Referandumdan Sonra Büyümede Ivme Bekliyor
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Türkiye referandumdan sonra yıllık yüzde 5, yüzde 6 oranında büyüme gerçekleştirebilir" dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin zor bir dönemden geçtiğini belirterek, "Türkiye referandumdan sonra yıllık yüzde 5, yüzde 6 oranında büyüme gerçekleştirebilir" dedi.
Marmara Grubu Vakfı tarafından 20 yıldır aralıksız gerçekleştirilen Avrasya Ekonomi Zirvesi, bu yıl Wow İstanbul Otel Kongre Merkezinde 44 ülkeden 200 devlet adamı, akademisyen, iş adamı ve din adamını ağırladı. 'İnsanlık bir Yol Ayrımında' başlığı altında toplanan 20. Avrasya Ekonomi Zirvesi'nin şeref konuğu ise dünyaca ünlü yazar ve vizyoner Edward de Bono oldu. Zirveye Türkiye adına Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek katılırken, Azerbaycan ise zirvenin bu yıl da yıldız ülkesi oldu.
Saygı duruşu ve İstiklal Marşı'nın okunmasının ardından zirvenin açılış konuşmasını yapan Marmara Grubu Vakfı Genel Başkanı Dr. Akkan Suver, Avrasya Ekonomi Zirveleri'nin Ortadoğu'da, Balkanlar'da ve çeşitli noktalarda farklılıkları bilerek barışçıl çözümlere ulaşmayı bilen çalışmalar olduğunu belirtti. Suver, Avrasya Ekonomi Zirveleri'nin entelektüel çalışmalar olduğunu vurgulayarak, "Yaşadığımız dünya kaos içindedir. BM daha iyi bilir. Verdiği kararlar havada kalmaktadır. Azerbaycan'ın toprak bütünlüğüne Ermenistan el koymuştur. BM, AB için yeni bir dönem başlamaktadır. Türkiye akıl almaz tehditler içindedir. Sınırlarımız yangın yeridir ama NATO buna rağmen tedbir almamaktadır. Dünyada yaşanan terör olaylarına İslam kelimesinin yan yana anılmasını şık ve doğru bulmuyor, haksızlık olarak görüyoruz. Bu yanlışlığın düzeltilmesine yönelik çalışmalarımız olacaktır bugün" dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek de zirvede yaptığı konuşmada, Türkiye'nin küresel sorunların konuşulduğu platform haline gelmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Dünyada bugün birçok sorunun olduğunu belirten Başbakan Yardımcısı Şimşek, Türkiye'nin iç ve dış şoklar yaşadığını ifade ederek, "Çin ve Rusya gibi ülkeler ekonomik büyümelerinde yumuşak düşüş yaşadılar. Bizim ekonomimiz de çok güçlü. İşsizlik rakamları da düşmek üzere. Türkiye geçtiğimiz yıl bir dizi iç ve dış şok yaşadı. Bunlara rağmen 2,9'luk bir gayri safi yurt içi milli hasıla sağladık. Çoklu şoklara rağmen bunlar başarıldı" diye konuştu.
"EN AZ İSTEDİĞİMİZ ŞEY OHAL'İN UYGULANMASI"
Türkiye'yi anlamak için Türkiye'nin içinden geçtiği süreçleri doğru anlamak gerektiğini vurgulayan Şimşek, "Algı bugünün gerçekleri arasında geliyor. Türkiye'nin makul bir deneyiminin olduğunu bilmeniz gerekiyor. Bu da kalkışma teşebbüsünü jeopolitik olarak göstermedi. Bizim en az istediğimiz şey OHAL'in uygulanması ancak hukukun üstünlüğüne karşı başka seçimimiz yoktur. Geçici bir süreçtir. OHAL'i sürdürmek niyetinde değiliz. Çünkü dini suç grubu ya da FETÖ'nün amacı bu" şeklinde konuştu.
"KİMYASAL SALDIRI BEKLENMEDİK BİR OLGU"
Suriye'nin İdlib kentinde yaşanan kimyasal saldırıla ilişkin de değerlendirmede bulunan Şimşek, "Suriye'nin durumuna bakıyoruz. Kimyasal silahlarla saldırılara bakıyoruz. Hiç beklenmedik bir olgu olarak karşımıza çıktı. Biz 3 milyondan fazla Suriyeliye kucak açtık. Yarım milyon Suriyeli mülteciyi de sınırımızın gerisinde bulunduğu için onlara da destek veriyoruz. Amaçlanan darbe girişimi Türkiye'ye başka bir ivme kazandırmıştır. Ama müttefiklerimiz anlamadı. Daha dirençli bir ekonomiyi kurmak için hala kararlıyız" ifadelerini kullandı.
"YENİ ANAYASA'DA SİSTEM KONTROLE DAYALI"
16 Nisan'da yeni Anayasa oylaması için sandık başına gidecek olan Türkiye'nin, referandum sürecinde demokrasiden uzaklaştığı intibasının gerçekliği yansıtmadığını açıklayan Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek şunları söyledi: "Anayasa referandumu sürecinde anayasa değişikliği ile sanki Türkiye'nin demokrasiden uzaklaştığı bir intiba uyandırabilir ancak bunun gerçeklikle ilgisi yoktur. Türkiye'deki parlamenter sistem istikrar sağlayamamıştır. Birincil amacımız Anayasayı yeniden tasarlayarak 5 yıllık ayakta kalacak hükümetlerin oluşumuna imkan vermektir. ABD, Fransa ve Kore'de olduğu gibi. İkinci amaç ise Cumhurbaşkanı'na çok yetki verilebiliyor. Cumhurbaşkanı bakanlar kurulu toplantılarına istedikleri gibi başkanlık edebiliyorlar kararnameler Cumhurbaşkanının onayından geçiyor. Hükümeti kurmak için görevlendiriliyor. Yani büyük yetkileri var. Üçüncü olarak da mevcut tüm sistem tamamen kontrole dayalı. Geçmişte sistem kontrol sağlama Türk demokrasisinin, yargının ya da askerin kurtarmasını bekliyordu. Biz bugün Cumhurbaşkanının halkın seçmesini istiyoruz ve hükümetleri denetleyecektir. Cumhurbaşkanı da diğer bürokrasilerde olduğu gibi yargı mensuplarını da parlamentoda nitelikli çoğunluk tarafından seçilecektir. Yüksek yargı organlarını ataması yapılsa benim partim bunu yapamaz çünkü nitelikli çoğunluğa ihtiyaç vardır. Türkiye'de temel amaçların idarede ekonomide dana iyi işlenen yürütmenin sağlanması adil özgür bir yargının sağlanması amaçlanmaktadır".
"FUTBOL OYUNU GİBİ GÖRMÜYORUZ"
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek zirvede Türkiye-AB ilişkilerine de değinerek, Türkiye olarak reformların yapılmasına açık olduklarını ancak AB'nin de kendi içinde sorunlarını halletmesi gerektiğini söyledi. Şimşek, "Epey kızgınlık, asabiyet ve üzgünlük ortaya çıkmıştır bu konuda. Ancak 'Türkiye'nin AB'ye ihtiyacı var ya da AB'nin Türkiye'ye ihtiyacı var' söylemine dayanmak istemiyorum. Biz takibi reformlar yapılsın istiyoruz. Açıkçası AB'nin de bir dizi sorunlarının halledilmesi lazım. Popülizm, İslam düşmanlığı, aşırı sağ yükseliyor. Tüm bunlar tabi ki AB ile geride kalan ülkeler arasında özellikle de Türkiye arasında büyük gerginliklere sebep oluyor. Biz burada bunu futbol oyunu gibi görmüyoruz. Her iki tarafı da tatmin edici bir ilişki istiyoruz AB ile. Gümrük Birliğinin güncelleşmesi gerekiyor. Bunlar sayesinde Türkiye AB ticaret hacmi 150 milyardan 300 milyara çıkabilir. AB Komisyonu da oy birliği ile bu süreci oylamıştı. Tarihi de belirmeme söz konusuydu. Şimdi Türkiye'ye avaz avaz bağırma süreci kapanmalı" dedi.
REFERANDUMDAN SONRA BÜYÜME RAKAMI VERDİ
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek konuşmasının sonlarına doğru Türkiye'de bir Kürt sorunu olmadığını, kendisinin de Kürt olduğunu belirli bir süreye kadar Türkçe bile bilmediğini buna rağmen hiçbir problemle karşılaşmadığını hatırlattı. Terörizm ve teröristin küresel bir sorun olduğunu ortak mücadele yürütülmesi gerektiğini aktaran Şimşek sözlerini şöyle tamamladı:
"Türkiye'yi anlamak için Türkiye'nin nelerden geçtiğini de anlamak lazım. Türkiye, batı ile kopacak filan değil tam tersini istiyor batı ile ve dünyanın geri kalanlarıyla bağlarını güçlendirmek istiyor. Zor bir dönemden geçiyoruz, Katı önlemler aldık, hala bazı tehditler var. Türkiye normale geçmedi. Bütün bu olaylardan sonra Türk demokrasisi çok daha dayanıklı olacaktır. Türkiye referandumdan sonra daha fazla büyüme yıllık yüzde 5-6 oranında büyüme gerçekleştirebilir."
(Alev Hamitoğulları - Fatih Gavuz - Volkan Kayalar / İHA)