Haberler

Şerzan Kurt Davası'nda, Sanık Polisin Tahliye Talebi Yine Reddedildi

Abone Ol

Şerzan Kurt'u tabancayla öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan polis memuru 45 yaşındaki Gültekin Şahin'in "mağdurum, tahliyemi istiyorum" şeklindeki talebini kabul etmedi.

Muğla'daki öğrenci olayları sırasında, üniversite öğrencisi 21 yaşındaki Şerzan Kurt'u tabancayla öldürdüğü iddiasıyla tutuklu yargılanan polis memuru 45 yaşındaki Gültekin Şahin'in "mağdurum, tahliyemi istiyorum" şeklindeki talebini kabul etmedi.

Muğla'da 12 Mayıs 2010 tarihindeki olaylarda Muğla Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü İkinci sınıf öğrencisi Şerzan Kurt kurşunla omzundan vurularak ağır yaralandı ve kaldırıldığı İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.

Kurt'un ölümü ille ilgili olarak Muğla Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şube'de görevli polis memuru Gültekin Şahin tutuklandı. Şahin hakkında Muğla Ağır Ceza Mahkemesi'nde 'Olası kasıtla nitelikli adam öldürme' suçundan dava açıldı. Mahkeme, güvenlik nedeniyle davanın Eskişehir'de görülmesine karar verdi.

Üniversite öğrencisi Şerzan Kurt'u tabancayla ateş ederek öldürdüğü iddiasıyla tutuklanan polis memuru Gültekin Şahin'in yargılanmasına Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam edildi.

Duruşmaya öldürülen Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt ve annesi Necla Kurt da katıldı. Duruşmayı aralarında sivil toplum kuruluşları temsilcilerinin de bulunduğu yaklaşık 20 kişi izledi.

Polis memuru Gültekin Şahin'in avukatları Kemal Ertuğrul, Yıldırım Ak ve Talat Atasoy müvekkillerinin bir yıldır tutuklu olduğunu belirterek tahliye talebinde bulundular. Avukat Kemal Ertuğrul, "Müvekkilimizin tahliyesini talep ediyoruz. Ayrıca beklenen cevapların çoğu gelmemiştir, bunlar zaman alacaktır. Müvekkilimiz bir yılı aşkın zamandır tutukludur ve savunmamız maddi delil ve bilgilere dayanmaktadır. Bu nedenle tahliye talebimizi yenileriz" dedi.

Duruşmada söz alan ölen Şerzan Kurt'un ailesinin avukatları Nuri Mehmetoğlu ile Nezahat Paşabayraktar, mahkeme heyetine suçun özelliğine göre polis memuru Gültekin Şahin'in tutukluluk halinin devam etmesini istedi. Avukat Nuri Mehmetoğlu, "Geçen oturumlarda sanık ve müdafilleri duygusal konuşmalar yapmışlardır. Ancak bizim tek amacımız maddi gerçeğin ortaya çıkartılmasıdır. Sanık ve vekillerinin ileriye sürdükleri iki olgu vardır.

Ele geçen deforme olmamış çekirdek bunlardan birisidir. Bu çekirdeğin deforme olmaması ve DNA izinin bulunmaması ileri sürülmekte ise de dikkat edilmesi gereken husus sanığın bu olayda 5-6 kez ateş etiği gerçeğidir. İkinci husus ise atış yeri ve istikametidir. sanık söz konusu atışları yaparken caddede maktül ile karşı karşıyadırlar. Aralarında hiçbir engel yoktur. Gelen rapor ve yazılara bir diyeceğimiz yok. Sanık hakkında kuvvetli suç şüphesinin varlığı bulunduğundan tutukluluk halinin devamını talep ediyoruz" diye konuştu

MAĞDURUM, TAHLİYEMİ İSTİYORUM

Tutuklu sanık polis memuru Gültekin Şahin de tahliye talebinde bulunarak, "Savunmalarda belirttiğimiz gibi dosyaya sunulan kriminal rapordan da anlaşılacağı üzere benim yaptığım atışlar sırasında elimin hafif aşağıya düşmesi sonucu yaptığım atıştan maktulun ölmediği açıkça anlaşılmıştır. Mağdurum ve tahliyemi istiyorum" dedi.

Eskişehir 1'inci Ağır Ceza Mahkeme heyeti, tahliye talebini kabul etmeyerek sanığın tutukluluk halinin devamına, dosyadaki eksik evrakların giderilmesi için duruşmayı 26 Ağustos 2011 tarihine erteledi.

BABA KURT: ÜNİVERSİTELER TATİL OLDU, BENİM GÖZÜM YOLLARDA KALDI

Duruşma sonrası adliye binası önünde gazetecilere açıklamada bulunan öldürülen Şerzan Kurt'un babası Ömer Kurt üniversitelerin tatile girdiğini, öğrencilerin memleketlerine döndüğünü kendisinin ise gözünün yollarda kaldığını söyledi. Baba Kurt şöyle devam etti:

"Şerzan, Muğla Üniversitesi öğrencisiyken çok haksız bir şekilde aslında onu koruması gereken emniyet güçleri tarafında yer almış resmi kıyafetli ve devletin parasıyla geçinen halkın vergisiyle maaşını alan biri tarafından öldürüldü . Yaklaşık 1 yıldır devam ediyor bu dava. Aslında aileye de, arkadaşlarına bir bıkkınlık getirildi. Biz aslından başında beri şunu söylüyoruz. Bu ülkenin insanları bizim kaynağımızdır. Bu kaynaktan polisler yetişiyor, askerler yetişiyor, insanlar yetişiyor.

Buranın kaynağı insanlar tarafından yetişir ve yönetilir. Ancak yıllardan beri bu ülkede ötekileştirme zihniyetiyle, kurumların içinde görev alan devletin bizzat parasını maaşını alan ve o kurum içinde yer alanların ötekileştirmesi içinde yapılmakta hatta bazı insanları düşman yapmaktadır. Aslında bu ne onların görevini yakışır ne Türkiye'nin şanına yakışır, ne de insanlığımıza yakışır. Biz bu ülkeyi birlikte kurduk birliktede devam edeceğiz.

Bir baba olarak travma geçirerek bunları söylüyorum. Biliyorsunuz üniversiteler bitti, bazı öğrenciler mezun oldu, bazıları sınıflarını bitirip memleketlerine, evlerine geldi. Ama benim gözlerim yollarda kaldı. Bunu bana hediye eden ne yazık ki onu koruyan, onu koruması gereken, onu kucaklaması gereken biri tarafından yapılıyor. Sahte belgelerle sahte anlayışlarla mahkemeler uzatılıyor, temize çıkartılmaya çalışılıyor. Ben özellikle o kuruma sesleniyorum. Böyle insanları aranızda barındırmayın. "

Avukat Nezahat Paşabayraktar da konuşmasında "Bildiğiniz gibi bu dava çok skandal bir şekilde asıl mahkemesinden Eskişehir'e getirildi. Buraya getirilmesi tamamıyla aklanması için getirildiğini düşünüyoruz. Burada adil bir karar çıkmayacağına inanıyoruz. Bunun için bu davanın burada görülmemesini istiyoruz" dedi.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Güncel Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title