Sapanca Gölü'ndeki su seviyesi, son 22 yılın en düşüğünde -
Sakarya ve Kocaeli'nin en önemli içme suyu kaynağı Sapanca Gölü'ndeki su seviyesi, kuraklık yüzünden son 22 yılın en düşük kotu 29,64 metreye indi.
MURAT ARAPOĞLU - Sakarya ve Kocaeli'nin en önemli içme suyu kaynağı Sapanca Gölü'ndeki su seviyesi, kuraklık yüzünden son 22 yılın en düşük kotu 29,64 metreye indi.
Kuraklık ve sanayi amaçlı su kullanımı nedeniyle, Sapanca ilçesine adını veren göl kötü günler geçiriyor. Göldeki su kotu, 1992'den beri en düşük seviyesine geriledi. Su seviyesindeki azalış, ötrofikasyon (besin maddelerinin çoğalması sonucu plankton ve alg varlığının aşırı şekilde artması) tehdidini de gündeme getirdi.
Sakarya Üniversitesi (SAÜ) Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi ve TEMA Vakfı Sakarya Temsilcisi Yrd. Doç. Dr. Mahnaz Gümrükçüoğlu, AA muhabirine, ötrofikasyonun göl için sonun başlangıcı olacağını söyledi.
Sapanca Gölü'ndeki sorunun uzun süredir devam ettiğini, önemli içme suyu kaynağının göz göre göre yok olduğuna dikkati çeken Gümrükçüoğlu, "Sapanca Gölü, çok uzun süredir alarm, sinyal veriyor, 'ben ölüyorum' diyor ancak ne yazık ki kimse sesini duymuyor. Su seviyesindeki düşüş 2,5 metreyi geçti, çekilmenin 50 metreyi geçtiği yerler var. Bu, hakikaten çok önemli içme suyu kaynağının göz göre göre yok olması anlamına geliyor" diye konuştu.
Su toplama alanlarındaki havzaların yerleşime açılmış olması nedeniyle yağışların su kaynaklarına ulaşamadığını savunan Gümrükçüoğlu, şunları kaydetti:
"Başladığı söylenen ötrofikasyon, durgun su alanlarında doğal olarak meydana gelen bir süreçtir. Tarımsal faaliyet ve evsel atıkların suya karışması gibi birçok olay sonucu bu süreç hızlanır. Ötrofikasyon, bir gölde gerçekleşirse bu, sonun başlangıcı anlamına geliyor. 2 yıldır yürüttüğümüz proje çerçevesinde Sapanca Gölü'nün ötrofik seviyesini ölçtük. Projemiz tamamlandığında bu bilgileri kamuoyuyla paylaşacağız. Meydana gelen yağışların su seviyesini yükselteceği söyleniyordu ama havza bazında baktığımız zaman bütün su kaynaklarının, su toplama alanlarının havzaları yerleşime açılmış durumda. Ormanlar ortadan kaldırılıyor. İşte bunlar oluşan bu yağışların havzaları ve su kaynaklarını beslemesini engelliyor ne yazık ki. Dolayısıyla su betonların üzerinde akıp gidiyor ama su kaynakları beslenmiyor. Aynı İstanbul'un su kaynaklarında olduğu gibi, bizim de en önemli su kaynaklarımız kendilerini besleyemiyor."
- "Gölün kendini yenilemesine izin verilmeli"
Gümrükçüoğlu, doğal kaynakların kendini yenileyebildiğini ancak bunun insanların izin vermesi durumunda gerçekleşebileceğini vurguladı.
"Ötrofikasyon başladıktan sonra göl tabii ki de kurtarılabilir ancak bunun için ciddi yatırımlar gerekiyor" diyen Gümrükçüoğlu, gölden su çekilmesine "dur" demek gerektiğini anlattı.
Su çekiminin azaltılması halinde gölün kendini yenileyeceğine dikkati çeken Gümrükçüoğlu, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu kadar kurak devrede hiçbir fedakarlıkta, hiçbir tasarrufta bulunmadan aynı şekilde su çekmeye devam edersek, elbette ki gölün kendini yenilemesi mümkün olamıyor. Yağışların olmaması yani kuraklık, gölün bu hale gelmesinde elbette ki önemli ancak bu, meteorolojik kuraklık. 'Hidrolojik kuraklık aşamasına geçmesi' demek, bizim bunda etkimiz olması anlamına geliyor. Yani çok fazla su çekimi, tasarruf edilmemesi, kaçakların önlenmemesi, sanayinin başka alternatifler yaratmadan aynı su çekimine devam etmesi... Bütün bunlar hepsi bir arada ne yazık ki su kaynağımızın bu hale gelmesine sebep oluyor."
Yrd.Doç.Dr. Gümrükçüoğlu röp.