Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü'nde sağlık çalışanları protesto etti
İstanbul Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle düzenlediği ortak basın açıklamasıyla sağlıkta şiddet sonucu yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını andı. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hacer Ayşen Yavru, “Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur” dedi.
HABER: EDDA SÖNMEZ/ KAMERA: MEHMET ÇALPAR
İstanbul Tabip Odası ve Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) 17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle düzenlediği ortak basın açıklamasıyla sağlıkta şiddet sonucu yaşamını yitiren sağlık çalışanlarını andı. İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hacer Ayşen Yavru, "Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur" dedi.
Gaziantep'te 17 Nisan 2012 tarihinde tedavi ettiği hastasının yakını tarafından sırtından bıçaklanarak öldürülen Dr. Ersin Aslan'ın ölüm yıldönümü, Türk Tabipler Birliği tarafından "Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü" ilan edilmişti. İstanbul Tabip Odası ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) üyeleri, 17 Nisan Sağlıkta Şiddetle Mücadele Günü nedeniyle İstanbul Üniversitesi İstanbul (Çapa) Tıp Fakültesi Hastanesi önünde toplandı. Sağlıkta şiddet sonucu hayatını kaybeden sağlık çalışanlarının fotoğraflarını taşıyan hekimler, sağlıkta şiddeti protesto etti.
Sağlık çalışanları, hayatlarını kaybeden meslektaşları için 1 dakikalık saygı duruşunda bulundu, "Sağlıkta şiddet sona ersin" sloganları attı.
"ŞİDDETİ DURDURMAK İÇİN KILINI DAHİ KIPIRDATMAYAN SİYASİ İKTİDAR VE BİR BAKAN VAR"
SES Anadolu Şube Eş Başkanı Hatice Yayla, sağlıkta şiddetin artarak devam ettiğini belirterek, "Bugün Dr. Ersin Arslan'ın görevi başında katledilmesinin üzerinden tam 12 yıl geçti. Maalesef ki bugün baktığımızda sağlıkta şiddet hiç hız kesmeden ve artarak devam ediyor. Şuanda bile biz burada açıklama yaparken dahi kimbilir kaç arkadaşımız sözel ve fiziksel şiddete maruz kalıyor. 20 yılı aşkın bir süredir yürütülen sağlıkta dönüşüm politikalarının bir sonucudur yaşadıklarımız. Bugün hala şiddeti durdurmak için kılını dahi kıpırdatmayan bir siyasi iktidar ve bir sağlık bakanı var karşımızda. Sağlık sistemini içinden çıkılmaz hale getiren, rant alanına dönüştüren, piyasalaştıran, toplumun sağlık hakkını yok sayan, emeğimizi değersizleştirip sömürenlerdir bu şiddetin sorumluluları. Mevcut sağlık sisteminde toplumun hizmete ulaşımı zorlaştıkça, vaat edildiği gibi olmadığı görüldükçe hesap sorulan, öfke boşaltılan da maalesf ki biz sağlık emekçileri oluyoruz" dedi.
"BU ŞİDDET ORTAMINA ALIŞMAYACAĞIZ"
Yayla, "Ne sağlık emekçilerine yöneltilen şiddeti ne de toplum içerisinde normalleştirlmeye çalışılan bu şiddet kültürünü asla kabul etmiyoruz. Şiddeti çalışma ortamlarımızın doğal bir parçası haline getirmek isteyenlere, bu şiddete alışmamızı bekleyenlere buradan bir kez daha ifade ediyoruz ki bu şiddet ortamına alışmayacağız. Sağlıkta şiddeti durdurmak ve haklarımıza kavuşmak için tüm sağlık emekçileriyle birlikte ve sağlık hakkı ellerinden alınan halkımızla birlikte mücalede etmeye devam edeceğiz" diye konuştu.
"GÜNDE ORTALAMA 50'DEN FAZLA SAĞLIKTA ŞİDDET BAŞVURUSU YAPILIYOR"
Ortak basın açıklamasını okuyan İstanbul Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hacer Ayşen Yavru, sağlıkta şiddetin korkunç boyutlara ulaştığını belirterek, 2023 yılında Beyaz Kod verilerinden günde ortalama 50'den fazla sağlıkta şiddet başvurusu yapıldığını söyledi.
Sağlıkta şiddet için gerekli çözümlerin üretilmediğinin altını çizen Yavru, "Sağlık Bakanlığı'nın uyarılarımıza ve çağrılarımıza rağmen sağlıkta şiddetle alakalı halen herhangi bir ciddi adım atmaması, Dr. Ersin Arslan'ın ölümünden sonra olduğu gibi, yeterli olmayan yasal düzenlemelerle yetinmesinin nedeninin sistemi korumaya yönelik olduğunu biliyoruz. Üstelik Sağlık Bakanlığı Beyaz Kod verilerini paylaşmaktan da kaçınıyor! Tüm bunlar, her geçen gün bizi çalışamaz hale getiren şiddetin çözümüne dönük etkin, sahici adımlar değildir" dedi.
"SAĞLIKTA ŞİDDET YASASI KABUL EDİLMELİ"
Sağlıkta Dönüşüm Programı'yla birlikte hastaların müşteri olarak görüldüğü, sağlık çalışanlarının ise gittikçe değersizleştirildiği bir sistemde çalıştıklarını ifade eden Yavru, şöyle konuştu:
"Bu sistemde sağlık hizmetleri de niteliksizleşiyor ve sonucunda toplumun sağlığının daha da geriye gidiyor. Sağlıklı çalışma koşullarında, tükenmeden ve şiddet görmeden nitelikli sağlık hizmeti verebilmemiz için sağlık sisteminin eşitlikçi, toplumun sağlığını önceleyecek şekilde yeniden inşası zorunludur. Bunun dışında sağlıkta şiddet yasası kabul edilmeli, idarecilerin sorumluluğu göz ardı edilmemeli, çalışma ortamımızın düzenlenmesi için İstanbul Tabip Odası ve SES olarak önerdiğimiz çözümler dikkate alınmalıdır.
"MÜCADELE, DAYANIŞMA VE ÖRGÜTLENMEYLE ŞİDDETSİZ BİR YAŞAMI HEP BİRLİKTE KURABİLİRİZ"
Tabii ki toplumsal alanda büyüyen şiddet iklimi ve bizi birbirimize düşman ederek kazanç sağlamaya çalışan zihniyetin varlığında sağlık alanında şiddetin de var olacağını biliyoruz. Dolayısıyla şiddetle her alanda mücadele etmekten başka bir şansımızın olmadığı açıktır. Ancak, mücadele, dayanışma ve örgütlenmeyle şiddetsiz bir yaşamı hep birlikte kurabiliriz.
"SAĞLIKTA ŞİDDET SONA ERENE KADAR MÜCADELEDEN VAZGEÇMEYECEĞİZ"
İstanbul Tabip Odası ve SES olarak bu zamana kadar çalışma ortamlarımızdaki şiddet sorununun çözümü için her alanda, her düzeyde emeğimizi ortaya koyduk. Sağlıkta şiddet nedeniyle kaybettiklerimizin anılarını yaşattık, yaşatacağız. Sağlıkta şiddete karşı mücadele gününde sözümüzü yineliyoruz! Sağlıkta şiddet sona erene kadar mücadeleden vazgeçmeyeceğiz!"