Savunma Sanayii Başkanı müjdeyi verdi: Bir SİDA daha geliyor!

Türk şirketler savunma sanayisinde bayrağı bir üst noktaya taşımayı başardı. Öyle ki artık yurt dışındakilerin yanı sıra ülkemizdeki diğer firmalarla da rekabet ortamını oluşturdular. Geçtiğimiz dönemde ANKA ve Bayraktar TB2 arasında gördüğümüz tatlı İHA rekabetinin bir benzerini ULAQ, SALVO ve SANCAR Sida'larda görüyoruz. İşte SANCAR SİDA özellikleri…

Mavi Vatan'a 3 yeni SİDA: ULAQ, SALVO ve SANCAR!

Geçtiğimiz yıllarda basında kendine sıkça yer bulan ULAQ SİDA, ARES Tersanesi ve Meteksan Savunma ortalığıyla geliştirildi. En büyük rakipleri arasında ise Dearsan üretimi SALVO yer alıyordu. Fakat bugün itibariyle Yonca-Onuk Tersanesi ve Havelsan işbirliğinde geliştirilen SANCAR SİDA da bu rekabete dahil oldu.

İnsansız deniz araçlarının asli görevi karasularımızı güvende tutmak olacak. Tekil ya da sürü halinde hareket edebilen bu araçlar düşman tespiti yapabilecek. Gerekli durumlarda ise müdahalede bulunacak. Bunu da üzerlerinde yer alan gelişmiş sensörler, iletişim teknolojileri ve silah sistemleri ile yapacak.

Türkiye'nin ilk süpersonik İHA'sı tatbikatta ortaya çıktı!

Bir kruvazör, fırkateyn veya korvete kıyaslandığında maliyeti oldukça cüzi gelecektir. Tabii yetenekleri arasında da dağlar kadar fark var. Fakat bunu kabaca F-16 ile Bayraktar TB2 kıyaslaması olarak düşünebiliriz. Özellikle bir gemiyi riske atmak istemediğiniz veya korumak istediğiniz anlarda önemi belli olacaktır.

Bahsi geçen üç SİDA da dışarıdan bakıldığında birer sahil güvenlik botu gibi gözüküyor. Fakat tamamen insansız yapıya sahipler. Her ne kadar asli görevi kıyı ve sahil güvenlik ile sınır kontrolü gibi gözükse de aslında harp içerisinde büyük rol oynayacaklar.

Saatte 80-90 km/s hızlara çıkabilen bu araçların menzili 550 kilometreye kadar ulaşıyor. Bu sayede olası hedeflere oldukça hızlı bir şekilde yaklaşıp üzerlerinde bulunan füzeler ile etkisiz hale getirebiliyor. Fakat gerçekçi olması adına şunu belirtelim, CİRİT, ÇAKIR ve UMTAS benzeri platformları kullanabilen bu araçların bir fırkateyn karşısında savaş alanında tek başına hiç şansı yok. Fakat etkisi daha yüksek füzelerin entegrasyon çalışmaları tamamlandığında gemiler için de risk oluşturacak konuma gelebilirler.

Öte yandan belirttiğimiz gibi önümüzdeki yıllarda sayısının yüzün üzerine çıkması ve sürü halinde kullanım özellikleri sayesinde Ege ve Akdeniz'de büyük işler başarabilir. Olası savaş durumunda öncül birlikler olarak yer alabilir ya da seyir halindeki bir geminin koruma görevini üstlenebilir. Ayrıca yalnızca tahribat gücü olarak düşünmemek gerekiyor. Bu araçlar istihbarat anlamında da oldukça önemli.