Haberler

Sivas Olayları'nın 22'inci Yılı Nedeniyle Sıkı Önlem (3)

Abone Ol

"UTANÇ MÜZESİ OLANA KADAR BURADAYIZ" Alevi Dernekleri öncülüğünde çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan gruplar, Seyrantepe Mahallesi üzerinde toplandıktan sonra Ethembey Parkı önünde toplanarak yürüyüşe geçti.

"UTANÇ MÜZESİ OLANA KADAR BURADAYIZ"

Alevi Dernekleri öncülüğünde çeşitli siyasi parti ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan gruplar, Seyrantepe Mahallesi üzerinde toplandıktan sonra Ethembey Parkı önünde toplanarak yürüyüşe geçti. Yaklaşık 15 bin kişilik kortej 3 kilometrelik yürüyüş ardından kent meydanı üzerinden Atatürk Caddesi'ni izleyerek eski Madımak Oteli'nin bulunduğu bina önüne geldi.

Ellerinde olayda yaşamını yitirenlerin fotoğraf, pankart ve dövizleri taşıyan grup, ' Sivas'ın ışığı sönmeyecek', ' Sivas'ın hesabı sorulacak' sloganları attı. Olayda yaşamını yitirenlerin aileleri ile milletvekilleri otel binasının önüne geldi. Burada bazı aleler içeriye girip anı köşesi önüne giderken, diğerleri tepki göstererek, bina 'Utanç Müzesi' yapılıncaya kadar içeri girmeyeceklerini söyledi. Bunun üzerine içeri girenler de dışarı çıktı.

22 YIL SONRA MADIMAK ÖNÜNDE

Anma etkinliği saygı duruşu ile başladı. Olayda hayatını kaybedenlerin isimleri tek tek okundu. Kortejde bulananlar ise 'Burada' diyerek karşılık verdi.

Olaylarda yaşamını yitirenler arasında yer alan şair Metin Altıouk'un kızı, CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, olaydan sonra ilk kez Sivas'a gelerek anma etkinliğine katıldı. Eski Madımak Oteli'nin bulunduğu binasının önüne gelen ve duygulu anlar yaşayan Altıok, hayatını kaybedenlerin yakınları ile tek tek ilgilendi.

Altınok'un yanı sıra HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan, CHP Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, CHP Sivas Milletvekili Ali Akyıldız, CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan ve HDP Diyarbakır Milletvekili Feleknaz Uca da otel önüne gelerek karanfil bıraktı. 22 yıl sonra ilk defa Sivas'a geldiğini belirten CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok, şunları söyledi:

"Bu dava biz 'bitti' demeden bitmez demiştik. Kim incinirse incinsin, karanlıklar aydınlansın demiştik. 22 yıl boyunca adaletsiz bir yolda acıyla, ağır bir yükle yürüdük. Ben 22 yıl buraya gelemedim. 22 yıl sonra artık başka bir sorumlulukla burada olmam anlamlı ve gereklidir, bir sorumluluktur. Bu nedenle de bugün ailelerimizle birlikte buradayım. 22 yıldır gelemediğim her sene bedenim olmasa da kalbim hep buradaydı. Bu mücadeleyi hep birlikte yürütüyoruz. Sonsuza kadar sürdüreceğiz. Gerçek suçlulular bulunana, tüm siyasi faili meçhul cinayetler aydınlatılana kadar, tüm katliamlar adalete kavuşana kadar, Türkiye insanlık hakları yasasına kavuşana kadar, zaman aşımı kaldırılana kadar mücadelemiz için konuşmaya, söz söylemeye devam edeceğiz. Baskıcı, zulmeden, susturanlara karşı direneceğiz ve ülkemiz için hayırlı olacak."

"KATLİAM ANLAYIŞI HÜKÜMETTE SÜRDÜRÜLÜYOR"

HDP Eş Genel Başkanı Figen Yüksekdağ ise, Madımak katliamının aydınlatılabilmesi ve sorumluların hesap verebilmesi için gerçek anlamda Türkiye'de adalet ve demokrasi değerlerine dayanılan siyasi bir yapının olması gerektiğini anlattı. Yüksekdağ, şunları söyledi:

"Ne yazık ki 22 yıl boyunca Türkiye'de siyaset anti demokratik yapıların sınavından geçti ve gerçek anlamda böyle bir yüzleşmeyi gerçekleştirecek bir siyasi irade ortaya koyulamadı. Ben aynı zamanda Sivas katliamı zihniyetinin bütün hükümetlerde aslında yaşamasının ve yaşatılmasının bir ifadesi olduğunu düşünüyorum. Bugün bu katliamın hala hesabı sorulamamış. Eğer zihniyet olarak demokratik bir zihniyete dayansaydı 22 yıl boyunca iktidar olan hükümetler bu katliamın adalet temelinin hesabını sorma iradesi gerçekleştirebilirdi. Son 13 yıl boyunca üstelik bu Sivas katliamını gerçekleştiren siyasi anlayışın biz Ak Parti hükümetinde sürdürüldüğünü, yaşatıldığını gördük. Çok acı bir şekilde. Geçen yıl bütün Alevi toplumunun ve bütün demokrasiye inanan insanların vicdanını kanata kanata zaman aşımı kararı verildi. Bu çok büyük bir ayıptı, büyük bir suçtu aslında. Ben 1 yıl önce mahkeme kapılarında ağlayan gözyaşı döken, kahrolan anneler babalar gördüm. Hala ağlıyorlar. Zaman aşımı kararı verilmesi aslında bu katliamı gerçekleştiren zihniyetle yargının ve siyasi iktidarın temelde hiç bir sorunun olmadığının ifadesiydi. İnsanlarımız bunun için kahroluyor. Hala o zihniyetin yaşadığını, hala o zihniyetin var olduklarını gördükleri için insanlarımız kahroluyor. Zaman aşımı kararı verildi ama tablo ne? Zaman aşındırıyor mu bu öfkeyi, bu acıyı. Artık bu halkımız sadece yanmaya, kaybetmeye mecbur değil. Artık bu halk mücadesiyle kazanıyor. Biz de bu kazanımın yolunu geliştirme, güçlendirme sözünü veriyoruz, Madımak'ın müze yapılması için. Bu davanın yeniden açılması ve hesabının sorulması için."

"TÜRKİYE BİR DAHA BU KARANLIK GÜNLERİ YAŞAMAYACAK"

CHP Genel Başkan Yardımcısı Bülent Tezcan ise Sivas katliamının, Madımak'taki katliamın yıllar sonra acısını hala yüreklerinde hissettiklerini belirterek şöyle dedi:

"Sivas'ın hesabının sorulmadığı, yargılamasının gerçekten arka plandaki faillerini ortaya çıkaracak şekilde yapılmadığı sürece, bölgede ve dünyada buna benzer çok sayıda katliamlarla ne yazık ki karşı karşıya kalabilme tehlikesi her zaman mevcuttur. 22 yıl önce burada aydınlarımız yakıldı, 22 yıl önce burada laik cumhuriyete dönük planlı, örgütlü, hunharca bir saldırıyla karşı karşıyaydık. 35 canımız bu alanda, bu meydanda yakıldı. Şimdi benzer provalar Ortadoğu'da, bölgede adı değişerek ya IŞİD, ya El-Kaide olup aynı katliamları, aynı hunharlıkla devam ettirmeye çalışıyorlar. Binlerce yıldan bu yana Anadolu topraklarında biz kardeşçe yaşadık. Anadolu toprakları dostluğun, kardeşliğin, yeşerdiği, büyüdüğü bereketli topraklar ve bu topraklara karanlık eller tarihimizin her döneminde gelip kavgayı, kini, zulmü ekmeye çalıştı. Dönem dönem bu zulüm ekme çabasında Madımak gibi aydınlarımızın, canlarımızın yakıldığı, karanlık dönemlerin hakim kılınmaya çalışıldığı acı hatıralarımızı yaşadık. Şimdi bugün burada Türkiye'nin dört bir yanından 35 aydınımızın yakınları sadece aileleri değil yürekleri onlarla beraber atan ve yanan 35 aydınımızın yakınları Türkiye'nin aydınlanma davasının savaşçıları bir araya geldi. Bu bir öfke patlaması değil. Bu Anadolu topraklarında barışın, kardeşliğin, özgürlüğün yeniden yaşatılması için gönülleri bir araya getirdiğimiz bir dostlar buluşması. Bu yüzden yüreklerini bugün 2 Temmuz'da Sivas Madımak'ta tutuşturan bütün yurtseverlere, bütün aydınlık Türkiye özlemiyle yaşayanlara Mustafa Kemal Atatürk'ün aydınlık Türkiye'si özlemiyle tutuşanlara selam olsun diyoruz. Milletvekilleri arkadaşlarımızla bugün buradayız. Türkiye bir daha bu karanlık günleri yaşamayacak. Yaşamamak için elimizden geleni hep beraber yapacağız."

"YOLUMUZ HEP AYDINLIK OLACAK"

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi Kılıçdaroğlu ise, 22 yıl önce bu binanın daha farklı olduğunu, neredeyse gün boyu alevleri izlediklerini söyledi. Kılıçdaroğlu, şöyme devam etti:

"Yaşı çok genç olanlar hatırlamaz. Aradan 22 sene geçmiş. O insanlar alevlerin, ateşlerin, dumanların arasında öldü. O alevler bizi daha da aydınlatacak. Yolumuz hep aydınlık, hep barış olacak. Buna gönülden inanıyorum. Ölenleri de rahmetle anıyorum."

CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan ise acıdan büyük görev olmadığını belirterek, "Biz bir çok şeyi acılarımızla öğreniriz. Burada insanlar umutlarını, adalet, özgürlük ve barış isteklerini, geleceğe dair sevdalarını büyütüyorlar. Umut ediyorum ki bütün bu acıların üzerine Türkiye gelecekte daha adil, daha özgür, daha barış içerisinde bir ülke olacak. Bütün bu etkinlikler bunun için düzenleniyor" diye konuştu.

"UTANÇ MÜZESİ OLANA KADAR BURADAYIZ"

Programda otobüs üzerinden otel önüne gelen kalabalığa konuşma yapan Pir Sultan Abdal Derneği Genel Başkanı Gani Kaplan, "Dün Sivas'ta katliamlar yapanlar ile bugün Roboski'de katliam yapanların aynı" dedi. Kaplan, şunları söyledi:

"Madımak utanç müzesini yapılmasını izin vermeyen, otele katillerin ismini yazan anlayış bu ülkenin geleceği olamaz. Sivas Olayları'nın zaman aşımına 'hayırlı olsun' diyenler bize hareket etmektedir. Bu dava mahşere kalmayacak. Bu davanın hakimi savcısı bizleriz. Madımak Oteli utanç müzesi yapılmadan her gün yanmaya devam edecek. Binadan iki katilin isimleri sökülmedikçe yanmaya devam edecek. Madımak utanç müzesi olana kadar biz bu alanlarda olmaya devam edeceğiz. Zaman aşımını tanımayacağız. Sivas'ın ışığı sönmeyecek."

Alevi Bektaşi Dernekleri Federasyonu Genel Başkanı Baki Düzgün, Madımak katliamının üzerinden 22 yıl geçtiğini belirterek olayların sorumlusunun devlet olduğunu ileri sürdü. Düzgün şöyle dedi:

"Bugün Irak'ta kafa kesen selefi grupların benzerlerinin, 'Yak ulan yak cehennem ateşi' diyerek katliam karşındaki hallerini unutmadık. Türkiye olayların arkasındaki karanlığı aydınlatamadı. Tıpkı Dersim'de, Çorum, Maraş, Gazi katliamlarının aydınlatılamadığı gibi. Dersim'in kayıp kızları gibi, Uğur Kaymaz, Koray Kaya ve 14 yaşındaki Berkin'in öldürülmesinden sorumlu olan aynı devlettir. Sivas katillerinin adını Madımak Oteli'ndeki anı tablosuna yazdırarak acılarımızla dalga geçen, katliamı unutturmak için Madımak adını kaldırıp İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi şeklinde tabelası astıran da nasıl bir mantıktır. Yitirdiğimiz tüm canlarımızı unutmadığımızı göstermek için örgütlenmeli ve bu zalim düzene karşı mücadele etmeliyiz."

"KATLİAMCILAR IŞİD İLE AYNI ZİHNİYETTE"

Avrupa Alevi Birlikleri Konfederasyonu Genel Başkanı Hüseyin Mat ise 22 yıl önce yaşamını kaybeden şehitleri özlem ve hasretle andıklarını belirterek, şunları söyledi:

"22 yıl önce burada canlarımızı alçakça katledenleri öfke ve şiddetle kınıyorum. Avrupa Alevi hareketi adına buraya 22 yıldır aralıksız gelerek inadına 'bu katliamın hesabını soracağız' diyenlere teşekkür ediyorum. Bu katliamı lanetlemek. Unutmamak ve unutturmamak için buraya geldik. Bu katliamların bir daha bu topraklarda yaşamaması için de mücadele etmek zorundayız. Bu toprakları biz yönetmeliyiz. Bunun tek koşulu halkların kardeşliğinden geçer. Hangi dili konuşursa konuşsun hangi inanca sahip olursa olsun yaşadığımız coğrafyayı kardeşlik ve sevgi ile donatmaya ısrarla devam edeceğiz. 22 yıl önce bu katliamı yapan barbarları Avrupa'ya da taşıyıp koruyup kolladılar. Dün Sivas'ta bizi katleden zihniyet ile bugün Rojava'da, Kobani'de, bütün dünya insanlığını katleden IŞİD barbarları aynı duyguya, aynı zihniyete sahiptir. Bugün şeriata karşı, faşizme karşı kim direniyorsa, kim savunuyorsa biz onların dostu, yoldaşı ve kardeşiyiz. Biz ısrarla bu katliamın hesabını sorana kadar buraya geleceğiz ve bir gün mutlaka kazanacağız."

'AYNI TEHLİKE BUGÜN DE DEVAM EDİYOR'

Alevi Kültür Dernekleri Genel Başkanı Doğan Demir ise 22 yıldan bu yana bıkmadan yürekli biçimde alanları dolduranlara teşekkür ederken, bu ülkenin aydınlık yüzü olarak bütün insanların birlikte mücadele etmesi gerektiğini bildiklerini söyledi.

Demir, "Bu katliamları yapanların tamamını şiddetle kınıyor, 'Lanet olsun' diyoruz. 2015 yılı, 21'inci Yüzyıl çok mu güvenli? 1993 yılında ne tehlike varsa bugün de Aleviler, çağdaş aydınlar için o tehlike devam ediyor. O gün hunharca canımızı katledenler ne yaptıysa bugün IŞİD aynısını yapıyor. Bugün katliamlar ülkemize de sıçrayabilir. Sokaklara inip, adalet, hukuk, insan hakları, özürlük, inanç özgürlüğü istioruz. Bütün insanların kardeşce yaşayabileceği bir dünya istiyoruz" dedi.

Hacı Bektaş-i Veli Anadolu Kültür Vakfı Genel Başkanı Ercan Geçmez ise, Sivaslıların da bu olayı kınaması gerektiğini ifade ederken, geçen 22 yılda bu hesabın sorulmadığını kaydederek, "Bu hesabın bu devlette sorulmayacağı bellidir. Bu hesap ancak Sivaslıların vicdanında sorulur. Gelin hep birlikte bu katilleri lanetleyelim. Biz bir daha Sivas'a geldiğimizde 'Sivas halkı katilleri istemiyor, katillerle yüzleşti' diyelim. Siz katilleri koruduğunuz sürece biz Sivas'a gelmeye devam edeceğiz. Biz Sivas'a Madımak utanç müzesi olsun diye geliyoruz. Bu ülke bu katliamlar ile yüzleşsin bir kez daha yaşanmasın diye geliyoruz" dedi.

"MÜZE OLANA KADAR İÇERİ GİRMEYECEĞİZ"

Olaylarda yaşamını yitiren halk ozanı Nesimi Çimen'in eşi Makbule Çimen, otel binası girişinde kapıyı yumruklayarak, "Olaydan sonra hastanede yattım ben 2.5 ay. Hiç birisi gelmedi sormadı. Ben otelin dördüncü katından ele ele tutarak indim aşağıya. İçim yanıyor" dedi.

Gülender Akça'nın annesi Sultan Akça ise, "Orası müze olana kadar içeri yasak, girmeyeceğiz içeri. 20 yaşında kızımı verdim" diye feryat etti.

Konuşmaların ardından semah grubu, otel önüne gelen otobüsün önünde bir süre semah döndü. Ardından kalabalık geldiği güzerahı kullanarak alandan ayrıldı.

Kaynak: Demirören Haber Ajansı / Güncel

Seyrantepe Mahallesi Kemal Kılıçdaroğlu Türkiye Sivas Politika Güncel Haberler

Bakmadan Geçme

1000
Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
title