SEFERİHİSAR'DA ENERJİ SANTRALİ İÇİN YAPILACAK 'HALKIN KATILIMI TOPLANTISI' ERTELENDİ
İZMİR'in Seferihisar ilçesinde, Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrali (GES) destekli olarak yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santrali (JES) için 21 Nisan'da bir kahvehanede yapılacağı açıklanan 'halkın katılımı toplantısı', köylülerin koronavirüs ortamında yapılmaması...
İZMİR'in Seferihisar ilçesinde, Rüzgar Enerji Santrali (RES) ve Güneş Enerji Santrali (GES) destekli olarak yapılması planlanan Jeotermal Enerji Santrali (JES) için 21 Nisan'da bir kahvehanede yapılacağı açıklanan 'halkın katılımı toplantısı', köylülerin koronavirüs ortamında yapılmaması yönündeki istekleri üzerine ertelendi. Ertelemeyi olumlu karşılayan köylüler, projenin iptalini istedi.
Seferihisar'de özel bir şirket tarafından ilçeye 21 kilometre mesafedeki Orhanlı Mahallesi ile Menderes ilçesine 6 kilometre mesafedeki Yeniköy mahalleleri bölgesinde 37,5 MWe Jeotermal Enerji Santrali ve Yardımcı Kaynak (GES + RES) Tesisleri projesi planlandı. Proje kapsamında yılda 280 GWh elektrik üretecek santral için 23 jeotermal kaynak arama (sondaj) çalışması yapılacak. Santral ile ilgili olarak firma yetkilileri ile köylüler arasında 21 Nisan Çarşamba günü mahalledeki kahvehanede yapılacağı açıklanan 'halkın katılım toplantısı'na vatandaşlar, koronavirüs tedbirlerinin ihlal edileceği, çok kişinin katılamayacağı gerekçesiyle karşı çıktı. Toplantının iptali için başvuru yapan köy halkına olumlu haber İzmir Valiliği'nden geldi. Toplantı, ertelendi. Erteleme kararını olumlu bulan vatandaşlar, yapılması planlanan JES, GES ve RES projelerinin de iptal edilmesi gerektiğini savundu.
'SAĞLIKLI BİR KARAR VERİLDİ'
Orhanlı Mahallesi sakinlerinden zeytinyağı üreticisi Ahmet Asil Dugan (31), toplantının ertelenmesi kararını olumlu bulduklarını söyledi. Dugan, "Vakaların gittikçe arttığı bir ortamda bu toplantının yapılmasına itiraz ettik. Bunun yanı sıra toplantının yapılacağı saatte 65 yaş ve üzerindeki vatandaşlarımızın da sokağa çıkma yasakları olacaktı. Bu kadar vaka varken bu toplantının yapılmasına karşı çıktık. Yetkili makamlara dilekçeler yazmıştık. Ardından da toplantının ertelendiği haberini aldık. Sağlıklı bir karar alındığını düşünüyoruz" dedi.
Yapılması planlanan santraller karşısında mücadelelerini sürdüreceklerini belirten Dugan, "Orhanlı, 4 mevsim tarım yapılan bir köy. Üretimin tehlikeye gireceğini ve yaşam haklarımızın elimizden alınacağını düşünüyoruz. Bölgedeki 41 zeytin ağacını kökledikten sonra sondaj çalışmaları yapılmaya başlandı. Oysaki zeytin ağacı, kanunlarla koruma altında. Biz gıdamızı, havamızı ve suyumuzu korumak istiyoruz. Santraller yapıldığı taktirde yalnızca bir AVM'nin 1.5 yıllık elektrik ihtiyacını karşılayacak. Ancak bu köyde üretim devam ediyor. Sadece yurt içi değil, yurt dışına da ürünler gönderiyoruz. Biz mücadelemize devam edeceğiz" diye konuştu.
'GELECEK NESİLLERE TEMİZ BİR ORHANLI BIRAKALIM'
Mahallede oturan Hatice Ener (60) de Orhanlı'yı gelecek nesillere bugünkü gibi bırakmak istediklerini belirterek, "Mahallemiz, havasıyla ve doğasıyla çok güzeldir. Bunun yanı sıra asırlık zeytin ağaçlarına sahibiz. Tüm bunların yok olmasını istemiyoruz. Toprağımızın ve havamızın kirlenmesini istemediğimiz için santralleri de istemiyoruz. Köylüler olarak bizler mücadele etmeye devam edeceğiz. Başta devletimiz olmak üzere Türkiye'nin her yerinden destek bekliyoruz. Gelecek nesillere Orhanlı'yı tertemiz bırakalım" dedi.
'ORHANLI'DA SANTRAL İSTEMİYORUZ'
Yapılması planlanan santraller yüzünden huzursuz olduklarının altını çizen Safiye Akçil (69) ise, "Bu projeler bizim hayatımızı mahvedecek. Memleketimiz bugüne kadar hep tertemizdi. Bunlar nereden çıkıp geldi, bilmiyorum. Toplantı yapılsaydı, koronavirüs kısıtlamaları nedeniyle 65 yaş üzeri olduğum için gidemeyecektim. O nedenle iptal edilmesi iyi oldu. Çok huzursuz durumdayız. Çocuklarımızın geleceklerini yok edecekler. Kesinlikle Orhanlı'da santral istemiyoruz" ifadelerini kullandı.
Tarım ve hayvancılık yapmaya devam etmek istediklerini belirten Mehmet Yaşar Akçil (75) da, "Orhanlı'da doğup büyüdüm ve yaşamaya devam ediyorum. Havamızı, doğamızı, hayvanlarımızı ve mahsullerimizi zehirlemelerini istemiyoruz. Bizler tarım ve hayvancılıkla geçiniyoruz. Onları da elimizden almasınlar" diye konuştu.
