Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri Icdda'14 Konferansı
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, “Bizdeki istatistik, Avrupa ve Amerika’ya göre havacılık sektöründeki üretim maliyetlerimiz en az 3’de 2 oranında daha iyi. Standartları tamamen aynı. Bu çok ciddi bir avantaj. Diğer sektörlerimizde kaybetmeye başladığımız maliyet avantajı burada var. Bu üretimin de dünyanın ucuz bölgelerine gitme sansı yok. O standartları orada yakalayamazsınız. Bu oyunu iyi oynarsak hep birlikte bu bizim bir üretim sektörü haline havacılıkta gelir ve rakamlarımızda 5-10 misline rahatlıkla çıkabilir” dedi.
Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, "Bizdeki istatistik, Avrupa ve Amerika'ya göre havacılık sektöründeki üretim maliyetlerimiz en az 3'de 2 oranında daha iyi. Standartları tamamen aynı. Bu çok ciddi bir avantaj. Diğer sektörlerimizde kaybetmeye başladığımız maliyet avantajı burada var. Bu üretimin de dünyanın ucuz bölgelerine gitme sansı yok. O standartları orada yakalayamazsınız. Bu oyunu iyi oynarsak hep birlikte bu bizim bir üretim sektörü haline havacılıkta gelir ve rakamlarımızda 5-10 misline rahatlıkla çıkabilir" dedi.
Ankara'da düzenlenen 'Savunma ve Havacılıkta Endüstriyel İşbirliği Günleri ICDDA'14' programına Savunma Sanayii Müsteşarı Murad Bayar, Ostim Organize Sanayi Bölgesi Başkanı Orhan Aydın, OSSA Yönetim Kurulu Başkanı Mithat Ertuğ, Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir ve davetliler katıldı. Programda konuşan Müsteşar Bayar, ülkenin ve devletin 30 senedir yatırım yapıp ortaya çıkardığı yapılar kadar sanayicilerin kendi gayretleri ile oluşturduğunu belirterek, "Bu büyük bir başarı örneğidir. Bu ciddi ihtiyaçtan doğuyor. Türkiye'de Silahlı Kuvvetleri, onların istediği safta teçhizatı Türkiye'de AR-GE yoluyla birleştirip kendi sanayimizde üretim vermek istiyorsak bunun çok ciddi derinliği olması gerekiyor. Ana firmalarımızda yapacağımız çalışmalar bunun sistem mühendisliği ve montajından öteye gitmeyecektir. Dünyanın sanayi sistemi de bu şekilde. Ana şirketlerimizin içinde biz bütün bu detayı çözmeye çalışsak bu da verimli olmayacaktır. Kamu olarak baktığımızda da yaptığımız bu yatırımın teknoloji, sanayi yatırımının fildişi kulelerine hapsolması sonucunu doğuruyor. Ülkeye faydası olmuyor bunun" şeklinde konuştu.
Bugün Amerika'da bütün kamunun finanse ettiği AR-GE harcamasının yarısını Savunma Bakanlığı'nın tek başına finanse ettiğini söyleyen Bayar, "Savunma Bakanlığı'nın bütçesinde bir azalma söz konusu olduğunda ilk itirazlar AR-GE camiasından geldi. Siz Savunma Bakanlığı'nın bütçesini kızarsanız Amerika için söylüyorum. Bu ülkenin AR-GE kapasitesini baltalayacak, diğer sektördeki canlılığın önünü kesecek" diye konuştu.
Küme içerisindeki 125 firmanın sadece savunma ve havacılığa çalışmadığını ifade eden Bayar, şunları söyledi:
"Onların teknik seviyeleri, etkinlikleri arttığı zaman bu sadece savunma, havacılığa değil bu onların çalıştığı diğer sektörlere de katkı sağlıyor. Büyük bir sinerji aslında. Kamu olarak zaten savunmaya bir harcama yapmamız gerekiyor. Silahlı Kuvvetlerimizi belli bir yükseltmemiz gerekiyor. Bu harcamayı biraz daha akıllıca yapalım. Hem AR-GE'si, teknolojisi Türkiye'de olsun, hem bir sanayi tabanına bu iş yayılsın. Bu finansmandan o firmalarımız da faydalansın ve yetkinliğe ulaşsınlar."
Hiçbir bölgede bir kamu yatırımı yapma ihtiyacı kalmadığını belirten Bayar, şöyle devam etti:
"Bizler adına çok sevindirici, Türkiye adına gurur verici bir durum. Bu sanayinin başarısı. Çok uç konularda tamam uydu montaj tesisi kuruyoruz. Bu devletin yapabileceği bir şey. Onun dışında hemen hemen imalat konularında eskiden devletin imkanları ile çözmeye çalıştığı bir sürü alanda 125 firmamıza baktığımızda birinden bu bulunuyor. Bütün Türkiye'deki sanayi kapasitesini izleyip bize hitap edebilecekleri bulmaya çalışıyoruz. Her baktığımızda yenileri buluyoruz. Statik bir durumdan da bahsetmiyoruz. Sürekli Türkiye'de özel sektör yeni yatırımlar, yeni kabiliyetler geliştiriyor."
Avrupa ve Amerika'ya göre havacılık sektöründeki üretim maliyetlerinin en az 3'de 2 oranında daha iyi olduğuna değinen Bayar, "Standartları tamamen aynı. Bu çok ciddi bir avantaj. Diğer sektörlerimizde kaybetmeye başladığımız maliyet avantajı burada var. Bu üretiminde dünyanın ucuz bölgelerine gitme şansı yok. O standartları orada yakalayamazsınız. Bu oyunu iyi oynarsak hep birlikte bu bizim bir üretim sektörü haline havacılıkta gelir ve rakamlarımızda 5-10 misline rahatlıkla çıkabilir. Buraya nasıl çıkacağız, bu faaliyetler ile çıkacağız. Türkiye'ye gelen 140 firma bu faaliyet için Mart ayında Türkiye'deki muhataplarını tanıdılar, potansiyeli gördüler ve ilişkilerini geliştiriyorlar" ifadesini kullandı.
25 milyar dolarlık yatırım yapıldığını ifade eden Bayar, şunları söyledi:
"2 milyar lira kısa vadede savunma ihracatında ulaşmak istediğimiz seviyeydi, 2016 yılına kadar demiştik. 25 milyar dolar da savunma var. Savunma bunun 5 milyarlık kısmı. Havacılık için 10 milyarlık kısım. Güvenlik teknolojileri yani daha çok polis, jandarma gibi teşkilatımıza dönük teknolojiler için 5 milyar oraya kondu. 5 milyar da sivil havacılıktaki hizmetlere. 25 milyar dolar yüksek bir hedeftir."
KOBİ'ler için kredi imkanı sağladıklarını belirten Bayar, "Geçen sene başlattığımız bir mekanizmamız var. Savunma sanayi projelerinde iş alan KOBİ'lerimize bir yatırım kredisi acıyoruz. Bize başvurup bu işin gerektirdiği yatırım bir tezgah için bizden kredi talep edebilir. Bu krediyi de, geri ödemesini de o yapacağı üretim ve teslimata bağlıyoruz. Firmamızın bir yeteneği olacak savunma sanayi projesinde ana yükleniciye bir iş yapma aşamasında olacak. Bunu biz görürsek o işte kullanacağı ihtiyaç duyduğu yatırımı destekliyoruz" dedi.
ASO Başkanı Nurettin Özdebir ise, Ankara'nın artık savunma sanayinin merkezi olduğunu söyleyerek, "Türkiye sanayisi büyüdü. Bölgesinde en yüksek katma değerli ürün üreten ülkelerden bir tanesi. En büyük gayri milli hasılaya sahip olan Rusya'yı hariç bırakırsak bu coğrafyadaki gayri milli hasılaya sahip ülkeyiz" şeklinde konuştu.
Özdemir, şöyle devam etti:
"Siz temel olarak AR-GE'ye dayalı tedarik yapıyorsunuz. Silahlı Kuvvetler'in ihtiyaçlarını belirliyorsunuz. Bize ait ve bizim satabilmeğimiz bir ürün ortaya çıkarıyorsunuz. Kamu ihale sisteminde biz bu yöntemi kullanabilsek ülkemizin hem ihracatı artar hem ithalatı azalır, hem yerli firmalarımızın rekabet gücü artar. Bize mahsus ihtiyacı tarif edeceğiz ve bunun yapılmasını isteyeceğiz. Bu ihalede bu şartlar içerisinde bunu yapacak yerli firmalarımız da dünyaya satılabilir bir ürünü olacak." - ANKARA