Sivas olaylarının 27. yılı - SİVAS (2)
Sivas Valisi Salih Ayhan ve beraberindekiler, kentte 2 Temmuz 1993'te çıkan olaylarda hayatını kaybedenler için eski Madımak Oteli binasında oluşturulan anı köşesine karanfil bıraktı.
Sivas Valisi Salih Ayhan ve beraberindekiler, kentte 2 Temmuz 1993'te çıkan olaylarda hayatını kaybedenler için eski Madımak Oteli binasında oluşturulan anı köşesine karanfil bıraktı.
Ayhan, Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner, sivil toplum örgütü temsilcileri, kamu kurum ve kuruluşlarının müdürleri, Sivas Valiliği önünden yürüyerek İl Özel İdaresi Bilim ve Kültür Merkezi'ne dönüştürülen eski Madımak Oteli binasına geldi.
Vali Ayhan ve beraberindekiler, burada, olaylarda yaşamını yitirenlerin isimlerinin yazılı olduğu anı köşesine karanfil bıraktı, dua etti.
Ayhan, burada gazetecilere yaptığı açıklamada, 27 yıl önce 2 Temmuz 1993'te emin şehir, birlik ve beraberliği, kardeşliği özümsemiş bu güzel şehirde bir provokasyon neticesinde 37 vatandaşın vefat ettiğini anımsattı.
Öncelikle vefat eden vatandaşlara Allah'tan rahmet dileyen Ayhan, "Mekanları cennet olsun. Öncelikle Sivas'ın tarihine baktığımız zaman kadim bir şehir, derinliği olan bir şehirdir. Birçok medeniyete ev sahipliği yapmış, ilim irfan merkezi olmuş, Selçuklu'nun kalbi, Osmanlı'nın vicdanı, Cumhuriyet'in aklı olan bu sultan şehir maalesef o dönemin konjonktürünü düşündüğümüz zaman böyle müessif bir olay olmuştur. Asla Sivas'a ve Sivaslılara mal edilmesi mümkün değil." dedi.
O dönemdeki şartlara bakıldığında ülkenin birlik ve beraberliğine yönelik derin provokasyonlar planlandığına dikkati çeken Ayhan, şunları kaydetti:
"O dönem yüreğimiz yandı, acı hissettik. Bu acı, sadece bir grubun, bir kişinin değil, bazı grupların değil, Sivas'ımızın, tüm ülkemizin acısıdır. 27 yıl boyunca da bu acı bizi ayrıştırmadı, bütünleştirdi, beraberliğimizi de daha da pekiştirmiş oldu. Dolayısıyla bu anmamızda amacımız genel anlamda acımızı paylaşarak bu acı üzerinden de birlik ve beraberliğimizi pekiştirerek bir daha böyle müessif olayların olmamasını sağlamaya çalışmaktır. Olmayacağına da inanmaktayım. Artık milletimiz ferasetli, basiretli. Hiç kimse birbirini ötekileştiren bir anlayış içerisinde olmadı, olmayacaktır. Sevgiyi, huzuru, barışı, kardeşliği ekmek ve bunu beslemekle mükellefiz."
"Sivas ve katlim kavramlarını birlikte kullanmayalım"
Vali Ayhan, Sivas ve katliam kavramlarının hep bir arada kullanılmaya çalışıldığını belirterek, şöyle devam etti:
"Asla, milyonlarca Sivaslıya bunun mal edilmesinin, bu şekilde imanın dahi onları şiddetli şekilde rahatsız ettiğini özellikle ifade etmek istiyorum. Basın kuruluşlarımızdan da bunu özellikle rica ediyorum. Bu iki kavramı asla bir arada kullanmamanızı istirham ediyorum. Çünkü doğru kavramlar değil. Osmanlı'nın vicdanı, Cumhuriyet'in aklı olan bir şehrin önüne de arkasına da katliam kavramı kullanmak büyük bir sorumsuzluktur diye düşünmekteyim. Sivas Valisi, devletin valisi olarak ve Sivaslıları temsil eden birisi olarak da bunun doğru olmadığını ifade etmek istiyorum. Bundan sonra bu acımızı paylaşacağız, bu acı tüm Sivas'ın, bu dert tüm ülkenin derdi, bu acı tüm insanlığın acısı çerçevesinde değerlendirip daha da güçlenerek, birlik ve beraberliğimizi daha da artırarak yolumuza devam edeceğiz."
Kovid-19 tedbirleri kapsamında az sayıda katılımla anma yapıldı
Bu sene anmanın yeni tip koronavirüs (Kovid-19) tedbirleri kapsamında farklı olduğunu dile getiren Ayhan, "Kovid 19'la mücadele kapsamında geçmiş yıllara nazaran az katılımlı ama öz katılımlı, acımızı da unutmayacak şekilde bir anma programı icra edildi. Bu hassasiyetimize kulak veren, destek olan vakıflarımıza, derneklerimize, katılımcılara teşekkür ediyorum. Biz de protokol olarak, sivil toplum örgütleri olarak siyasi parti il başkanlarımızla biraz dar çerçevede ama o acıyı da unutmayacak şekilde programı icra ettik. Duyarlılık gösteren herkese teşekkür ediyorum. Metanetle, suhuletle güzel bir süreçle hiçbir olumsuzluğa mahal vermeden inşallah bu günü de atlatmış olacağız." diye konuştu.
Ayhan, anma programının gelecek yıllarda tertip komitesi ile Sivas'taki kamu otoritelerinin birlikte program yapacağı şekle dönüştürülmesi gerektiğini düşündüğünü de sözlerine ekledi.
"Gönlümüzdeki sevgi tohumlarını ekmek için geliyoruz buraya"
Cem Vakfı Genel Başkanı Erdoğan Döner de 2 Temmuz ve 5 Temmuz 1993'te dünyada benzeri görülmemiş çok acı olaylar yaşandığını, bunların hem Türkiye hem insanlık için birer karar leke olduğunu vurguladı.
"Madımak'ta yaşanan katliam, Başbağlar'da yaşanan katliam, Çorum ve Maraş'ta yaşanan katliamı yapan eller, aynı ellerdir" diyen Döner, "Biz bunu çok iyi biliyoruz. Biz her sene buraya gelirken Sivas'tan seslenerek söylüyorum, kin, nefret, cebir ve şiddet tohumlarını değil, gönlümüzdeki sevgi tohumlarını ekmek için geliyoruz buraya. Sivas'ımıza gelirken o gönlümüzü açarak geliyoruz. Şunu da belirtmek istiyorum, o gözleri kör olanlar, gönülleri kapalı olanların da gözlerinin ve gönüllerinin açılacağını çok iyi biliyorum." ifadelerini kullandı.
Döner, tarihte acı olayların yaşandığı Sivas'ın, Erzincan'ın, Çorum ve Kahramanmaraş'ın kadim şehirler olduğunu dile getirdi.
"Biz buradan Başbağlar'a gideceğiz"
"Bu sevgiyle, barışla, hoşgörüyle uzanan ellerimiz Kerbela şehitlerinin elleridir, ehlibeyt dostlarının elleridir" diyen Döner, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu elleri tutun, bu elleri hep beraber tutalım. Bu ülkeyi çocuklarımıza, gelecek nesillerimize barış içerisinde, hoşgörü içerisinde yaşayacakları bir ülke olarak armağan edelim. Biz buradan Başbağlar'a gideceğiz, oradaki canlarımızı da anacağız. İnancımız gereği, hiçbir inanç kendi inancımız dahil, insanın insan tarafından öldürülmesine asla izin vermez. Bu insanlığa da aykırı, insanlık onuruna da aykırı. Bu topraklarda Aşık Veyseller, Pir Sultan Abdallar yetişti. Onlardan sevgi ve hoşgörü dışında hiçbir kelime duymadık. Biz onların sevgisiyle yoğrulmuş, onların hoşgörüsüyle yoğrulmuş bir neslin çocuklarıyız. Sivas topraklarının çocukları olarak sesleniyoruz. Sevgiyle, hoşgörüyle beslenen toprakların çocukları olarak sesleniyoruz. Bu ülkede artık bu tarz olaylar yaşanmasın. Madımak'ın acısını da sevgimizle hoşgörümüzle hep beraber unutturalım. Burayı da Sayın Valimden izin alarak söylüyorum. Burayı bir insanlık müzesi haline getirelim. Kendimizin terbiye edileceği bir insanlık müzesi olarak dizayn edelim. Buraya gelen insanlar Sivasımızın kardeşliğini, hoşgörüsünü, sevgisini görsün. Sivaslının mayasında olan hoşgörüyü görsün."
