Şehitlerimiz İçin Helva Dağıttılar
Selçuk Ülkü Ocakları 18 Mart Çanakkale zaferi ve şehitleri anma dolayısı ile 2000 kişilik helva dağıttı.
Selçuk Tahsinağa Camii önünde yapılan dağıtıma ilgi çok büyüktü. Selçuklu vatandaşlar Selçuk Ülkü Ocaklarının bu yaptığı faaliyetin takdire şayan olduğunu ve memnuniyetlerini dile getirdiler.
Selçuk Tahsinağa Cami önünde vatandaşlara dağıtılan helvanın ardından basın açıklaması yapan Selçuk Ülkü Ocakları Başkanı Memiş Esener 18 Mart Çanakkale şehitlerini anma günü dolayısıyla şunları söyledi;
18 Mart, Dünyada eşi benzeri olmayan bir savunma savaşının zafer yıldönümüdür… Her kıtadan gelen "en kesif orduların" TÜRK-İSLAM âleminin son kalesi olan ANADOLU'nun son kilidini açmak için havadan, karadan ve denizden yaptıkları vahşet saldırılarına karşı, ALLAH'ından ve kendisinden başka gerçek dostu olmayan bir mücahit milletin her yaştan bir araya getirdiği İMAN ORDUSU ile verdiği şanlı bir savunmanın sonucudur ÇANAKKALE ZAFERİ…
Bu yıl 98. yıldönümünü kutladığımız bu milli zaferimizin bize verdiği dersleri doğru almak lazımdır… "Kökü geçmişte olan bir gelecek" meydana getirmenin mücadelesini veren bir gençlik teşkilatı olarak; Çanakkale'yi geçilmez kılan Bursa İdadisi (lisesi) ve İstanbul Üniversitesinin ŞEHİT ÖĞRENCİLERİNDEN, Tokat'ın taşlı yollarından koşa koşa gelip Çanakkale'nin kanlı cephelerinde can veren ONBEŞLİ'lerden, 256 kiloluk mermiyi iman gücüyle ve vatan sevgisiyle kucaklayıp topun namlusuna süren SEYYİT ONBAŞI'lardan, "size savaşmayı değil ölmeyi emrediyorum" diyerek Mehmetçiği vatan aşkıyla coşturan MUSTAFA KEMAL'lerden ve 57. ALAY'ın er ve erenleriyle birlikte Seddülbahir'den Kilitbahir'e, Kanlısırt'tan Kireçtepe'ye, Arıburnu'undan Anafartalar'a kadar bütün cephelerde kan dökmüş, can vermiş cümle ŞEHİT VE GAZİLERİMİZDEN aldığımız ders şudur ki; ÇANAKKALE, VATANSEVERLİK SINAVININ EN YÜKSEK BAŞARIYLA KAZANILDIĞI BİR ER MEYDANIDIR… Bu meydanda bize miras bırakılan ÖZGÜRLÜK VE BAĞIMSIZLIK bayrağımız, bugün siyasetten sanata, bilimden teknolojiye kadar, çağdaş dünyanın birbirine üstünlük sağladığı her alanda dalgalanmak için bir rüzgâr bekliyor… Bu bayrak, Seyit Onbaşının vatan aşkı ve azmi ile teknik laboratuarlarda, Mustafa Kemal'in kararlılığıyla devlet sevgisinde ve siyasetinde, onbeşlilerin ve şehit öğrencilerin millet sevgisiyle kütüphanelerde ve okullarda dalgalanmazsa; sadece 98 yıl önceki kahramanlarla ve kahramanlıklarla övünmek, Türk milletine hiçbir şey kazandırmayacaktır. Bilakis çok şey kaybettirecektir… Çünkü düşman yerinde saymıyor… Dün Çanakkale'ye büyük hayallerle gelen fakat geldikleri gibi gidenlerin, gittikleri gibi kalmadıklarını hepimiz görmekteyiz. 1915'te ordusu ve donanmasıyla, topu ve tüfeğiyle, denizaltısı ve tayyaresiyle Çanakkale'yi geçemeyenlerin, 1923'ten sonra sanatıyla, kültürüyle, giyim kuşamıyla, diliyle, ahlaksızlığıyla, eğlence tarzıyla, siyaset ve ekonomisiyle, bilim ve teknolojisiyle, niyet ve zihniyetiyle adım adım hayatımızı kuşattığını ve bizi kendisine adeta uşak yapmaya çalıştığını fark etmekteyiz.
Bunun için diyoruz ki; "dünden bugüne gelen ve bugünlerden yarınlara doğru giden ve dünya siyasetinin değişmez gerçeği olan milletler mücadelesinde, piyon değil şah olmak için, acilen Çanakkale ruhuyla dirilmek ve direnmek gereklidir artık…"
"Bugün her Türk, bir Seyyit Onbaşı veya bir Mustafa Kemal gibi olmak zorundadır!" diyerek Çanakkale Zaferinin 98. yıldönümünü gururla kutluyor ve şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyoruz…