Taciz Edilen Kız ve Babası Sapık Komşuyu Korudu, Mahkeme Acımadı
Erzurum'da komşusunun kızını sapığa verilen 7 yıl 9 ay 22 günlük hapis cezası, Yargıtay tarafından onanınca mağdur ve ailesi pişman oldu. "Şikayetçi değiliz" deseler de mahkeme acımadı
Erzurum'da komşusunun kızı N.D.'yi (28) dudağından öptüğü için İ.K.'ye (30) Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen 7 yıl 9 ay 22 günlük hapis cezası, Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi'nce onanınca mağdur ve ailesi pişman oldu. 'Basit cinsel saldırı' suçundan verilen cezanın kesinleşmesinin ardından Ağır Ceza Mahkemesi'ne dilekçe ile başvuran N.D., "Çektiğim vicdan azabı nedeniyle böyle bir şeyin olmadığını söylemek istiyorum" dedi. Dilekçeler sonrası sanık avukatının 'yargılanmanın yenilenmesini ve infazın durdurulması' talebi ise mahkeme tarafından reddedildi.
İLİŞKİYE GİRME TEKLİFİNDE BULUNMUŞ
Olay, 4 Ağustos 2009'da Pasinler ilçesine bağlı Ardıçlı Köyünde meydana geldi. İ.K. komşusunun kızına cinsel saldırıda bulunduğu iddiasıyla tutuklandı. Yaklaşık bir ay cezaevinde kaldıktan sonra tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan İ.K. hakkında Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Hazırlanan iddianamede, sanığın evde kimse olmadığı sırada mağdurun evine giderek dudağından ve yüzünden öpüp, ilişkiye girme teklifinde bulunduğu öne sürüldü. Davanın, 19 Eylül 2012'de görülen karar duruşmasında İ.K., 'basit cinsel saldırı' suçundan 8 yıl 11 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. Dosyanın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi, kararı bozdu. Yargıtay hükümden sonra yürürlüğe giren 'cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar' ile ilgili düzenlemenin sanık lehine olabileceğini belirterek dosyayı yerel mahkemeye gönderdi.
'İFTİRA ATTI'
Erzurum 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yeniden yargılanan İ.K., kendisine iftira atıldığını öne sürdü. Mağdurun ailesi ile arasında herhangi bir husumet bulunmadığını belirten İ.K., suçlamaları kabul etmedi. Mahkeme heyeti, bozma kararı sonrası 30 Haziran 2016'da görülen davada sanığı önce 5 yıl hapis cezasına mahkum etti. Sanığın suçunu, 'beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumdaki kişiye karşı' işlediğini dikkate alınarak ceza 7.5 yıla çıkarıldı. Suçun zincirleme şekilde işlendiğini dikkate alan heyet, cezayı 8 yıl 16 ay 15 güne yükseltti. İyi hal indirimi uygulayan mahkeme heyeti, sanığa İ.K.'yı 7 yıl 9 ay 22 gün hapis cezası verdi.
'KIZIMIZIN DAVRANIŞLARI NORMAL DEĞİL'
Karar sonrası mahkemeye dilekçe ile başvuran N.D.'nin babası Z.D. ve annesi S.D., kızlarının davranışlarının tutarsız olduğunu söyledi. Dilekçede, "Kızımızın akli melaikeleri yerinde olmadığından bu olayları bize anlattığı zaman telaşa kapılıp şikayetçi olduk. Ancak geçen zaman içinde kızımızla görüşmelerimiz sonucunda böyle bir şeyin olmadığını anlamış olduk. Kızımızın davranışları normal değildir. Bir gün yaptığı şeyi, bir başka gün inkar etmektedir. Bizler anne babası olarak birçok kez görüştüğümüzde, böyle bir şeyin olmadığını bizlere söyledi. İ.K.'nın bu suçu işlemediğini, böyle bir şeyin olmadığını beyan ederiz. İ.K.'nın aldığı cezadan dolayı vicdan azabı çekmekteyiz" ifadelerine yer verildi.
'HAKSIZ YERE CEZAEVİNDE YATMASIN'
Yerel mahkemenin kararını yeniden inceleyen Yargıtay 14'üncü Ceza Dairesi, 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin verdiği kararı onadı. Onama kararı sonrası geçen 1 Mart'ta mahkemeye başvuran N.D. ile anne babası iki ayrı dilekçe daha verdi. N.D.'nin anne ve babası, İ.K.'nın haksız yere cezaevinde yatmasını istemediklerini belirtirken, N.D. ise "Öğrendiğim kadarıyla İ.K. ceza almış. Çektiğim vicdan azabı nedeniyle böyle bir şeyin olmadığını söylemek istiyorum. Mahkemenin beni tekrar dinlemesini istiyorum. Olayı gerçek bir şekilde anlatacağım. Çok pişmanım" diye yazdı.
MAHKEME: İFTİRA ATMASINI GEREKTİRİR HUSUMET YOK
Mağdur ve ailesinin dilekçeleri sonrası sanık avukatı 1'nci Ağır Ceza Mahkemesi'ne 'yargılanmanın yenilenmesini ve infazın durdurulması' talebinde bulundu. Avukatın talebi, mahkeme heyeti tarafından reddedildi. Heyet kararında, gerek soruşturma aşamasında, gerek bozma öncesi yapılan yargılama sırasında, gerekse de bozma sonrası yapılan yargılama sırasında mağdurun hükümlüye iftira atmasını gerektirir husumetin dosyaya yansımadığına vurgu yaptı. İlk dilekçenin hüküm sonrası verildiğini dikkate alan mahkeme, bu haliyle Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğine değinildi. Dilekçelerin sonradan mağdur ve müşteki tarafın ikna edilerek alındığına kanaat getiren heyet, bu nedenle yargılanmanın yenilenmesini kabul etmedi. Sanık avukatı buz kez yeniden yargılanma talebinde bulunacak.