Solingen Faciasının 20. Yıl Dönümü
Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Solingen faciasının üzerinden geçen 20 yılın acıları dindirmediğini belirterek, "O günden bugüne başka Solingenler olmasın diye gayret ediyoruz ama maalesef önüne geçilemedi."
.Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Solingen faciasının üzerinden geçen 20 yılın acıları dindirmediğini belirterek, "O günden bugüne başka Solingenler olmasın diye gayret ediyoruz ama maalesef önüne geçilemedi. Bundan fevkalade rahatsızız. Münih'te devam eden NSU terör örgütü davasında, bütün karanlıkların aydınlığa kavuşturulduğu, bütün soruların cevap bulduğu bir yargılama süreci işletilmesini ve sonunda da 'adalet yerini buldu' dedirten bir kararın ortaya çıkmasını bekliyoruz" dedi.
Bozdağ, beraberindeki heyetle, 20 yıl önce aşırı sağcılar tarfından Solingen kentinde kundaklanan evde iki kızı, iki torunu ve yeğenini kaybeden Mevlüde Genç ve ailesini ziyaret etti. AK Parti İstanbul Milletvekili Feyzullah Kıyıklık, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu, Yurtdışı Türkler ve Akraba Toplulukları Başkanlığı Başkanı Kemal Yurtnaç, Düsseldorf Başkansolosu Fırat Sunel ile Genç ailesini ziyaret eden Bozdağ, Mevlüde Genç ve eşi Durmuş genç'le sohbet etti.
Aileye başsağlığı dileyen, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da selam ve başsağlığı dileklerini ileten Bozdağ, Solingen faciasının üzerinden 20 yıl geçtiğini, ancak geçen sürenin acıları dindirmediğini söyledi. Bozdağ, şöyle devam etti:
"20 yıl bu acıyı dindirmedi. Dileğimiz o ki hiç olmazsa başka Solingenler olmasın. Bundan sonra ırkçılık, Neonazi terörü ve başka tür ayrımcılıklar nedeniyle ne bir Türk vatandaşının ne de bir başka insanın burnu kanasın. Hiç kimsenin burnu kanamasın. Herkes birlikte huzur içinde, refah içinde, güvenlik içinde, barış içinde yaşama imkanı bulsun. Tabii Mevlüde annemiz 'her yıl acımızı tazeliyor' dedi. Doğru, her yıl anmalar bu acıyı tazeliyor. Keşke tazelenmezse ama yapacak da bir şeyimiz yok. Dileğimiz bu tazelenen acılar, yeni acıların olmasını engeliyor. Hem Türkiye'de hem Almanya'da hem başka yerde aşırılıklar karşısında, ırkçılıklar karşısında, ayrımcılıklar karşısında bütün toplum kesimleri tek ses olur, tek yürek olur, birlikte tavır koyar ve bundan sonra böylesi olaylar olmasın."
Solingen'de sadece Mevlüde annenin ciğerinin yanmadığını ifade eden Bozdağ, "Hepimizin ciğerleri dağlandı, hepimizin ciğer pareleri yandı. O günden bu güne biz başka Solingenler olmasın diye gayret ediyoruz ama maalesef önüne geçilemedi. Başka yavrularımız, başka ırkçı teröre kurban gitti, hayatlarını kaybettiler. Hala yüzlerce saldırı, camilere karşı, işyerlerine karşı, sivil toplum kuruluşlarına karşı, insanlarımıza karşı, bir tane değil, on tane değil, yüz tane değil, yüzlerce saldırı yapılabilmektedir. Tabii bundan fevkalade rahatsızız. Mevlüde annemiz de söyledi, ırkçılığın artmasından rahatsız olduğunu ifade etti. Biz de rahatsızız" diye konuştu.
"NSU davasında da adil bir karar bekliyoruz"
Bu noktada ülke yöneticilerine büyük görevler düştüğünü belirten Bozdağ, olayların aydınlatılması ve bütün arka planlarının ortaya çıkarılması son derece önemli olduğunu kaydetti. Bozdağ sözlerini şöyle sürdürdü:
"Eğer hadisler aydınlatılır, tüm sorular cevaplandırılır, arka planlar ortaya çıkartılırsa ve yargıya da teslim edilir, yargı da hak edilen cezayı tayin ederse o zaman bu tür cinayetleri planlayan karanlık insanlar, 'Yaptıklarımız yanımıza kar kalmıyor, mutlaka hesap vermek durumunda kalıyoruz' der ve bu konuda cesur adım atamazlar ve bu konuda suç işleyecek davranışlar ortaya koyma noktasında bu cezalar caydırıcı fonksiyon icra eder. Ama hadiseler aydınlatılmaz, hak edilen cezalar verilmezse, o zaman karanlıkta kalanlar 'Bizi himaye ettiler, bir iki kurbana ceza verdiler' der. Himaye edilenler başka tür Solingenleri meydana getirmek için çaba içerisinde olurlar."
Bu konuda bütün soruşturma ve yargılarmaların her tür soruyu cevaplayacak genişlikte ve derinlikte yürütülmesinde ve karanlıkta hiç bir alanın bırkılmamasında fayda olduğunun altını çizen Bozdağ, "Bu vesileyle Münih'te devam eden Nasyonalsosyalist Yeraltı (NSU) terör örgütü davasında da aynı hassasiyeti beklediğimizi, bütün karanlıkların aydınlığa kavuşturulduğu, bütün soruların cevap bulduğu bir yargılama süreci işletilmesi beklediğimizi ve sonunda da 'adalet yerini buldu' dedirten bir kararın ortaya çıkmasını beklediğimizi ifade etmek isterim" şeklinde konuştu.
Bu olayla ilgili kamu ayağının da soruşturulmasında fayda olduğunu ifade eden Bozdağ, şunları söyledi:
"Çünkü bir hadise oluyor ve bu hadisenin üzerinden yıllar geçiyor ve bu yılların içerisinde ihmallerin olduğu çok açık. Daha işin başında aileyi suçlu göstermek, tavırların ortaya koyduğu haksızlıklar bir yana bu hadisenin 'görmezden mi gelindi, üzeri mi örtüldü' veya 'örtülmek mi istendi'. Neler oldu. Burada kimlerin ihmali var, kimlerin kusuru var, kimlerin kastı var. Bunun üzerinde yeteri kadar durulmadı kanatindeyiz. Bu soruların üzerinde durulmasında fayda var. Eğer kamunun içinde birileri varsa ozaman onların da yargının önüne çıkarılmasını beklemek bizim hakkımız."
Kimsede kusur olmamasının araştırmalar sonucunda ortaya çıkarılması gerektiğini, bazılarının görevden alınarak veya emekli edilerek bu meslenin kapatılmasının doğru olmadığını belirten Bozdağ, bunun üzerinde durulmasını istedi.
Toplumun her kesiminin ırkçılık karşısında ortak duruş sergilemesi gerektiğini ifade eden Bozdağ, dünyayı tehdit eden en büyük tehdidin ırkçılık olduğunu kaydetti. Irçılık yüzünden milyonlarca insanın öldüğünü belirten Bozdağ, "Avrupa en fazla bedel ödeyen coğrafyadır. Türkiye'de de 30 yıldır bir ırkçı terör var. Biz de onun bedelini ödüyoruz" dedi.
Irkçılığın insanların arasını bozmaktan başka bir işe yaramadığını, bu yüzden ırkçılık konusunda tedbir alınması ve bunun doğmasına izin verilmemesi gerektiğini belirten Bozdağ, siyasetçilerin oy kaygısyla ırkçı düşüncelere toleranslı davranmamasının önemine vurgu yaptı.
Mevlüde Genç'in "Ne Türkiye devletine ne de Alman devletine bir nefretim olmadı. Başkan canlar yanmasın" ifadesini önemsediğini belirten Bozdağ, "Böylesi bir olgunluğu göstermek her babayiğidin, her ananın gösterebileceği şey değildir. İşte Anadolu kadının en güzel örneğini Mevlüde anmız gösteriyor. Kimseyi suçlamıyor" ifadesini kullandı.
Bozdağ, Türk devletinin, yurt dışındaki vatandaşlarının yanında olduğunu bir kez daha vurguladı.
"Acılar ağır geliyor, dayanamaz oldum"
Solingen faciasında kızları, torunları ve yeğenini kaybeden Mevlüde Genç de şunları kaydetti:
"Benim devletim, milletim yanımda olduktan sonra hiç farketmez. Sizler yanımda oldunuz, acımı paylaşmaya geldiniz. Tabii ki biz bu iki ülkenin insanları olduk. Bizim birbirimize kucak açmamız lazım. Bu toplum içinde birlik içinde yaşayacağız. Onun için benim sizlerden dileğim, bizleri boş bırakmayın. Bundan sonraki programlar da dayanılmaz oldu, acılar ağır geliyor. 5 evladını kaybettikten sonra her zaman televizyon karşısında, gazeteciler karşısında beynim de yoruldu, dayanamaz oldum."
43 yıldan beri Solingen'de olduğunu ve burada kalacağını ifade eden Genç, "Bu ülkenin parçasıyız. Yabancılık düşünmüyoruz. 43 yıldır Almanya'dayım. Solingen'de yaşayacağım. Türkiye doğduğumuz, burası doyduğumuz yer oldu. Biz bu ülkede, toplum içinde yaşayacağız. Sizlerden rica ediyorum, ırkçılık sinyal vermeye başladı. Bunların önlenmesi lazım" dedi.
Resmi anma töreni düzenlenecek
Bu arada, Solingen faciası bugün düzenlenecek etkinliklerle anılacak. Resmi anma törenine, Başbakan Yardıcmısı Bekir Bozdağ'ın yanı sıra Alman hükümetinin Uyumdan Sorumlu Devlet Bakanı Maria Böhmer, Kuzey-Ren Vestfalya eyaletinin Başbakan Yardımcısı Sylvia Löhrmann, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Hüseyin Avni Karslıoğlu ve Solingen Belediye Başkanı Norbert Feith katılacak.
Anıt önünde düzenlenecek anma töreninin ardından kentin belediye meydanında "Problem ırkçılıktır" sloganıyla anma mitingi yapılacak.
Solingen'de 29 Mayıs 1993 tarihinde meydana gelen kundaklama olayında 4 aşırı sağcı, Genç ailesinin oturduğu evi kundaklamış ve yangın sonucu Hatice Genç, Hülya Genç, Saime Genç, Gülistan Öztürk, Gülsün İnce hayatını kabetmişti. Daha sonra yargılanan 4 Neonaziden 1'i 15 yıl, diğerleri 10'ar yıl hapis cezası almıştı. - Ankara