Prof. Ünal: Sepsis Halk Tarafından Yeterince Bilinmiyor veya Yanlış Biliniyor
Dünya ülkeleri için ciddi bir halk sağlığı sorunu olan ve vücudun enfeksiyona karşı geliştirdiği kontrolsüz yanıt ile kendi doku ve organlarına zarar vermeye başlamasıyla ortaya çıkan Sepsis, erken tanı konularak tedavi edilmemesi halinde birçok organda yetmezliğe, şoka ve yüksek oranda ölüme yol açıyor.
Dünya ülkeleri için ciddi bir halk sağlığı sorunu olan ve vücudun enfeksiyona karşı geliştirdiği kontrolsüz yanıt ile kendi doku ve organlarına zarar vermeye başlamasıyla ortaya çıkan Sepsis, erken tanı konularak tedavi edilmemesi halinde birçok organda yetmezliğe, şoka ve yüksek oranda ölüme yol açıyor. Her yıl dünyada yaklaşık 8 milyon kişinin ölümüne neden olan ve yalnız erişkin hastalarda değil çocuklarda da önemli ölüm nedenlerinden olan Sepsis, yılda 5 milyondan fazla yenidoğan ve çocuk ölümüne de yol açıyor.
Türk Yoğun Bakım Derneği, Gümüşsuyu'nda bulunan genel merkezinde 13 Eylül "Dünya Sepsis Günü" nedeniyle basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıda açıklamalarda bulunan Dernek Başkanı Prof. Dr. Necmettin Ünal, Her yıl 30 milyondan fazla kişide Sepsis geliştiğini, Sepsis gelişen hasta sayısında ise yine her yıl %8-13 artış olduğu ifade etti.
Necmettin Ünal, "Sepsis gelişen hastaların, hastalığın şiddeti, tanı ve tedavi uygulamalarının zamanlaması, tedavinin yeterliliği gibi sebepler bağlı olarak %15-60'ı yaşamını kaybetmektedir. Her yıl Sepsis nedeni ile kalp krizi veya akciğer-meme-prostat kanserlerinin toplamından daha fazla ölüm gerçekleştiğini de vurguladı.
Ünal, "Tanı ve tedavide yaşanacak her 1 saatlik gecikmenin SEPSİS'den ölme olasılığını %8 oranında arttırması, bu anlamdaki farkındalık çalışmalarının önemini ortaya koyuyor. Sepsis'e bağlı ölümlerin azaltılabilmesi için en önemli nokta, erken evrede hastalığın tanınması ve tedaviye başlanmasıdır. Bu denli büyük sağlık problemi yaratan Sepsis halk tarafından yeterince bilinmemekte veya yanlış bilinmektedir" dedi.
"BİRÇOK ANTİBİYOTİKTEN SEPSİS TEDAVİSİNDE YARARLANILAMAMAKTADIR"
Tedavide en önemli yaklaşımlardan birinin erkenden uygun antibiyotik tedavisine başlanması olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Necmettin Ünal, şunları söyledi:
"Antibiyotik tedavisine ne kadar erken başlanırsa başarılı olma şansı o kadar fazladır. Ancak bu konuda da bazı problemler vardır. Günümüzde mikroorganizmaların önemli bir kısmı bazı antibiyotiklere karşı direnç geliştirmiştir ve birçok antibiyotikten Sepsis tedavisinde yararlanılamamaktadır. Bunun en büyük nedeni uzun yıllar boyunca antibiyotiklerin bilinçsiz ve kontrolsüz kullanımının yanı sıra veteriner hekimlikte antibiyotik kullanımı ile ilgili kısıtlamaların yetersiz olmasıdır. Konuyla ilgili olarak kısa önce uygulamaya sokulan reçetesiz antibiyotik satılmasının yasaklanması, yaklaşık 11 yıldır sürdürülmekte olan antibiyotik yazım ve kullanımının kısıtlanmasına yönelik tedbirler maalesef beklenilen sonucu vermemiştir ve antibiyotik direnci artarak devam etmektedir. Kısıtlama tedbirlerine rağmen ülkemizdeki yıllık antibiyotik tüketimi ve antibiyotik maliyetleri sürekli artmaktadır. Bu aşamadan sonra gereksiz ve reçetesiz antibiyotik kullanımının engellenmesi için her türlü çaba gösterilmelidir. Antibiyotik direncinin daha fazla artmaması için antibiyotik kullanımı ile ilgili mevcut kısıtlamaların revizyonu ve bu amaçla tüm sağlık kurumlarının işbirliği içerisinde çalışması gerekmektedir."
"SEPSİS FARKINDALIĞINI ARTTIRMAK ÜZERE ÇOK YÖNLÜ ÇALIŞMALAR YAPILMALIDIR"
Toplum sağlığı için, Sağlık Bakanlığı'nın yanı sıra Milli Eğitim Bakanlığı'nın vereceği desteğin son derece önemli ve değerli olduğunu belirten Necmettin Ünal, şöyle devam etti:
"Sepsis farkındalığını arttırmak üzere çok yönlü çalışmalar yapılmalıdır. Özellikle öğretmenlerin Sepsis farkındalık eğitimlerinde rol almalarında büyük yarar vardır. Bu amaçla öğretmenlere yönelik Sepsis farkındalığı eğitimlerine gecikmeden başlanılmalıdır. Halkın Sepsis konusunda farkındalığının artması Sepsis'in ilk bulguları gelişmeye başladığında hastaların erken dönemde sağlık kuruluşlarına başvurmalarını ve erken tedavi almalarını sağlayabilir. Halkın Sepsis konusundaki farkındalığının arttırılmasında basın kuruluşlarının etkinliğinin sağlık kuruluş ve çalışanlarından daha fazla olduğu gösterilmiştir. Dolayısı basın kuruluşlarının da bu konuda ciddi sorumlulukları mevcuttur. Tüm bu aktivitelerin organizasyonunda başta Türk Yoğun Bakım Derneği olmak üzere sivil toplum örgütlerinin tüm bilgi, birikim ve olanaklarını ortaya koyması ve bu çabaların Sağlık Bakanlığı tarafından koordine edilmesi gereklidir."
YAŞLARI, MESLEKLERİ FARKLI FAKAT ÖLÜMÜN KIYISINDAN DÖNDÜKLERİ HASTALIK AYNI
77 yaşındaki Şeniz Algül 3 yıl önce lenfoma tanısı ile hastaneye yattı. Lenfoma tedavisi sırasında Sepsis'e yakalandığı tespit edilen Algül, "Benim bugün hayatta olmamın en büyük nedenlerinden biri, erken tanı ve doğru tedavi. Bu nedenle sağlık çalışanlarının Sepsise karşı daha bilinçli olmaları gerektiğini düşünüyorum" dedi.
Hastalığa 3 yıl önce yakalanan Zehra Alpay, yoğun bir tedavi süreci ve ameliyatların ardından Sepsis ile tanıştı. 35 gün yoğun bakımda gördüğü tedavinin ardından hayatta kalmayı başaran Alpay, normal hayata dönmek için eşinden büyük destek gördü.
40 yaşındaki Rahime İmamoğlu, hiçbir hastalığı yokken şiddetli karın ağrısı şikayeti ile hastaneye başvurdu. 2 gün boyunca ağrı kesici iğne tedavisi gören İmamoğlu, 2 günün ardından bilincini kaybederek üniversite hastanesine kaldırıldı. Tedavi için 1,5 ay yoğun bakım servisinde yatan Rahime İmamoğlu'nun kalp ve akciğer işlevi dışarıdan makine ile çalıştırıldı. Şimdi ise fizik tedavi çalışmalarıyla hızla iyileşmeye devam ediyor.
56 yaşındaki Prof. Dr. Ahmet Kaşgöz ise, idrar yolları hastalığı sonrasında Sepsis tanısı konan hastalardan. Uzun süre yoğun bakımda tedavi gören Kaşgöz, umudunu kaybetmeden sürdürdüğü tedavisinin ardından 1,5 ay sonra normal yaşantısına döndü. - İstanbul