Haberler

Sevdanın Ölümsüz Dizeleri

Abone Ol

Şenay Ünal - "Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin/ Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin/ Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür; sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisi".diye sesleniyor sevdiğine.

Şenay Ünal - "Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin/ Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin/ Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür; sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisi"... diye sesleniyor sevdiğine.

Hem mutluluk hem keder veren, hem güldürüp hem ağlatan aşk, kimi zaman hasretlik çekmek, yanmak kimi zaman da kavuşmak, vuslata ermek...

14 Şubat, birçok duyguyu içinde barından, pek çok şairin dizelerine konu olan aşkın, sevdanın günü, yüzlerce yıl evvel aşk için kendini feda eden St. Valentin'in hatırasıyla gelenekselleşen Sevgililer Günü.

Bugün de sevdiğine kimileri demet demet gül ya da renkli kutularda sunulmuş hediyeler, kimileri ise sevdaların hayat bulduğu dizeler armağan edecek.

Usta şair Atilla İlhan, umutsuz sevgileri, kavuşamamayı, özlemi şöyle mısralara döktü:

"Ne kadınlar sevdim zaten yoktular/ Yağmur giyerlerdi sonbaharla/ Birazcık okşasam sanki çocuktular/ Bıraksam korkudan gözleri sislenir/ Ne kadınlar sevdim zaten yoktular/ Böyle bir sevmek görülmemiştir/ Hayır sanmayın ki beni unuttular/ Hala ara sıra mektupları gelir/ Gerçek değildiler birer umuttular/ Eski bir şarkı belki bir şiir/ Ne kadınlar sevdim zaten yoktular/ Böyle bir sevmek görülmemiştir/ Yalnızlıklarım da elimden tuttular/ Uzak fısıltıları içimi ürpertir/ Sanki gökyüzünde bir buluttular/ Nereye kayboldular şimdi kim bilir/ Ne kadınlar sevdim zaten yoktular/ Böyle bir sevmek görülmemiştir."

-"Aşk, kalbe sormadan gelen, sormadan giden kalbin saygısız misafiri"-

"Aşkın en tatlı parçaları başındaki ümit ve sonundaki hatıradır" der Cenap Şahabettin. Aşkı, kalbe sormadan gelen, sormadan giden kalbin saygısız misafiri olarak gören şair, mısralarında şöyle seslenir sevgiliye:

"Sesin işler gibi bir şuh kanat gamlarıma/ Seni dinlerken olur kalbim uçan kuşlara eş/ Gün batarken sanırım gölgeni bir başka güneş/ Sarışınlık getirir gözlerin akşamlarıma

Doğuyor ömrüme bir yirmi sekiz yaş güneşi/ Bir kuş okşar gibi sen saçlarımı okşarken/ Koklarım ellerini gülleri koklar gibi ben/ Avucundan alırım kış günü bir yaz ateşi."

-"Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de sana hep, hep yeniden başlamak isterim"-

Şiirlerinde sıklıkla sevgi, ayrılık, ölüm temalarını kullanan, yaşamının son yıllarında kaçış, umutsuzluk ve tedirginlik duyguları hakim olan Özdemir Asaf, bestelenen şiirleriyle 7'den 77'ye farklı kitlelere ulaştı.

"Seni bulmaktan önce aramak isterim/ Seni sevmekten önce anlamak isterim/ Seni bir yaşam boyu bitirmek değil de sana hep, hep yeniden başlamak isterim" mısralarıyla sevgiliye seslenirken, "Sen kocaman çöllerde bir kalabalık gibisin/ Kocaman denizlerde ender bir balık gibisin/ Bir ısıtır, bir üşütür, bir ağlatır, bir güldürür;Sen hem bir hastalık hem de sağlık gibisi" dizeleriyle aşkın farklı hallerini anlatıyor.

-"Ancak çeken bilir bu derdi gamı"-

Abdurrahim Karakoç, "Başımdan bir kova sevda döküldü/Islanmadım, üşümedim, yandım oy!/İplik iplik damarlarım söküldü/Kurşun yemiş güvercine döndüm oy" mısralarıyla aşkı tarif ederken, "bir aşk Bulsam" şiirinde yağmurunda ıslanacağı bir aşk aradığını ifade ediyor.

Karakoç, "Tarife sığmıyor aşkın anlamı/Ancak çeken bilir bu derdi gamı/Bir kördüğüm baştan sona tamamı/Çözemedim çözülmüyor mihriban" diyor dillere pelesenk olan Mihriban şiirinde...

-"En fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı"-

Nazım Hikmet Ran cezaevinde geçen yıllarında yüzleştiği "aşkın hasretlik halini", 16 yıllık evliliğinin 3 yılında beraber olabildiği ve "en sevdiğim kadınım" dediği Piraye için mısralara döktü.

Hayatına pek çok kadın giren Nazım Hikmet, "Karıma Mektup"ta şu dizeleri kaleme aldı:

"...Bir tanem! Son mektubunda 'başım sızlıyor, yüreğim sersem' diyorsun/

'Seni asarlarsa seni kaybedersem' diyorsun; 'yaşayamam'.../Yaşarsın karıcığım yaşarsın/ Kara bir duman gibi dağılır hatıram rüzgarda/ Yaşarsın kalbimin kızıl saçlı bacısı/ En fazla bir yıl sürer yirminci asırlılarda ölüm acısı"...

-"İstemem, sensiz hatırlamasınlar beni"-

Şair Ümit Yaşar Oğuzcan da genellikle aşk, ayrılık, özlem temaları ekseninde çoğalttığı üslubunu, 1973'te büyük oğlu Vedat'ın ölmesi üzerine hayatın boşluğu, ölüm ve acı gibi derinliklere yöneltti. Şair, bir şiirinde aşkı şu dizelerle anlattı:

"Aşktı o!/ Değiştiren tüm gecelerimi Aşktı o!/ Beni durup yenileyen Oydu, duygulu yapan hoyrat ellerimi Oydu/ Dolu dizgin gidişime dur diyen/ Bir bıçağın keskin yüzünde kan lekesiydim.../ Aşktı yine beni yıkayan, arıtan su/ Böyle ak pak olacağımı bilir miydim içimde açmasaydı o sevmek duygusu/ Ben bir tutsağım şimdi sevgiye, gönüllü/ Çözmeyin ellerimi, zincirlerim kalsın/ Görsün prangalarım o doğacak günü/ ve bu dünyaya aşk dolu şiirlerim kalsın/ Seninle her yerde güzel, her zaman yeni/ İstemem, sensiz hatırlamasınlar beni"...

-Shakespeare'in aşk dizeleri-

Duyguların edebiyatla evrenselleşebilmesinin en özel örneklerinden sayılan, şiirleri insanlığın hafızalarına kazınan İngiliz yazar William Shakespeare de sevgiliye ilişkin endişelerini şu kelimelerle dillendirmiş:

"Yağmuru seviyorum diyorsun/ Yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun.../ Güneşi seviyorum diyorsun/ Güneş açınca gölgeye kaçıyorsun.../ Rüzgarı seviyorum diyorsun/ Rüzgar çıkınca pencereni kapatıyorsun.../ İşte, bunun için korkuyorum; Beni de sevdiğini söylüyorsun"...

Yayıncı: Eda Ay - ANKARA

Kaynak: AA / Güncel

Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title