Şehrengiz'in 29. Sayısı Çıktı
Bursa'nın kent belleği Şehrengiz Dergisi'nin 29'uncu sayısı çıktı.
'Türkiye'nin En İyi Yerel Tarih ve Kültür Dergisi' sloganıyla, okumanın keyfini bir geleneğe dönüştüren Şehrengiz, bu ay da dopdolu bir içerikle okuyucusunun karşısına çıktı. Zaman zaman kentin siyaset aktörlerinin yaşamlarını da konu edinen Şehrengiz'in ağustos sayısında 'Mücadeleyle Geçen Bir Ömür' başlığıyla AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın'la yapılmış, ses getirecek bir röportaj da var.
Derginin kapak konusu, geçmişi 16. Yüzyıla kadar uzanan ve dünyada her gün sema gösterisi yapılan tek yer olan Karabaş-i Veli Dergâhı ve Kültür Merkezi'ndeki 'Çömez Eğitimi'. Büyük bir sabır ve fedakârlık gerektiren çocuk semazenlerin eğitimini ilgiyle okuyacaksınız.
Bilinen eski dünyanın en büyük askeri ve siyasi dehası İskender'in ölümünden sonra aile fertlerinin başına neler geldi? Yanıtı Şehrengiz'de.
İnegöl'e bağlı Sungurpaşa Köyü ilgi bekliyor. Sungur Paşa'nın türbesi ve tarihi hamam ne durumda, bilen var mı?
Bursa'nın bir semti ve külliyesine adını vermiş Hamza Bey'i ne kadar tanıyoruz? Peki Hamza Bey'in, Fatih Sultan Mehmet ve onunla aynı enderunda eğitim görmüş Eflak Voyvodası Vlad Tepeş'in kan ve vahşet dolu öyküsüyle ne ilgisi var? Bunun yanıtı da Şehrengiz'de
Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş tarihi nedir? 1299 mu, 1302 mi? Açıktan yürütülmeyen o tartışma Şehrengiz de sürüyor.
İbrahim Öge ise, AK Parti Bursa İl Başkanı Sedat Yalçın'ın başarılarla ve hoşlukla dolu hayat hikâyesini yazdı.
Balkanlarda, doğduğu topraklarda hayatı altüst olan ve 'Türk milliyetçiliğiyle' suçlanan eğitimci Muhammed İmam Özütürk'ün Bursa'ya göç hikâyesi.
Bursa Tahtakıran Kılıç-Kalkan Derneği, tam 52 yıl sonra dünyanın en önemli halk oyunları festivalinde, aynı yerde, aynı ödülü bir kez daha kazandı. İngiltere kılıç-kalkan şakırtısıyla bir kez dana inledi.
Bir turizmcinin Kudüs gezisi ve ipekböcekçiliğinin son temsilcisi İhsaniye Köyü de, Şehrengiz'in keyifle okunacak diğer konuları.
SEDAT YALÇIN RÖPORTAJI
Derginin 29'uncu sayısındaki sürpriz ise kapakta ortaokuldayken çekilmiş bir fotoğrafı bulunan AK Parti İl Başkanı Sedat Yalçın'ın Gazeteci İbrahim Öge'yle yaptığı söyleşi. Yaşamının önemli kesitlerini paylaşan Sedat Yalçın'ın özellikle, 2007'de AK Parti Bursa İl Başkanlığı görevini tebliğ ederken, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın kendisine söylediği sözleri anlattığı anlar dikkat çekici:
"Dedi ki Sayın Başbakanımız bana; orası yani Bursa, Osmanlı'ya başkentlik yapmış, bizim için klasik bir vilayetin ötesinde manevi anlamı olan çok önemli bir yer. Size burayı emanet ediyorum. İlişkilerinizi ve her şeyi bu ölçüye göre düzenleyin. Öyle bir kentte yöneticilik yaptığınızı hiç unutmayın… Burada şimdi biz gelip de O'nun bunun ihalesini mi takip edeceğiz, bu lafın üstüne? Böyle bir şey olabilir mi? Dolayısıyla o terbiye içerisinde görev yapmaya çalıştık. Millette ve toplumda da doğal olarak bunun karşılığı oluştu. Ayrıca son seçimde özellikle Sayın Bülent Arınç'ın, Bursa'ya gelişiyle zirve yaptı bu ideal… Bu geliş bizi tamam etti. Başbakanımızın bu konudaki tavrı milletle örtüştü ve yüzde 53'ü bulduk. Yani bu hedef başka türlü bulunmazdı. O tarihi miting başka türlü olmazdı. Allah razı olsun milletimiz de bizi hiç mahcup etmedi."
GENEL BAŞKAN'IN EMANETİ
Röportajda, siyasetin kirlenmeye çok açık, birçok kamu alanında takdir hakkı kullanılan bir kurum olduğunu hatırlatan Yalçın'ın, şu sözleri de son derece çarpıcı:
"O takdir haklarınızı ya milletten yana ya da kişilerin çıkarları için kullanacaksınız. Biz kişilerin çıkarlarını kullanma yönünü tercih etmedik, hep milletten yana toplumdan yana olsun istedik. Bunun için bir bedel ödenecekse de hep ödedik. Bu bundan sonra da böyle devam edecek... İlla ben şu görevi yapacağım diye bir sıkıntımız da hiç olmadı. İl Başkanlığı yanlış işlerin takip edildiği yer değildir. Tam tersi Genel Başkan'ın bir emaneti var. Yani Başbakan'ın, milletin umudu olmuş bir insan size bir emanet veriyor Bursa'yı."