"Sessiz" akademisyenden YÖK'e işaret diliyle "ALES/YDS" çağrısı (1)
Koç Üniversitesinde sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışan sağır akademisyen Hasan Dikyuva, eğitimini ve kariyerini sürdürebilmek için doktora ve akademik kadrolarda zorunlu olan YDS ile ALES'in işaret dilinde düzenlenmesini talep etti.
Koç Üniversitesinde sözleşmeli öğretim görevlisi olarak çalışan sağır akademisyen Hasan Dikyuva, eğitimini ve kariyerini sürdürebilmek için doktora ve akademik kadrolarda zorunlu olan YDS ile ALES'in işaret dilinde düzenlenmesini talep etti.
Doktora yaparak hem eğitimine devam etme hem de akademik kadroya geçme hayali kuran Dikyuva, YÖK'ün bu konuda düzenleme yapacağı günü iple çekiyor.
Hasan Dikyuva, AA muhabirinin işaret dili tercümanı aracılığıyla sorularını yanıtlarken, işitme engelli ve sağır kavramlarının birbirinden farklı olduğunu ve kendisine "sağır" denilmesini tercih ettiğini söyledi.
Daha kibar olmak için "işitme engelli" sözünün tercih edilmesine gerek olmadığını belirten Dikyuva, "Net olarak duymuyorum, bitti. Açıkça söylüyorum, sağırım. İşaret dili kullanıyorum, bu çok belli." dedi.
"İşitme engelli" sözünün, sağır ve işitme engellilerin eğitim-erişim gibi ihtiyaçlarının aynıymış gibi algılanmasına neden olduğunu anlatan Dikyuva, bu durumun da bir sağırın gerçek ihtiyaçlarının tam tanımlanıp giderilmesini engellediğini vurguladı.
Çocukluğundan itibaren hep sağır okullarında eğitim aldığını ifade eden Dikyuva, Anadolu Üniversitesi Entegre Yüksekokulu Bilgisayar Bölümü'nden mezun olduğunu belirtti.
İşaret diline büyük ilgi duyduğunu ancak bu bölüm Türkiye'de olmadığından yurt dışına giderek yüksek lisansını tamamladığını dile getiren Dikyuva, burada işaret dili ve dil bilimine yönelik araştırmalarda bulunduğunu anlattı.
Yaşantısı boyunca en büyük sıkıntısının "iletişim" olduğunu ifade eden Dikyuva, "Şu anda işaret diliyle konuşuyorum, yanımdaki arkadaşım çevirisini yapıyor. Seyredenler de bunu görmüş ve anlamış oluyorlar. Biz, farklı bir dil kullanıyoruz. Benim dünyam farklı, sağır bir dünyam var." diye konuştu.
Liseden sonra sağırların ilgi alanlarına göre kendilerini geliştirebilecekleri farklı uygulamaların bulunmadığına dikkati çeken Dikyuva, üniversiteye giriş oranlarının da çok düşük seviyede kaldığını belirtti.
Dikyuva, akademik kariyerinin toplumdaki diğer sağırlar için önemini şöyle anlattı:
"Türkiye'de üniversite sonrası eğitimine devam edebilen herhalde bir tek ben varım. İşaret dili konusunda ise mücadelem devam ediyor. Ancak YDS ve ALES, bu şekilde kalırsa bir sağırın doktora yapması asla gerçekleşmeyecek bir hayal olarak kalacak. Oysa akademik sisteme dahil olabilirsek, sağır olmamızdan ötürü çok iyi bildiğim, bizzat yaşadığım sorunların çözülmesine de katkıda bulunabileceğim. Neden bu görülmüyor? Tüm sağırların önünü açmak, yollarında ilerlemelerine imkan vermek lazım."
"Derslerde aynen yabancı dil öğretir gibi işaret dili kullanıyorum"
Hasan Dikyuva, Koç Üniversitesi İnsan Bilimleri ve Edebiyat Fakültesi'nde sözleşmeli öğretim görevlisi olarak işaret dili derslerine girdiğini, ayrıca erişimle ilgili mevzuat hazırlama çalışmaları için bazı kurumlara danışmanlık yaptığını dile getirdi.
Dersler sırasında öğrencilerle sıkıntı yaşamadan iletişim kurabildiğini belirten Dikyuva, "Derslerde aynen yabancı dil öğretir gibi işaret dili kullanıyorum. İngiltere'den gelip hiç Türkçe bilmeden İngilizce öğretiyorum gibi düşünün. Seçerek geldikleri için derse oldukça ilgililer ve farkındalıkları da yüksek. Dolayısıyla hangi işi yaparlarsa yapsınlar, bir sağırla karşılaştıklarında rahatlıkla iletişime geçebilecekler." ifadelerini kullandı.
Mevzuatı YÖK tarafından hazırlanan YDS ve ALES gibi sınavlar konusunda toplumda farkındalık uyandırmak istediğini vurgulayan Dikyuva, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Türkçeyi ana dili olarak konuşan ve duyanlar, ALES'e girdiğinde bilgi birikimine göre başarılı olur. Çünkü ana dili Türkçedir. ALES'e giren bir işitme engellinin ya da sağırın başarılı olması neredeyse imkansız. Çünkü bizlerin ana dili Türkçe değil, ana dilimiz işaret dili. Türkçe, ikinci dilimiz. Bizlere ana dilimiz işaret diliyle sınav yapılsa sonuç daha farklı olacaktır. Keşke soruları işaret diliyle yanıtlayabilsek. Kesinlikle kazanırdık. Olması gerekenin özel yetenek sınavı olduğunu düşünüyorum. Sorular, işaret diliyle sorulabilir, cevaplar da işaret diliyle alınabilir. Sağırlara akademi dünyasında başarılı olmaları için bu fırsat verilmeli. YDS de üçüncü dilimizde yani İngilizcede yapılıyor. YDS için de Türk işaret dilinde sınav yapılabilir veya özel yetenek sınavı açılabilir. Yetkililere bunu yapmamız lazım diye çok söyledik ama değişip değişmeyeceğini bilmiyorum. Bu konuyla ilgili çok fazla mücadele verdik. ALES ve YDS çok büyük bir sıkıntı. Konuşamadığımız ve duyamadığımız bir dilde sınav kararı gözden geçirilmeli."
"Bizlerin erişim hakkı var"
Devletin engellilere yönelik farkındalığının yüksek olduğunu dile getiren Dikyuva, ancak bu konuda yetişmiş insan gücünün bulunmaması dolayısıyla zorluklar yaşandığına dikkati çekti.
Sağırların medyaya erişimleri konusunda da beklentilerinin bulunduğunu kaydeden Dikyuva, "Televizyonu açtığımda ne diyor, haberler bana ne anlatmaya çalışıyor, bunların hiçbirini duymuyoruz ama anlamak istiyoruz. Medyada sağırlar için alt yazı, işaret dili, görme engelliler için de sesli betimleme olması gerekiyor." dedi.
RTÜK'ün bu konudaki yeni yönetmeliğiyle yeni çeviri tekniklerinin artacağına işaret eden Dikyuva, "Yurt dışında kanallarda alt yazı veya çevirmen var. Orada tecrübe edindim. Burada çok eksiklikler var. Ben de arkadaşlarıma soruyorum, onları bıktırıyorum. Aileme 'Televizyonda ne anlatılıyor?' diye soruyorum. Böyle sıkıntıların bitmesi gerekiyor. İnsan olmaktan kaynaklanan diğer haklarım gibi medya hizmetlerine ve insan kaynaklarına erişim hakkım da var." değerlendirmesinde bulundu.