Seyit Ahmet Arvasi Vefatının 30. Yılında Anıldı
’İşte gördük seni dünya, ne gerçeksin ne rüya’ sözlerinin sahibi mütefekkir ve yazar merhum Seyit Ahmet Arvasi, vefatının 30. yılında öğretmenlik yaptığı Balıkesir’de anıldı.
'İşte gördük seni dünya, ne gerçeksin ne rüya' sözlerinin sahibi mütefekkir ve yazar merhum Seyit Ahmet Arvasi, vefatının 30. yılında öğretmenlik yaptığı Balıkesir'de anıldı. Türkiye gazetesi, Türk Ocakları ve Balıkesir Büyükşehir Belediyesi'nin tertiplediği programa, Arvasi'nin düşünceleri ve hayatı anlatıldı.
Seyit Ahmet Arvasi, ölümünün 30. yılında Balıkesir'de anıldı. Salih Tozan Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Seyit Ahmet Arvasi Hocayı Anıyoruz' panelini Türkiye gazetesi eski Yazı İşleri Müdürü ve İstanbul Büyükşehir Belediyesi Basın Danışmanı Hüseyin Karakoç yönetti. Panele Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Dr. İsmail Kapan, Necmettin Erbakan Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Akgül, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Aksoy ve Balıkesir Üniversitesi Necatibey Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Fuat Özer katıldı.
Panelin açılış konuşmasını Seyit Ahmet Arvasi'nin öğrencisi olan Dr. Fuat Özer yaptı. Özer, "Türk ile İslam'ın buluşmasıyla Türk kendine gelmiştir. Hocamızın bu sözünü Türk İslam derslerinde sürekli olarak öğrencilerime aktarırım. Hocam gerçekten mükemmel bir öğretmendi. Hocamızla gerçekten bir deryanın içinde olduğumu gördüm. Bu dönemde hocamızın dersleri merakla takip edilir, hocamıza sorular sorarak ondan daha geniş bilgiler vermesini isterdik. Hocamızda gördüğümüz bir özellik ise dakik oluşuydu. Zil çaldığında kapıdan çıkar, öğretmen zili çaldığında ise sınıfa girerdi. Sabırlıydı, kendisine yönetilen her türlü ithama cevap verirdi. Benim hocamla ilk görüşmem dışarıdan gelen misafirleri evine götürmem ile oldu. Eve girmek istememiştim, ama hocam ısrar etti. Bizde içeriye girdik, hocamız bize ikramlara başladı O bize ikram ederken her ayağa kalkışında bizde ayağa kalkardık. Kendisi bundan rahatsız oldu. Bizim kültürümüzde misafire hizmet ibadettir. Bırakın ibadetimi yapayım demişti" dedi.
Prof. Dr. Mehmet Akgül ise, Arvasi'nin gençlere bakışını ele aldı. Akgül, "Biz Seyit Ahmet Arvasi Hoca diyorsak, onun mütefekkir yönüne, ilim yönüne bakıp hoca olarak anabiliriz. Kendisinin de eserlerinde ima ettiği üzere meselelerini süreklilik içinde ele aldığını görüyoruz. Bugün 2018'den geriye baktığımızda bazı insanlar hiç hatırlanmaz. İnsanlık tarihinde büyük hamleleri gerçekleştiren devletlerin arka planlarında büyük düşünürler vardır. Seyit Ahmet Arvasi Hocam, Nurettin Topçu, Necip Fazıl öyledir. Seyit Arvasi'nin 1950'li yıllar ile 90'lı yıllar arasında 40 yıllık Türkiye Cumhuriyeti'ne bakarsak onu bugüne hazırlaması açısından önemli yıllardır. Sosyolojiye antropolojiye olan ilgimi ona borçluyum diyebilirim. Şiir, dilin rafine haline gelmiş halidir. Bir insan şair ise ince insandır. Hocamızın ilk eseri de şiirdir. Türk İslam Ülküsünü ve Kendini Arayan İnsan'ı okurken, insanı yetiştirme açısından da aydın yetiştirme açısında da ilim ve sanat insanı yetiştirme üzerine düşüncüleri vardır. Hocamızın dini meseleleri anlatmasında gocunduran olmayan İslam'ın güzelliklerine çağıran tatlı bir üslubu olduğunu söyleyebiliriz. Türk İslam Ülküsü eseri, benim şahsiyetimin fikriyatımın oluştuğu eserdir. Bugün hala okunmaktadır. Hocamıza ait çok fazla geriye kalan bir eser yok. Bizim yeniden fikri zenginliğe ulaşmamız lazım. Hocamızın hayatını bir sinema filmi haline getirip tüm Türk İslam coğrafyasına ulaştırıp daha iyi tanıtabilir, anlatabilirdik. Bu da bir öz eleştiri olsun" şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Mustafa Aksoy ise merhum Arvasi'nin milliyetçilik anlayışını değerlendirdi. Aksoy, "Rahmetli hocamızın Doğu Anadolu gerçeği göz önüne alınsaydı bugün bunlar olur muydu? Ağrı, Van, Kars, Antep bu bölgelerde incelemelerde bulundum. Bu insanlardan bazıları Zazaca, Türkçe, Kürtçe konuşuyor. Arvasi'nin eserlerini dikkate almış olsaydık, Türk kelimesi ırk olarak kullanılmazdı. Eğer siz milletleri ırk olarak tanımlarsanız dünyada 4 tane ırk vardır. Burada birbirimize baksak kimimiz sarışın, kimimiz esmer. Türk milletine bağlı insanların tamamı Türk'tür. Gökalp, kendi kitabında bahsediyor. Orada 'Irk hayvanlarda aranır' diyor. Rahmetli Arvasi, Selahhattin Eyyübi'den söz ediyor. Taha Akyol, köşesinde Kürt olduğunu yazdı. Arvasi diyor ki; Ağabeyinin adı Turanşah, kardeşinin adı Tuğtekin Börü" dedi.
Türkiye Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İsmail Kapan, Ahmet Arvasi'nin Türk dünyasının yıldızlarından birisi olduğunu söyledi. Kapan, "Cemiyetlere yön veren fikir insanlarının kıymeti çok geç anlaşılır. Arvasi hocamız hayatta iken kendisini el üstünde tutan bir ülkücü gençlik var. Ahmet Arvas hocamız 1985 yılındaki ilk yazısında 'Türk İslam Medeniyetinin yılmaz savunucu olacağız. Türk Milleti birlik ise İslam Dünyası mutlu ve ayaktadır. Selçuklu ve Osmanlı bunu ispatlamıştır' yazmıştır. 3 yıl 4 ay Türkiye gazetesinde yazan Arvasi hocamızın yazıları binlerce insana ulaşmıştır. Yarın gazetemizin kuruluş yılı. Bu vesile ile başta Ahmet Arvasi hocamız olmak üzere hayatta olmayan tüm yazarlarımızı Ahmet Kabaklı, Ayhan Songa, Ergün göze, Yılmaz Boyunağa, Yılmaz Öztuna gibi isimlerini tek tek sayamadığımız tüm büyüklerimizi, Merhum Enver Ören ağabeyimizi yad ediyoruz. Bu mirasa gerektiği gibi sahip çıkmaya çalışıyoruz. Türkiye gazetesi yayın hayatına başladığından bu yana merhum Enver Ören'in prensiplerine uygun şekilde yayın hayatına devam etmektedir" dedi.
Kapan, merhum Arvasi'nin kitaplarından bölümler okuyarak devam ettiği konuşmasında, "Arvasi hocamız Türk milletine saldırılara karşı koymak için bu uğurda kendisini vakfetti. Türk gençliğinin de bu emanete yüksek şuurla sahip çıkacağını biliyoruz" diye konuştu.
Panelin sonunda Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Cemal Kocataş tarafından panel için Balıkesir'e gelen misafirlere çiçek takdim edildi. - BALIKESİR