Haberler

Sera Kadıgil: "Can Atalay, Silivri'de Siyasi Bir Esir Olarak Tutulmaya Devam Ediyor. Meclis'in Çoğunluğu Ne Acı Ki Bu Hukuksuzluğa Sessiz Kalıyor"

Güncelleme:
Abone Ol

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM Genel Kurulu'nda; “28’inci yasama yılımız başladı, Meclis koridorları tebrik için gelen heyetlerle dolup taşmakta ama bu süreçte hakkettiği tebrikleri kabul edemeyen tek bir seçilmiş milletvekili var. TİP Hatay Milletvekili Can Atalay. Çünkü seçildiği günden bugüne kadar Anayasa’ya ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına aykırı bir şekilde Silivri’de siyasi bir esir olarak tutulmaya devam ediyor. Buna rağmen bu Meclis’in çoğunluğu ne acı ki bu hukuksuzluğa, Meclis iradesine yönelik bu saygısızlığa sessiz kalıyor” dedi.

TİP İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, TBMM Genel Kurulu'nda; "28'inci yasama yılımız başladı, Meclis koridorları tebrik için gelen heyetlerle dolup taşmakta ama bu süreçte hakkettiği tebrikleri kabul edemeyen tek bir seçilmiş milletvekili var. TİP Hatay Milletvekili Can Atalay. Çünkü seçildiği günden bugüne kadar Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına aykırı bir şekilde Silivri'de siyasi bir esir olarak tutulmaya devam ediyor. Buna rağmen bu Meclis'in çoğunluğu ne acı ki bu hukuksuzluğa, Meclis iradesine yönelik bu saygısızlığa sessiz kalıyor" dedi.

Türkiye İşçi Partisi (TİP) İstanbul Milletvekili Sera Kadıgil, bugün TBMM Genel Kurulu'nda bugün gündem dışı söz alarak Hatay Milletvekili Can Atalay'ın milletvekili seçilmesine rağmen cezaevinden tahliye edilmemesine tepki gösterdi. Kadıgil, şunları söyledi:

"BU SÜREÇTE HAKKETTİĞİ TEBRİKLERİ KABUL EDEMEYEN TEK BİR SEÇİLMİŞ MİLLETVEKİLİ VAR"

"28'inci yasama yılımız başladı, Meclis koridorları tebrik için gelen heyetlerle dolup taşmakta ama bu süreçte hakkettiği tebrikleri kabul edemeyen tek bir seçilmiş milletvekili var. TİP Hatay Milletvekili Can Atalay. Çünkü seçildiği günden bugüne kadar Anayasa'ya ve Anayasa Mahkemesi'nin kararlarına aykırı bir şekilde Silivri'de siyasi bir esir olarak tutulmaya devam ediyor. Buna rağmen bu Meclis'in çoğunluğu ne acı ki bu hukuksuzluğa, Meclis iradesine yönelik bu saygısızlığa sessiz kalıyor.

"BU DURUMA SESSİZ KALABİLMENİZ İÇİN İKİ SEBEP MEVCUTTUR. BİR; BİLGİ EKSİKLİĞİNİZ VARDIR. İKİ; ORTADA BİR KÖTÜLÜK DURUMU VARDIR"

Bu duruma sessiz kalabilmeniz için iki sebep mevcuttur. Bir; bilgi eksikliğiniz vardır. İki; ortada bir kötülük durumu vardır. Üçüncü bir şık yoktur. Dün AKP Grup Başkanvekili Akbaşoğlu bu kürsüye çıktı ve şunu söyledi: 'Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir. Mahkemeler tarafsız ve bağımsızdır.' Sormak gerekiyor özellikle Anayasa'nın yürürlükte olması gerekliliğinden hareketle, Anayasa'mızın bir 83'üncü maddesi var, 'Bir milletvekili Meclis'in kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz, yargılanamaz.' Aynı madde devamında iki tane istisna belirliyor. Bir; 'ağır cezayı gerektiren suçüstü hali' diyor. İkincisi; Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki istisnai durumlardan bahsediyor.

"GEZİ DİRENİŞİNİN ÜZERİNDEN 10 YIL GEÇMİŞ OLDUĞUNA GÖRE BİR SUÇÜSTÜ HALİNDEN BAHSETMEMİZ MÜMKÜN DEĞİL"

Benim de katılmaktan ve parçası olmaktan onur duyduğum Gezi Direnişi'nin üzerinden 10 yıl geçmiş olduğuna göre demek ki ortada bir suçüstü halinden bahsetmemiz mümkün değil. O halde buradaki uyuşmazlık sadece ve yalnızca tek bir yere dayanıyor. O da Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki istisnalar, tutuklu bulunan milletvekili Can Atalay için uygulanabilir mi, uygulanamaz mı? Önümüzdeki hukuki tartışmanın tek mahiyeti bu. Çiçeği burnunda Adalet Bakanınız bu konuyla ilgili çıktı bir açıklama yaptı, ben bir hukukçu olarak utandım yaptığı açıklamadan. Çünkü şöyle dedi: 'Biliyorsunuz ki Gezi Davası anayasal düzenle ilgili bir konu o yüzden Can Atalay'ın durumu Anayasa'nın 14'üncü maddesindeki dokunulmazlık kapsamına girmez.' Bu ülkenin Adalet Bakanı böyle bir beyanda bulundu.

"BUGÜNE DEK FARKLI FARKLI PARTİLERDEN ONLARCA TUTUKLU MİLLETVEKİLİ SEÇİLDİ"

Can Atalay bu konuda, bu şekilde bulunan ilk milletvekili olsaydı, yani tutuklu olduğu halde milletvekili seçilen ilk milletvekili olsaydı Adalet Bakanı'nın bu cümlelerinin belki en küçük bir hukuki değeri olabilirdi ama böyle bir durum söz konusu değil. Bugüne dek farklı farklı partilerden onlarca tutuklu milletvekili seçildi ve Anayasa'nın, Anayasa Mahkemesi'nin, Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun kararlarıyla serbest bırakıldı. Bu konuda yapılmış içtihatlar var. O yüzden bu tartışmalar bomboş tartışmalar haline geldi. Önümde kararlar var. Leyla Güven kararı, daha bir sene olmadı bu karar verileli. Bu kararda AYM açıkça şunu söylüyor, 'Hangi suçun Anayasa madde 14 kapsamında 83'ün istisnası olacağını ben söyleyemem' diyor. 'Bunu Meclis'in bir düzenleme yapması ve önüme koyması gerek' diyor.

"KARARI VEREMESİN DİYE ÜSTÜNDE SAVCI CÜBBESİ BULUNAN KİŞİLER HUKUKA KARŞI ŞU ANDA HİLE YAPIYOR"

Mustafa Balbay kararı, Gergerlioğlu kararı, Leyla Güven kararı, Ahmet Şık'a dair Yargıtay Ceza Genel kurulu kararı. Hepsi aynı şeyi söylüyor. Buna rağmen utanmadan tam 50 gündür, Hatay halkının oylarıyla seçilmiş Can Atalay Silivri'de esir tutuluyor. Ama siz burada gelen tebrikleri kabul etmeye devam ediyorsunuz. 52 gündür tahliye edilmiyor. Çünkü Sayın Akbaşoğlu'nun iddia ettiği gibi bu ülke bir hukuk devleti değil. Yargıtay'a tahliye talepli dilekçe verdik. Şu anda Yargıtay bile karar vermiyor. Yargıtay'da bir grup savcı var o savcılar bu dilekçeleri önlerinde tuttular, gömdüler ceza dairesinin önüne yollamıyorlar. Çünkü bir kanun hükmü daha var. CMK 105 diyor ki, 'Daire 3 gün içinde karar vermek zorunda.' Bu kararı veremesin diye üstünde savcı cübbesi bulunan kişiler hukuka karşı şu anda hile yapıyor."

Kaynak: ANKA / Güncel

Tbmm Genel Kurulu Anayasa Mahkemesi Milletvekili Sera Kadıgil İstanbul Hatay Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title