Savcıyı Kurtarmak İçin Narkoz Planı İşe Yaramadı
Savcı Kiraz odasında rehinken polis, havalandırmadan odaya gaz sıkarak teröristleri bayıltmayı planladı. Ancak anestezi uzmanları "Oda büyük" deyince plandan vazgeçildi.
Türkiye'yi sarsan kanlı rehine olayıyla ilgili detaylar netleşiyor. Teröristlerin şehit ettiği Savcı Mehmet Kiraz'ın odasında rehinken, yetkililerin de çok sayıda kurtarma planını devreye sokmaya çalıştığı ortaya çıktı.
Bunlardan biri de 'narkoz planı'ydı. Emniyet'ten verilen bilgiye göre, rehine krizi sürerken polis havalandırma kanallarından savcı Kiraz'ın odasına gaz sıkarak müdahale etmeyi düşündü. Bunun için de Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden anestezi uzmanları adliyeye getirildi ve görüşleri alındı.
Anestezi uzmanları aynı büyüklükteki bir odayı kontrol ettikten sonra odanın hacminin büyük olduğunu, odaya gönderilecek gazın saldırganları etkisiz hale getirmekte yetersiz kalacağını söyledi. Bunun üzerine plandan vazgeçildi.
"KOKUSUZ OLMALIYDI"
Planla ilgili Şişli Florence Nightingale Hastanesi Anesteziyoloji Bölümünden Doç. Dr. Kemal Tolga Saraçoğlu, şu bilgileri verdi:
"Olay sırasında havalandırma sisteminden oda içine gaz salınımı yapılması ihtimaller içinde değerlendirilebilirdi. Ancak burada kullanılacak gazın özellikle azot protoksit olmasına dikkat edilmesi gereklidir. Azot protoksit kokusuz ve renksiz olduğu için odada bulunanlar gaz salınımının farkına varamaz. Bu gaz insan bünyesi üzerinde diğer narkoz gazlarına göre daha az etkilidir. Ancak diğer gazlar kokulu ve renkli olduğu için durum saldırganlar tarafından anlaşılabilirdi. Azot protoksit bünyede farkında olmadan bir rahatlamaya ve gevşemeye neden olur. Kişinin reflekslerinde zayıflama oluşturur ve gerginlikten aşırı mutlu bir ruh haline sokar. Gazı soluyanlar zayıf düşer. Zamanla bilinçte bir bulanıklık oluşur. Ancak bu odanın büyüklüğünde kullanılan gazın yoğunluk miktarı önemlidir. Oda büyük olduğu için etki süresi değişebilir."
SAVCININ SON SÖZLERİ
Odaya giren saldırganların kapıyı kilitlemesi ve güvenlik görevlilerinin açmaya çalışması sırasında saldırganlar kapıya iki el ateş etti. Bu sırada savcı Kiraz'ın 'Ne duruyorsunuz beni kurtarsanıza' diye bağırdığı ortaya çıktı.
İşte DHKP-C'li teröristlerle görüşen müzakerecilerin anlattıkları:
"SON GÖRÜŞME' DEDİLER VE..."
Savcı Kiraz'ı rehin alan iki saldırganla yapılan müzakerelere katılan Halkın Hukuk Bürosu'ndan iki avukat dün bir açıklama yaptı. Açıklamada olayın nasıl yaşandığı özetle şu sözlerle anlatıldı: "Yaptığımız görüşmelerde eylemciler, rehin alınan savcının kendilerine kriminal inceleme sonucunda açığa çıktığı belirlenen bir polis ismi ve iki sicil numarası verdiğini, bu isimlerin yayınlanarak suçlarını itiraf etmelerini istedi. Polisle yapılan görüşmeler sonucu eylemcilere, biz avukatlar olarak bu açıklamayı yapabileceğimiz söyledik ancak onlar bir emniyet müdürünün de açıklamaya katılmasını istedi."
MARŞ SESLERİ GELDİ
"Fakat polis bunu kabul etmedi. Eylemcilerle tekrar telefon irtibatı kurduk. Eylemci telefonu 'Son görüşme' diyerek açtı, cevabı dinledikten sonra telefon kapandı, akabinde silah sesleri duyuldu, bununla beraber özel birlikler hareketlendi. İlk bombanın patlamasının ardından kısa süreli bir sessizlik oldu, sonra içeriden yeniden silah sesi ve marş sesi duyulmaya başladı. Marş devam ederken seri atış yapan makineli tüfek olarak algıladığımız atışlar oldu. Sonra ikinci bir bomba daha patladı." (Kaynak: Vatan)