyla plakaların hareketleri bağlamında çok daha yeni bir şey söylüyor mu? Hayır. Çünkü zaten günümüzde, dünyadaki plakaların hareketleri milimetre ölçeğinde uydudan jeodezik yöntemlerle tayin ediliyor. Şu anda biz Afrika plakasının nasıl hareket ettiğini, Arabistan plakasının ve Anadolu plakasının nasıl hareket ettiğini gerekse hareketlerin miktarını ve yönlerini oldukça hassas bir biçimde zaten biliyoruz. Anadolu'nun güncel tektoniği bilinmeyen bir şey değil."
"BİLİMSEL AÇIDAN ÖNEMLİ BİR ÇALIŞMA"
Bölgenin güncel tektoniğini oluşturan 4-5 ana eleman bulunduğunu vurgulayan Gökçeoğlu, "Güneydoğu Anadolu bindirmesi dediğimiz Arap plakasının, Anadolu plakasıyla çakıştığı bölge. Yine Doğu Anadolu fay zonu, kuzeydeki Kuzey Anadolu Fay zonu ve Ege'deki Horst graben sistemlerimiz bunlar oldukça aktif ve deprem üreten faylar, dolayısıyla bunun dışında bizim gündelik hayatımızı etkileyecek, bizim deprem tehlike analizlerimizi, dolayısıyla mühendislik tasarımlarımızı değiştirecek ya da mühendislik yaklaşımlarına ilişkin paradigmalarımızı değiştirecek yeni bir bilgi değil. Ancak haksızlık da etmeyeyim bilimsel açıdan önemli çalışmalar." dedi.
"ANADOLU PLAKASININ GÜNEYBATIYA DOĞRU HAREKETİ VAR"
Gökçeoğlu, jeolojik süreçlerin çok uzun vadeli olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:
"Bizim insan olarak ortalama ömrümüz 80 yıl, maksimum 100-110 yıl olsun. Dünyanın yaşının 4,5 milyar yıl olduğunu düşünürseniz 4,5 milyar yılda insanın ne kadar küçük bir şey olduğunu ve evrene dönüp baktığınızda aslında dünyanın da ne kadar küçük bir şey olduğunu görüyorsunuz."
Bu tarz araştırmaların saha çalışmalarıyla, aktif-pasif jeolojik yapıların ve bölgedeki fayların belirlenmesiyle gerçekleştirildiğini ifade eden Gökçeoğlu, "Sahadan numuneler toplarsınız. Sahada birtakım ölçümler yaparsınız. Bunları tekrar birleştirirsiniz ve onlardan bir yorum elde edersiniz. Eldeki veriyle bir yoruma varırsınız ve oradan bir şey söylersiniz. Bölgedeki olası deprem potansiyelini oluşturan şey zaten bu plakaların hareketi, yani Afrika plakasının kuzeye doğru, Arap plakasının kuzey batı yönündeki hareketi, bizim Kuzeydeki Avrasya plakasının göreceli olarak statik durumu arada sıkışan Anadolu plakasının değişken olmakla beraber ortalama 2-2,5 santim civarında güneybatıya doğru hareketi var. Buralar hareket ettiği sürece bu deprem potansiyeli devam edecek." şeklinde konuştu.
EGE'DE CİDDİ BİR MAGMA HAREKETLİLİĞİ VAR
Son günlerde Ege Bölgesi'ndeki deprem fırtınasına da değinen Gökçeoğlu, şu bilgileri verdi:
"En çok dikkatimi çeken şey depremlerin çok büyük çoğunluğu 7 kilometre derinlikte oluyor. Böyle bir standart deprem aktivitesi yok. Dolayısıyla bu orada kuvvetle muhtemel ciddi bir magmatik aktivitenin varlığına işaret ediyor."
NACİ GÖRÜR DE UYARMIŞTI
Türkiye'de ise yer bilimci Prof. Naci Görür daha önce bu konuya ilişkin uyarıda bulunmuştu.
Görür, Bitlis-Zagros fay hattına dikkat çekerek, "Levha hareketleri büyük depremlerin tetikleyicisi olabilir. Kentlerin daha dirençli bir hale gelmesi şart." dedi.
Bitlis-Zagros fay hattında meydana gelecek bir depremin, özellikle Diyarbakır'da büyük bir felakete yol açabileceğini belirten Görür, Diyarbakır'ın depreme dayanıklı hale getirilmesi gerektiğini vurgulamıştı.
![](https://foto.haberler.com/haber/2025/02/13/turkiye-yi-boydan-boya-bolen-yarik-turk-profesor-18369667_5010_amp.jpg)