Sevda Karaca: "Bu Memlekette İşçiler Korkunç Koşullarda Çalışıyorlar. Sendika İş Yerlerine Giremiyor, Girse Bile Patronun Seçtiği Sendika Oluyor"
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı bütçe görüşmelerinde; "İşçiye ne çalışırken ne de çalıştıktan sonra hak kalmadı. Bu memlekette işçiler korkunç koşullarda çalışıyorlar. Günlük ortalama çalışma süresi 10-12 saat, haftalık 7 gün. Sendika işyerlerine giremiyor, girse bile patronun seçtiği sendika oluyor. İşçi hakkını istese, karşısında jandarmayı, müftüyü buluyor. Bakanlığınıza şikayet etse, gözünüz kulağınız kapalı. Adliyeye gitse yıllarca sürünüyor. Bu sizin müjdelerinizin sonucu" dedi.
NİSANUR YILDIRIM & DİLAN KUTLU
(TBMM) - Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma Ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı'nın bütçe görüşmelerinde; "İşçiye ne çalışırken ne de çalıştıktan sonra hak kalmadı. Bu memlekette işçiler korkunç koşullarda çalışıyorlar. Günlük ortalama çalışma süresi 10-12 saat, haftalık 7 gün. Sendika iş yerlerine giremiyor, girse bile patronun seçtiği sendika oluyor. İşçi hakkını istese karşısında jandarmayı, müftüyü buluyor. Bakanlığınıza şikayet etse, gözünüz kulağınız kapalı. Adliyeye gitse yıllarca sürünüyor. Bu sizin müjdelerinizin sonucu" dedi.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.
EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, komisyonda yaptığı konuşmada, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığını 'Patron Bakanlığı' olarak niteledi.
AKP iktidarı döneminde işçi ve emekçilere yönelik yapılan yasal düzenlemelerin 'müjde' olarak sunulduğunu ifade eden Karaca "Bugün iş hukuku mevzuatı yıllar içerisinde kırpılarak öyle bir hale geldi ki; işçiye ne çalışırken ne de çalıştıktan sonra hak kalmadı. Bu memlekette işçileri korkunç koşullarda çalışıyorlar. Günlük ortalama çalışma süresi 10-12 saat, haftalık 7 gün. Sendika iş yerlerine giremiyor, girse bile patronun seçtiği sendika oluyor. İşçi hakkını istese, karşısında jandarmayı, müftüyü buluyor. Bakanlığınıza şikayet etse, gözünüz kulağınız kapalı. Adliyeye gitse yıllarca sürünüyor… Bu sizin müjdelerinizin sonucu" dedi.
"Kadın işçileri 3'er ay cep harçlığı karşılığında kullanıp atıyorlar, üstüne teşvik alıyorlar"
Güvenceli esnek çalışma modelinin de müjde olarak sunulduğunu belirten Karaca "Masal gibi anlatıyorsunuz ama esnek çalışma aslen patronun üretim sürecindeki ihtiyacının temel alınmasını, işçilerden en çok faydayı sağlamayı, ihtiyacı varsa kuralsızca çalıştırmayı, ihtiyacı bittiğinde herhangi bir kısıtlamaya katlanmadan işine son vermeyi, olabildiğince az ücret ödemeyi, olabildiğince az hak tanımayı hedefler. Bundan ötesi değil. Esnek çalışma özellikle kadın emekçilere müjdeleniyor. Neymiş? Hem çocuklarına ve evlerine bakacaklar, hem de çalışacaklar" diye konuştu.
Bakan Işıkhan'ın 'İş Pozitif Programı'na da değinen Karaca "İşte esnek çalışma modellerinden biri de bu. Peki ne oluyor bu modelde? Patronlar kadın işçileri 3'er ay cep harçlığı karşılığında kullanıp atıyorlar, üstüne teşvik alıyorlar, siz de 'kadın istihdamını arttırdık' diyorsunuz" sözleriyle eleştirdi.
"Tamamlayıcı emeklilik sistemi ile emekçileri TES'lim alacaksınız"
Kıdem tazminatını kaldırmanın "ezeli hedef" olduğunu belirten Karaca, "Orta vadeli programda açıklamışsınız, kıdem tazminatını yok etmek için getirdiğiniz tamamlayıcı emeklilik sistemi ile emekçileri TES'lim alacaksınız. Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek böyle bir şey: Önce emekli maaşlarını yaşanamaz seviyeye düşürdünüz, şimdi 'TES ile çalışma dönemindeki yaşam standartları korunabilecek' diyor, yalan söylüyorsunuz" diye konuştu. TES'te toplanan paraların, aynen BES'te olduğu gibi fonlarda değerlendirileceğini ve sermayenin ihtiyaçları için kullanılacağını vurgulayan Karaca, bu sistemin hem kıdem tazminatından kurtulma hem de sermayeye yeni kaynak yaratma yolu olduğunu söyledi.
"İktidar ve patronla iş birliği yapmayan tüm sendikalara göz dağı mı verdiniz"
Sendikalılık düzeyinin arttırılacağına ilişkin Bakan Işıkhan'ın açıklamasına da değinen EMEP'li Karaca, Özak Tekstil direnişi nedeniyle BİRTEK-SEN'e ceza kesilmesini hatırlattı. AKP'nin bir ilke imza attığını ifade eden Karaca "Geçen aylarda, AKP olarak Türkiye'de bir ilke daha imza attınız. Urfa'daki Özak Tekstil işçileri sendikalarından memnun kalmayıp BİRTEK-SEN'e üye oldular diye, BİRTEK-SEN'e 'başka sendikaya üye işçileri istifaya zorladığı' gerekçesiyle toplam 1,5 milyona yakın ceza kestiniz. İşçilerin sendikal özgürlüğünü patrondan korumak için çıkartılan bu düzenleme ilk defa bir sendikaya uygulandı" dedi.
Sendika özgürlüğünü tehdit ederek hak arayınca işçileri toplu halde işten çıkaranın patron olduğunu ifade eden Karaca "Bu cezayla iktidar ve patronla iş birliği yapmayan tüm sendikalara göz dağı mı verdiniz? Bu cezayla patronlara sendika seçme özgürlüğünü de genişletmiş oldunuz tebrik ediyoruz. Bu cezayla, 'sınıf sendikacılığı yaparsan basarım cezayı, çökertirim seni ekonomik olarak' dediniz. Böyle mi arttıracaksınız sendikalılık oranını" diye konuştu.
"Patronlar belgesiz, delilsiz olarak diledikleri kodu yazabiliyor"
Patronların işten çıkış kodlarını "ahlaksızca" kullandığını söyleyen Karaca "Patronlar belgesiz, delilsiz olarak diledikleri kodu yazabiliyor. İşçinin işsizlik ödeneğinden yararlanıp yararlanmayacağını da başka yerde iş bulup bulamayacağı da patronun keyfine bırakılıyor. Asıl hırsızlığı yapan patronlar, çoğunlukla emeklerinin hakkını isteyen işçilere 'hırsızlık, ahlaksızlık, güveni kötüye kullanma' yaftası yapıştırıp onları açlığa mahkum ediyor" dedi.
"Aslen patron bakanlığı olduğunuzu, memlekette hak arayışı içerisinde olan milyonlarca işçi söylüyor"
İşten çıkış kodunun aksini ispat etmek için işçilerin dava açmak zorunda kaldığını belirten Karaca, şunları kaydetti:
"Kazansa bile patrona bir yaptırım yok. 'İstifa dilekçesi yaz yoksa çıkışını yüz kızartıcı koddan yaparım, iş bile bulamazsın', 'Bu paraya razı ol yoksa 46 kodla işten çıkartırım, işsizlik maaşı alamazsın' tehdidi duymayan işçi kalmadı memlekette, haberiniz var mı? Yapılacak şey açık, işten çıkış kodu uygulamasına son verilmeli, çalışırken primini ödeyen her işçinin işsiz kaldığında işsizlik ödeneğinden yararlanması garanti altına almak zorundasınız. Bunları yaparsanız eğer bir gıdımcık 'müjde' vermiş olacağınıza inanıyoruz. Ne OVP'de ne de bugün bütçe sunumunuzda işçilerin bu dertlerine ilişkin bir gıdım müjde duymadık. Patronlara müjdeleriniz gani gani gerçekten. Çalışma Bakanı olarak ağzınızdan 'işçi' lafı çıkarken biz iki kere düşünüp üç kere tetikte oluyoruz. Aslen patron bakanlığı olduğunuzu sadece biz değil, bugün memlekette hak arayışı içerisinde olan milyonlarca işçi söylüyor."