Haberler

Sezaryende Yüzde 25-30'luk Oran Yakalanabilir"

Güncelleme:
Abone Ol

İÜ Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Buyru: "Bugün sezaryen oranı ülkemizde yüzde 40'ın üzerindedir.

KADİR YILDIZ - İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Buyru, Türkiye'deki sezaryen oranının yüzde 40'ın üzerinde olduğunu belirterek, "Yaklaşık yüzde 25-30'luk oran mantıklıdır, normal doğumun özendirilmesiyle uzun dönemde bu oranlara ulaşılabilir" dedi.

Buyru, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye'de sezaryen oranlarının yüksek olduğunu belirterek, bunu düşürmek için Sağlık Bakanlığı ve çeşitli derneklerin çalıştığını söyledi.

Doğum hakkında anne adaylarını bilinçlendirmeye yönelik faaliyetler yürütüldüğünü ifade eden Buyru, bilinçlenme sonrası anne adaylarının normal doğum yapmaya ikna olduğunu kaydetti.

Buyru, ne tür doğum yapacağını anne ve doktoruna bırakmak gerektiğini dile getirerek, "Normal doğumda epidural anestezi uygulamasının yaygınlaştırılması, daha konforlu normal doğum koşullarının sağlanması, hekimler açısından normal doğumun performans puanının yükseltilmesi, açılan tazminat davalarına bir sınır getirilmesi gibi önlemlerle uzun vadede normal doğum oranını arttırmak mümkün olabilir" şeklinde konuştu.

Doğum öncesi sezaryenin bir operasyon olduğunu ve bunun riskler taşıdığının aileyle paylaşılması gerektiğine işaret eden Buyru, şunları kaydetti:

"Sezaryen, normal doğuma göre daha fazla kanama ve infeksiyon riski vardır. Çok nadir de olsa ameliyat esnasında mesane ve bağırsak gibi iç organ yaralanmaları oluşabilir. Daha sonraki gebeliklerde bebeğin eşinin yapışma yeri ile ilgili kanama ve rahim alınması gibi problemler ortaya çıkabilir. Buna karşılık önceden planlanabilmesi, ağrı çekilmemesi gibi avantajlardan da söz etmek mümkündür. Buna karşılık normal doğum sonrası periyot çok daha rahattır. Her ne kadar doğum öncesinde ağrı çekilse de doğumdan sonra bunlar çabucak unutulup, anne kolaylıkla bebeği ile ilgilenebilir. Unutulmamalıdır ki, uzun süre ağrı çekilmesine rağmen bazen doğum gerçekleşmeyip sezaryen de gerekebilmektedir."

"Sezaryenin, bebek için daha az riskli olduğu iddiası doğru değil"

Prof. Dr. Buyru, bebek açısından sezaryenin daha az riskli olduğunun iddia edildiğini, bunun tamamen doğru olmadığını vurgulayarak, iri bebek, bebeğin ters olması, suyunun azalması ve gününün geçmesi durumlarında sezaryenin tercih edilmesi gerektiğini bildirdi.

Normal doğumda da bebek kalp atışlarının izlendiğini, küçük bir riskte bile sezaryene geçildiğini dile getiren Buyru, "Yine de iri bebeklerde normal doğum esnasında omuz-kol takılması, sinir zedelenmesi gibi problemler ortaya çıkabilir. Bu nedenle işler yolunda gitmediğinde normal doğumda ısrarcı olmamak, sezaryen kararı vermek doğru olacaktır. Sezaryen doğan bebeklerin sindirim problemlerinin daha sık olduğu, ileride bu bebeklerde obeziteye daha sık rastlandığı gibi iddialar olsa da bunlar kesin olarak kanıtlanmış veriler değildir" diye konuştu.

Buyru, Türkiye'nin sezaryen doğum oranları açısından dünyada ilk sıralarda yer aldığını dile getirerek, Hollanda gibi ülkelerde ev doğumları ve ebe tarafından yaptırılan doğumların fazla olması nedeniyle sezaryen oranlarının düşük olduğunu söyledi.

"Giderek daha geç yaşlarda doğum yapma, daha az sayıda doğum yapma, daha konforlu doğum yapma isteği, bebeklerin doğum ağırlıklarının giderek artması da sezaryen oranlarının tüm dünyada artışına neden olmaktadır" diyen Buyru, "Bugün sezaryen oranı ülkemizde yüzde 40'ın üzerindedir. Yaklaşık yüzde 25-30'luk bir oran mantıklıdır ve normal doğumun özendirilmesiyle uzun dönemde bu oranlara ulaşılabilir" ifadesini kullandı. - Kocaeli

Kaynak: AA / Güncel

İstanbul Üniversitesi Sağlık Bakanlığı Türkiye Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title