Prof. Dr. Erdöl: "Bağımlılıkların En Tehlikelisi Kolay Ulaşılanıdır" - İstanbul
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, idarecilerin tütünle mücadele noktasında işi çok daha sıkı tutmaları gerektiğini belirterek, "Aile, çevre ve okul iş birliği yaparsa her bağımlılığın üstesinden gelebiliriz. Bağımlılıklar sadece tütün ve alkol değil.
Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Cevdet Erdöl, idarecilerin tütünle mücadele noktasında işi çok daha sıkı tutmaları gerektiğini belirterek, "Aile, çevre ve okul iş birliği yaparsa her bağımlılığın üstesinden gelebiliriz. Bağımlılıklar sadece tütün ve alkol değil. Bağımlılıkların en tehlikelisi kolay ulaşılanıdır." dedi.
Erdöl, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Sağlık Bilimleri Üniversitesi ve Yeşilay iş birliğinde Bağlarbaşı Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenen ve Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esra Albayrak ile birçok önemli ismin katılımıyla gerçekleştirilen "31 Mayıs Dünya Tütünsüz Günü Programı"nda yaptığı konuşmada, 10 yıl geriye bakıldığında durumun vahametinin anlaşılacağını söyledi.
Bundan 10 yıl önce hastane, okul gibi tüm resmi dairelerde sigara içildiğini hatırlatarak, Cumhurbaşkan Recep Tayyip Erdoğan'ın verdiği direktifler doğrultusunda bu konuda bir kanun hazırlığı içerisine girdiklerini dile getiren Erdöl, "Çünkü tütünün ülkemize verdiği zarar Cumhurbaşkanımızın ifadesiyle söylüyorum, terörden daha beter. Eğer kitle imha silahı denecek olursa bir maddeye, bu tütündür. Tütün, kitle imha silahıdır. Çünkü yılda 100-120 bin insanın ölümüne neden oluyor." diye konuştu.
Rektör Erdöl, çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalındığına işaret ederek, şöyle devam etti:
"Peki bu niye ısrarla devam ediyor? Bunlardan kar edenler var. Kimler kar ediyor belli, bu tütünü üreten ve satanlar. Biri kar ediyorsa biri de zarar ediyordur. Zarar edenler, dünyanın bütün toplumları, bütün kesimleri, özellikle çocuklar. Direkt sigara içenin zararından bahsedildi, ikinci el, yani birisi sigara içtiğinde tütünü soluyanın zararından da bahsediliyor, bu da gerçek artık ama şu anda gündemde olan, düşünülmesi gereken üçüncü el dediğimiz bir bulaşma söz konusu. O da şudur, birisi sigara içiyor, öbürünün üstüne siniyor, sigara içmediği halde evine gidiyor, elbisesinden çocuklar, yavrular zarar görüyor. Bunu dahi önlememiz lazım. Ben Afrika'ya gittiğimde ülkemizden utandım. Afrika'da caddelerde, parklarda sigara içilmiyor."
Prof. Dr. Erdöl, denetimde olan gevşeklik ve sıkıntılardan dolayı alınan mesafenin gerilemeye yüz tutan bir pozisyona döndüğünü söyleyerek, "İdarecilerimizin işi çok daha sıkı tutmaları lazım. Aile, çevre ve okul iş birliği yaparsa her bağımlılığın üstesinden gelebiliriz. Bağımlılıklar sadece tütün ve alkol değil. Bağımlılıkların en tehlikelisi kolay ulaşılanıdır." dedi.
Yapılması gerekenin 25 yaşına kadar çocuk ve gençlerin korunması olduğunu dile getiren Erdöl, bu yaştan sonra çok ciddi bir bulaşmanın olmadığını aktardı.
Cevdet Erdöl, 2003'ten itibaren bir kanun değişikliği konusunda adım atmaya başladıklarını anımsatarak, bu dönemde konuya destek olan basın mensuplarını, cumhuriyet tarihinde tütünle mücadele kanun teklifini veren ilk kişi olan Fuat Umay adına ödüllendirmek istediklerini kaydetti.
"Tütünle mücadelede yeni müdahaleler gerekiyor"
DSÖ Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu da başkasının içtiği sigara dumanına maruz kalınmasının da kalp ve damar hastalıklarına yol açtığını belirterek, bu konuda herkesi bilinçlendirmeleri gerektiğini söyledi.
Ursu, dünya genelinde her yıl yaklaşık 17 milyon kişinin kalp ve damar hastalıkları nedeniyle öldüğüne ve bunlardan yaklaşık yüzde 10'unun direkt olarak içtikleri sigaradan ya da başkalarının içtikleri sigaranın dumanına maruz kalmalarından dolayı hayatlarını kaybettiğine dikkati çekti.
Bugün yayımlanacak bir raporun verilerine göre, 2000'den beri dünya genelinde sigara içenlerin sayısında önemli azalma olmadığının görüldüğünü ifade eden Ursu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sigara içme sıklığında erkeklerde yüzde 40'tan 30'lara, kadınlarda yüzde 11'lerden yüzde 6'ya doğru bir düşüş olmasına rağmen, dünya nüfusundaki artışa bağlı olarak ne yazık ki toplam olarak sigara içen kişi sayısı hala 1,1 milyar kişi olarak devam etmektedir. Tabii Türkiye'de çok uzun yıllardan beri Sayın Cumhurbaşkanının önderliğinde diğer tüm kurumların desteğiyle Türkiye'de tütün karşıtı çok güçlü bir savunuculuk ve mücadele yıllardan beri sürdürülmektedir ancak bugün de tekrar yeni olarak aynı faaliyetleri yapabiliriz. Dünya Sağlık Örgütü'nün Tütün Kontrol Çerçeve Sözleşmesi 2004'te kabul edildi, şu ana kadar 181 ülke bu anlaşmayı onaylayarak, uygulamaya başladılar ama ne yazık ki geçmiş yıllara baktığımızda tütünle mücadelenin tüm ülkelerde yeteri kadar iyi olmadığı görülmekte ve mutlaka da daha iyi uygulanması için başka müdahalelere gerek olduğu çok açıktır."
Dr. Pavel Ursu, "Özellikle ülkeleri yöneten liderlerin, karar vericilerin, yerel yöneticilerin tütünle mücadele konusunda rolleri çok açıktır. Mutlaka kalp hastalıklarından korunmak için dumansız hava sahası ya da kapalı alanlarda sigara içilmemesinin mutlaka çok iyi uygulanması gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Yeşilay Cemiyeti Genel Başkan Vekili Mehmet Dinç ise bağımlılıklara karşı asırlık bir mücadele verdiklerini, bu mücadelenin tüm bağımlılıkları kapsayacak şekilde devam ettiğini anlattı.
Dinç, bu noktada üç meseleyi çok önemsediklerini belirterek, "Bunlardan bir tanesi herhangi bir bağımlılığın daha görünür olmasının diğer bağımlılıkların zararını gölgelememesi lazım. Bu noktada uyuşturucu bağımlılığıyla ilgili farkındalığın artması, sigarayla alakalı mücadelemizin azalmasına sebebiyet vermemeli. Biz erken yaşlardan itibaren çocuk ve gençlerimizin sigara bağımlılığı konusunda bilgi sahibi olmasını çok önemsiyoruz." dedi.
Mehmet Dinç, bağımlılıkla mücadelede yeni teknolojilerin kullanılmasını önemli gördüklerini aktararak, bu kapsamda geliştirilen "Yeşil Dedektör"e ilişkin bilgi verdi.
"Son yıllarda daha fazla ihlal tespit ediyoruz"
İl Sağlık Müdürü Kemal Memişoğlu da artık tütünsüz dünyaya adım atılması yolunda ilerlenmesi gerektiğini belirterek, Türkiye'nin tütünle mücadelede son 15 yılda büyük başarılar elde eden bir ülke olduğunu söyledi.
Memişoğlu, ancak bu başarıların sürekli hale gelmesi gerektiğini, bunun için de sürekli mücadele ve farkındalığın önemli olduğunu dile getirerek, bu konuda gerçekleştirdikleri denetimlere değinerek, son yıllarda daha fazla ihlal tespit ettiklerini ifade etti.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü Ömer Faruk Yelkenci ise bu konudaki ulusal strateji belgesi ve eylem planı çerçevesinde İstanbul Valiliği'nin de 2016-2018 yıllarını kapsayan acil bir eylem planı bulunduğunu aktardı.
Yelkenci, bu eylem planı çerçevesinde İstanbul Milli Eğitim Müdürlüğü olarak kendilerine düşen görevin talebin azaltılması noktasında olduğuna işaret ederek, bu kapsamda il genelinde yürüttükleri çalışmalara ilişkin bilgi verdi.
Çalışmalarda, öğrenci, öğretmen ve velilere yönelik çalışmaların bulunduğunu söyleyen Yelkenci, bu sayede bağımlılıkla mücadele noktasında ilgili kişileri etkin tutmayı amaçladıklarını bildirdi.
Yelkenci, tüm çalışmalara rağmen hala yapılanların yetersiz olduğunu ifade ederek, "Bu çalışmaların süreklilik arz eden bir hale getirilmesi, bizim için en önemli hedeflerden bir tanesidir." dedi.
Anadolu Ajansı'na ödül
Konuşmaların ardından, Geçmişten Günümüze Tütünle Mücadele filminin gösteriminin gerçekleştirildiği programda, aralarında Yeşilay Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Esra Albayrak'ın da bulunduğu katılımcılara, Dünya Sağlık Örgütü Sertifika Takdimi yapıldı.
Daha sonra tütünle mücadeleye destek veren kurum, kuruluş ve kişilere de Fuat Umay Ödülleri verildi.
Bu kapsamda, tütünle mücadele kapsamında verdiği desteklerinden dolayı Anadolu Ajansı da (AA) ödüle değer bulundu. AA'nın ödülü, İstanbul Haberleri Editörü Hüseyin Altınalan'a takdim edildi.
Programın açılış töreni, toplu fotoğraf çektirilmesinin ardından sona erdi.