Haberler

'Rojava Anayasası, Medine Sözleşmesi'dir'

Güncelleme:
Abone Ol

İlahiyatçı Yazar, R. İhsan Eliaçık, "Rojava Sözleşmesi'ni okudum. Medine Sözleşmesi esas alınarak hazırlanmış" diye konuştu.

Kürtlerden başka Medine Sözleşmesi'ndeki değerleri kimsenin savunmadığını kaydeden İlahiyatçı Yazar, R. İhsan Eliaçık, "Rojava Sözleşmesi'ni okudum. Medine Sözleşmesi esas alınarak hazırlanmış. Medine Sözleşmesi oradaki bir yansıması gibi" diye konuştu

Öze Dönüş Platformu'nun davetlisi olarak Şanlıurfa'ya gelen İlahiyatçı Yazar R. İhsan Eliaçık, günümüz Müslümanlarının dini nasıl yorumladıklarına, Müslümanların Kur'an-ı nasıl anlamaları gerektiğine, Müslümanların malla-mülkle olan ilişkilerine ve din adına yapılan şeylerin toplumda nasıl karşılık bulduğuna dair bir sohbet gerçekleştirdi.

Eliaçık, Çayhane Hikmet Okulu'nda yaptığı sohbette Rojava Anayasası'nın Medine Sözleşmesini esas alan bir temel üzerine yazıldığını kaydederek, Kürtlerin savundukları değerleri bir umut ışığı olarak gördüğünü söyledi. Kürtlerin kendi kültürlerinden kopmaması gerektiğini vurgulayan Eliaçık, "Kenarda kalmak devletli uygarlıklara katılmamak, daha böyle antikapitalist yaşamak bu ilişkilere girmemek daha güzeldir. Ben biraz Kürtlerde bu potansiyeli görüyorum ama onlar da biraz yavaş yavaş sınıflı toplum, devlet yaşantısına doğru kayıyorlar. Mesela geçende Erbil'de bir konser izledim. Hevi Luvi diye bir pop sanatçısı, bir Kürt kızı Amerikan tarzı bir Kürtçeyle konuşuyor. Böyle Shakira'ya falan özeniyor. Kürdistan, Kürdistan diye başlıyor şarkı. Herkesin elinde Kürdistan bayrağı, koca Erbil meydanında konser veriyor. Tam Amerikan Kürdistan'ı. Amerikalılar kendi Kürdistanlarını kurmuşlar. Onu birkaç kişiye gönderdim. Böyle çok Kürdistan, Kürdistan diyenlere... 'Kürdistan böyle mi olacak?' dedim böyle olacaksa bizi bu işe yanaştırmayın. Bunun aynısı zaten burada var. Kürtlerdeki bu potansiyel Amerikalılar tarafından görüldüğü için de İslam ümmeti içinde dipte ve arkada kalmış bir kavim yeni bir ruhla doğabilir. Böyle tarihi bir meydana çıkabilir. İslam'ın yeni bir yoluyla, İslam'ın içerisindeki kendi rönesansını da taşıyarak, bunu engellemek için konserle falan mahvediyorlar" dedi.

'TÜRKİYE'NİN 81 İLİNDE ÖZERKLİK OLMALI'

Türkiye'de sadece Diyarbakır'da değil Türkiye'nin bütün illerinde demokratik özerkliğin gerekliliğini savunan Eliaçık, Müslümanların Medine Sözleşmesini esas almaları gerektiğini vurguladı.

Diyarbakır'da düzenlenen Demokratik İslam Kongresine katıldığını hatırlatan Eliaçık, şu andaki cemaatlerin hiçbirinin Medine Sözleşmesini esas almadığına dikkati çekti. Eliaçık, şöyle konuştu: "Medine sözleşmesini esas alan hiçbir cemaat yok şu anda. İslam toplumunu oradaki gibi düşünen bir topluluk yok. Gelecek IŞİD gibi eski mezhep kitaplarında ne yazıyorsa, sorgulanmamış eski İslam kültürünü olduğu gibi uygulamaya kalkacaklar. O zamanda dinden döneni öldür. Namaz kılmayanı kırbaçla. Dine gireni sünnet ettir. Peki işin kaynağında ne yazıyor. Peygamberimiz Medine'ye gelmiş. 18 tane kabileyi toplamış. Onlarla bir anlaşma imzalamış. Yahudiler, Muhacirler, Ensar… Medine Sözleşmesi'nde Kur'an ve İslam kelimesi hiç geçmiyor. En çok geçen kelime adalet. İkinci en çok geçen kelime maruf, ortak değerler. Üçüncü en çok geçen kelime sulh, barış. Dördüncü en çok geçen kelime savunma, Medine'yi ortak savunma. Beşincisi sizin dininiz size, bizim dinimiz bize, yani çok kültürlülük, özerklik. Katılan her topluluk bugünkü tabirle demokratik özerk olacaktır. Medine Sözleşmesi'nde bunlar yer alıyor. Bugün bunu günümüze uyarladığımızda adına demokratik özerklik dediğimiz şey budur. Çağımızda bunu savunan kim var diye etrafıma bakıyorum. Bunu Kürt hareketinden başka savunan yok. Bunu savunan tek bir cemaat yok. Ben diyorum ki, bırakın Diyarbakır'ı bırakın Kürdistan'ı Türkiye'deki 81 il özerk olmalı. Türkiye Ankara'daki meclisten değil, mahallelerden yönetilmeli."

'TÜRKLER IŞİD'ÇİLİĞİN PEŞİNE DÜŞMÜŞ'

Kürtlerin Medine Sözleşmesi'ndeki maddelere benzer kıstasları savundukları için 'belki bir ışık olabilir' düşüncesiyle bunu bir şans olarak gördüğünü belirten Eliaçık, "Olmuş bitmiş bir şey olarak değil, sadece bir şans olarak görüyorum. Mesela Rojava Sözleşmesi'ni okudum. Medine Sözleşmesi esas alınarak hazırlanmış. Medine Sözleşmesi oradaki bir yansıması gibi. Rojava Sözleşmesi'nde Kürtler, Türkmenler, Arap, Çerkezler oraya katılanları sıralıyor. Bunlar diğer insanlardan ayrı bir topluluk oluşturur. Bunlar barış içerisinde yaşamak için bir araya gelmişlerdir. Kürtler kelimesi sadece diğerleriyle beraber geçiyor. Ayrıca bir Kürt devleti diye bir vurgu yok. Sonra diyor ki, 'toprak, üretim araçları halkındır.' Her kesin ev hakkı vardır. İş ve genel sağlık hakkı olacaktır diye bir sözleşme imzalamışlar. Şimdi bu nedir? Deryada bir damladır. Küçücük bir damladır. Bir umut ışığı. Belki de büyüyüp gelişecek. Büyüyüp gelişmesini istiyorum. Sonra eş başkanlık sistemi… Bir kadın, bir erkek. Bunları kim yapıyor diye bakıyorum. Kürtler. Türklerde ses yok. IŞİD'çiliğin peşine düşmüş gidiyorlar" diye konuştu.

'TÜRKİYE'DE BEŞ TEMEL SORUN VAR'

Türkiye'de muhafazakarların din anlayışında beş temel sorunun olduğunu ifade eden Eliaçık, bunları maddeler halinde sıraladı. Din, cinsiyet eşitliği, etnisite, mal sahibi olma gibi temel meselede muhafazakar dindar zihniyetin ideolojik olarak tıkandığını vurgulayan Eliaçık,"Müslümanlarla Müslüman olmayanlar eşittir. Bu Müslümanlarla Müslüman olmayan bütün dini gruplar için geçerlidir. Türklerle Kürtler eşittir. Alevilerle Sünniler eşittir. Kadınlarla erkekler eşittir. Zenginlerle yoksullar eşittir. Türkiye'deki bütün sorunlar beşinden kaynaklanıyor. İdeolojik hareketler bütün partiler buradan neşet ediyor. Muhafazakar zihinde bunları söylemeye yönelik ideolojik ve din anlayışından kaynaklanan engeller var. Mesela Müslüman olmayanlara gayri Müslimlerezimmi muamelesi yapılır eski çağlarda üretilmiş hukuktur. Böyle birşey yoktur, Müslüman Müslüman olmayandan üstündür diye düşünüyor. Dolayısı ile oradan bir şey çıkmaz, aslolan namazdır, Aleviler'in yaptığı cümbüştür. Onlar cemevinde saz çalıyor öyle ibadet olmaz filan diyorlar. Bunların da bir ritüel olduğunu bilmiyor. Kur'an'daki adıyla nüsuk olduğunu bilmiyor. Allah'a her türlü yolla gidilebileceğini bilmiyor. Hele hele zenginlerle yoksullar arasındaki eşitliğe zinhar inanmaları mümkün değil. Diğer dördünü zar zor kabul etseler bile beşincisini asla kabul etmezler. Çünkü Allah zengini zenginlikle, yoksulu yoksullukla imtihan etmektedir. Var olan düzen neyse Allah'ın takdiri odur, dolayısıyla bu anlayış Türkiye'ye bir şey veremez" ifadelerini kullandı.

DİNE GİRİNCE ALTTAN DİNDEN ÇIKINCA ÜSTTEN KESİYORLAR!

Irak Şam İslam Devleti'nin (IŞİD) uyguladığını iddia ettiği şeriat hükümlerinin dinde yerinin olmadığını bir fıkrayla anlatan Eliaçık, sohbete katılan herkesi güldürdü. Eliaçık: "Alman Hans 40 yaşında Müslüman olmaya karar veriyor. IŞİD'çiler buna diyorlar ki, 'Müslüman olman için sünnet olman gerek.' Neyse adam sünnet oluyor. Sonra diyorlar 'namaz kılmazsan kırbaçlanırsın', 'şunu yapmazsan böyle olursun', 'şu yasak, bu yasak'. Hans bakıyor ki, olmayacak 'ben dinden çıkmak istiyorum. Benim dinimde zorlama yoktu' diyor. Bunun üzerine 'sen dinden çıkarsan mürtet olursun, o zaman da seni öldürürüz' diyorlar. Hans da 'Dine girince alttan kesiyorsunuz, dinden çıkınca üstten kesiyorsunuz' diyor."
(Kaynak: Gazeteipekyol)

Kaynak: Temsilci / Güncel

İhsan Eliaçık Türkiye Rojava Yerel Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title