Prof. dr. tarhan maskeli dolaşmak 'korkudan korkmak' durumuna geliyor
PROF. Dr. Nevzat Tarhan, "Maskeler gerektiğinde kullanılmalıdır.
PROF. Dr. Nevzat Tarhan, "Maskeler gerektiğinde kullanılmalıdır. Hiçbir hastalık olmadığı halde maskeli dolaşmak korkudan korkmak durumuna geliyor" dedi.
Çin'in Wuhan kentinde ortaya çıkan ve dünyaya yayılan koronavirüs, toplumda paniğe neden oldu. İnsanlar çekik gözlü herkesten kaçar, maskesiz sokağa çıkamaz hale geldi. Öyle ki maske stokları azaldı, fiyatları yükseldi. Henüz Türkiye'de bir koronavirüs vakası tespit edilmemesine rağmen vatandaşlar, çekik gözlü biri görünce uzaklaşmaya başladı. Hatta insanlar, önlem için maske takan kişilerden bile 'potansiyel hasta" düşüncesiyle kaçar oldu. Toplumda gittikçe yayılan bu 'Korku kültürü", kişilerde kaçınma davranışına neden olarak günlük yaşamı ve sosyal hayatı olumsuz etkiliyor.
Üsküdar Üniversitesi Kurucu Rektörü Psikiyatrist Prof. Dr. Nevzat Tarhan, ' Koronavirüs nedeniyle bir kişi hapşırsa, hemen herkes geri çekiliyor. Koronavirüs artık ihtimalden çok sanki mümkün gibi bir algı oluştu. Bu da aslında ölçüsü kaçmazsa faydalı bir şey. İnsanlar önlem alır, ona göre gerekli adımlarını atar ama orantısız olduğu zaman da kişiyi işlevsiz hale getiriyor. İlişkilerini bozuyor, kaçınma davranışına neden oluyor. Kaçınma davranışına neden olması ise bir insanın sosyal fonksiyonların bozulması demek. Bu nedenle şu anda koronavirüs bütün dünyada ciddi bir orantısız tehdit algısının oluşmasına neden oldu" dedi.
'TOPLUMDA KORONAVİRÜS PARANOYASI OLUŞTU"
Tarhan, toplumda koronavirüs paranoyası oluştuğunu ifade ederek, 'Şu anda toplumda koronavirüs paranoyası oluştu. Paranoya bir kişinin bir şey hakkında orantısız korku hissetmesidir. Tehdit duygusu yaşaması, kendini güvende hissedememesi ruh halinde olmasıdır. Koronavirüs nedeniyle bir kişi hapşırsa, hemen herkes geri çekiliyor. Koronavirüs artık ihtimalden çok sanki mümkün gibi bir algı oluştu. Bu da aslında ölçüsü kaçmazsa faydalı bir şey. İnsanlar önlem alır, ona göre gerekli adımlarını atar ama orantısız olduğu zaman da kişiyi işlevsiz hale getiriyor. İlişkilerini bozuyor, kaçınma davranışına neden oluyor. Kaçınma davranışına neden olması ise bir insanın sosyal fonksiyonların bozulması demek. Bu nedenle şu anda koronavirüs bütün dünyada ciddi bir orantısız tehdit algısının oluşmasına neden oldu. Özellikle dünyanın bundan etkilenmesi, Çin'in koronavirüs salgınını iyi yönetememesine bağlı bir durum . Türkiye, İran, Yunanistan ve İtalya'da ortaya çıktı. Koronavirüs bütün dünyaya yayılacak, öyle görünüyor" diye konuştu.
'KORONA VİRÜSÜN ÖLDÜRME İHTİMALİ YÜZDE 3"
Koronavirüsün öldürme ihtimalinin panik yapmayı gerektirecek kadar yüksek olmadığını dile getiren Nevzat Tarhan, 'Koronavirüsün bulaştığı hastanın ölme ihtimali yüzde 3, diğer virüslerde yüzde 1-2 civarında. Böyle bir özelliği var. Bu yüzde 3 olma özelliği, bu kadar panik yapmayı gerektirecek bir özellik değil ama şu kişiler dikkat edecek; hastalar, yaşlılar, özellikle çocuklar. Ayrıca bağımlılığı olan bir hastanın bağışıklık sistemi zayıftır. Sık sık hasta olan kişilerin dikkat etmesi yeterli. Onun dışındaki insanların normal hayatını sürdürmesi gerekir" şeklinde konuştu.
'KARANTİNA İNSANLARDA PANİK VE KAÇINMA DUYGUSUNU ARTIRIYOR"
Koronavirüs tespit edildiğinde karantina oluşturması durumunun da tartışılması gereken bir konu olduğunu söyleyen Tarhan, 'Hatta karantina zorunluluğu bile tartışılan bir konu. Karantina insanlardaki panik, kaçınma duygusunun artırıyor. Bu veba gibi değil, karantinaya alma konusunda iyice analiz edip, yoğunlaşma olursa karantina belki olabilir. İstanbul'da olsa, bütün İstanbul'u karantinaya almak gibi bir yaklaşım çok gerçekçi bir yaklaşım olmaz. Koronavirüs varken hayat normal sürebilir gibi gözüküyor" ifadelerini kullandı.
'ÇOCUKLARIN SIRT ÇANTASINA MASKE KOYULABİLİR"
Bağışıklık sistemi düşük olan kişilerin mümkün olduğu kadar izole yaşamaya dikkat etmeleri gerektiğini vurgulayan Nevzat Tarhan, 'Aktif salgın varsa, bu durumda okulların tatil edilmesi beklenen bir şey. Çocuklardan biri hasta olduğunda, onu okula göndermemek gerekir. Özellikle burada en büyük hasta grubu ileri yaşta kronik hastalığı olan kişiler. Bu kişilerin muhakkak kalabalık ortama girmemeleri, girmek zorundalarsa maskeli dolaşmaları önemli. Ama hiçbir sağlık problemi olmayan kişilerin devamlı maskeyle dolaşması gerekmez. Mesela sınıfta biri hasta ise, hocaların ona dikkat etmesi gerekiyor. Koronavirüs olmasa bile risk grubunu korumak açısından bunlara dikkate edilebilir. Alınacak tedbir, çocukların sırt çantasına bir maske koyulması olabilir" dedi.
'MASKELİ DOLAŞMAK, KORKUDAN KORKMAK DURUMUNU YARATIYOR"
Hiçbir hastalık olmadığı halde maske kullanmanın psikolojik olarak insanları olumsuz etkilediğini dile getiren Tarhan, 'Maskeler gerektiğinde kullanılmalıdır. Hiçbir hastalık olmadığı halde maskeli dolaşmak korkudan korkmak durumuna geliyor. Şu anda koronavirüs korkusu orantısız bir korku olduğu için, korkudan korkma hissi gibi kişi, her an kötü bir şey olacak gibi bir beklenti içinde olması demek. Bu sefer de ruh sağlığı bozulacak kişinin. Paniğe sebep olabilir ve kişiyi gereksiz yere verimliliğini, kapasitesini düşürecek bir duruma sokabilir. Ortada bir tehlike var ama orantılı mı, değil mi' Onu sorsun herkes. Orantılılık ilkesine göre, bu kadar aşırı önleme gerek yok diyerek günlük yaşam aktivitesine devam etmesinde fayda var" şeklinde konuştu.