"Sepsisin önlenmesinde en önemli uygulama el yıkama"
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, sepsisin tıbbi acil bir durum ve önlenebilir bir ölüm nedeni olduğunu belirterek, "Alınacak önlemler;
Türk Yoğun Bakım Derneği Başkanı Prof. Dr. İsmail Cinel, sepsisin tıbbi acil bir durum ve önlenebilir bir ölüm nedeni olduğunu belirterek, "Alınacak önlemler; sepsisin bir halk sağlığı problemi olarak ele alınmasından, sık görülen enfeksiyonlara karşı aşılanma, temiz doğum uygulamaları, ameliyatta enfeksiyon önleme uygulamaları, hastanede yatış sürelerinin kısaltılması, kişisel hijyenin sağlanması özellikle el yıkama alışkanlığının yaygınlaştırılması, beslenme ve temiz su sağlamaya kadar geniş bir yelpazede sıralanabilir." dedi.
Türk Yoğun Bakım Derneği 13 Eylül Dünya Sepsis Günü'nde hızla artan sepsis oranlarına dikkati çekmek için Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği, Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği, Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği, Türk Anesteziyoloji ve Reanimasyon Derneği, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti, Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği, Türk Cerrahi Derneği, Türk Toraks Derneği, Türk Nöroloji Derneği, Türkiye Acil Tıp Derneği, Çocuk Acil Tıp ve Yoğun Bakım Derneği, Türk Neonatoloji Derneği, Türk Tıbbi Onkoloji Derneği ortak bir deklarasyona imza attı.
Açıklamayı okuyan Cinel, dünya çapında her yıl yeni 30 milyona varan olgu ve yaklaşık 12 milyon ölüme neden olan sepsisin, yoğun bakımların en önemli hastalığı olduğunu dile getirdi.
Cinel, enfeksiyonlara karşı vücudun geliştirdiği sistemik bir yanıt olan sepsiste ölüm oranlarının çok yüksek olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:
"Sepsis tıbbi acil bir durumdur, önlenebilir bir ölüm nedenidir. Alınacak önlemler; sepsisin bir halk sağlığı problemi olarak ele alınmasından, sık görülen enfeksiyonlara karşı aşılanma, temiz doğum uygulamaları, ameliyatta enfeksiyon önleme uygulamaları, hastanede yatış sürelerinin kısaltılması, kişisel hijyenin sağlanması özellikle el yıkama alışkanlığının yaygınlaştırılması, beslenme ve temiz su sağlamaya kadar geniş bir yelpazede sıralanabilir. Sağlık otoritesi hayatı tehdit eden bu en ölümcül durumun önlenmesi için acilen önlemler almalı ve sağlık kuruluşlarını bu önlemlerin uygulanması için yönlendirmeli ve sonrasında da mutlaka gerekli, denetimlerle izlemelidir."
Sepsisin, yenidoğan döneminden itibaren her yaş grubunda sık ölümcül bir hastalık olduğunu ve hızlı tanı konulup etkili ve doğru tedavi uygulandığında ölümün büyük oranda engellenebildiğini anlatan Cinel, "Sepsis tanısı ve tedavisi için hızlı tanı testlerinin hayata geçirilmesi, laboratuvar olanaklarının güçlendirilmesi, mevcut antibiyotiklerin doğru ve etkili kullanımını, yoğun bakım ünitelerinin yetişmiş sağlık personeli, yardımcı personel ve alt yapı koşullarının güçlendirilmesinin sağlanması gerekmektedir." dedi.
Cinel, sepsisten ölümleri engelleyebilmek için yapılacakları şöyle sıraladı:
"Düzenlenecek eğitim etkinlikleri ve kampanyalar ile toplumda ve sağlık çalışanlarında sepsis farkındalığı artırılmalı. Ulusal hastalık istatistikleri ve raporlarında sepsisin doğru belgelendirilmesi sağlanarak sağlıklı veri toplanmalı. Sepsis tanı ve tedavisinin kanıta dayalı gerçekleştirilmesi için ulusal eylem planları geliştirilmeli. Sık görülen enfeksiyonlara karşı etkili aşıların risk grubundaki kişilere uygulanması sağlanmalı, böylelikle hem enfeksiyonlar hem de hastaneye yatışlar önlenmeli. Hızlı ve doğru tanı için laboratuvarlar her sağlık kuruluşu için asgari koşulları sağlayacak şekilde güçlendirilmeli. Dünyada yaygın olarak kullanılan hızlı tanı testlerinin ülkemizde de kullanılabilmesi için geri ödeme politikaları geliştirilmeli. Sepsisin hızlı ve etkili tedavisi için gerekli antibiyotiklerin yerinde ve zamanında kullanılmasını sağlamak üzere düzenlemeler yapılmalı, yoğun bakım uzmanları ve enfeksiyon hastalıkları ve klinik mikrobiyoloji uzmanlarının birlikte hasta takip etmeleri için gerekli destek sürekli verilmeli.
Sağlık sistemlerinin güçlendirilmesi ve hasta güvenliğinin artırılması için sağlık otoritesi sivil toplum kuruluşlarıyla bilimsel derneklerle iş birliği sağlamalı. Her bakım seviyesi ve tüm sağlık hizmetleri için kalite iyileştirme girişimleri teşvik edilmeli, sepsis hastalarının gecikmeden 3'üncü basamak yoğun bakımlara ulaşmalarının sağlanmalı. Sağlık kuruluşlarında enfeksiyon kontrol uygulamaları yaygınlaştırılması için yeterli personel ve alt yapı koşulları sağlanmalı ve iyi uygulamalara yönelik teşvik politikaları geliştirilmeli. Toplumda gereksiz antibiyotik kullanımının, bakterilerde antibiyotik direncine yol açtığı ve durumun hastanelerdeki antibiyotik direncine katkıda bulunduğu konusunda halkımız bilinçlendirilmeli. Gereksiz antibiyotik kullanımının önüne geçilmeli. Yoğun bakımların gerçekten gereksinimi olan hastalara hizmet verecek şekilde organizasyonlarının yapılıp akılcı kullanımlarını teşvik edebilme ve destek ünitelerinin yaygınlaştırılması sağlanmalı. Enfeksiyonun önlenmesinde en önemli uygulamanın 'el yıkama (el hijyeni) olduğunun toplumdaki farkındalığı artırılmalı."
Cinel, 7 bölgede sepsis farkındalığı toplantısı yapıldığını belirterek, bu akşamdan itibaren Süper Lig ve Birinci Lig maçlarında takımların sahaya "Sepsisi önlemek ellemizde", "Yoğun bakım hayat kurtarır" pankartlarıyla çıkacağını, naklen yayın veren kuruluşun 3-5 dakika sepsisi tanıtıcı bilgi sunacağını ekledi.
"Kendi kendimize antibiyotik alma kararı vermeyelim"
Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği Başkanı Prof. Dr. Halis Akalın da enfeksiyon tanısı alınmadan antibiyotik kullanılmaması gerektiğine işaret ederek, "Toplumda kullandığınız antibiyotik sadece toplumdaki bir direnç problemini yaratmıyor, aynı zamanda hastane ortamına da giriyor bu dirençli bakteriler. Bizi çok daha sıkıntıya sokuyor." dedi.
Enfeksiyon tanısı alındığında hastanın evde tedavi olduğunu anlatan Akalın, "Bu dönemde genel durumda kötüleşme, solunum sıkıntısı, ateşin devam etmesi, tansiyonun düşmesi uyarıcı olmalı. Çocukluk döneminden başlayarak ve ilkokulda el yıkama alışkanlığını ve el hijyenini mutlaka en üst seviyeye çıkarmamız gerekiyor toplum olarak. Sadece toplumda değil hastanelerde de biz kendimize öz eleştiri yapmak zorundayız sağlık çalışanları olarak. Çocukluk dönemi aşılarının eksiksiz yapılması ikinci önemli nokta. Erişkin dönem aşılarının yapılması gerekiyor. Asla kendi kendimize antibiyotik alma kararı vermeyelim." diye konuştu.