Soma'da Oğlunu Kaybeden Anne: Cehennemde Oğlumu Göremem Diye İntihar Edemedim
Maden ocağında iki çocuğunu kaybeden Elmas Kaya, "Allah korkusuna intihar edemedim. 'Allah beni cehennemine atar, orada da oğlumu göremezsem ölüm de bir işe yaramaz' dedim." dedi.
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, 301 işçinin öldüğü Soma'daki maden faciasında acılı ailelerle TBMM'de basın toplantısı düzenledi.
''PARANIZ DA KİRLİ BAĞLANTILARINIZ DA YETMEZ''
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Soma'da 301 madencinin hayatını kaybettiği madeni denetlemesi gerektiği halde denetlemeyenler, madene izin verenler, kapasite üzerinde çalışmasını teşvik edenler yargılanmadığı sürece Soma'ya adalet gelmeyeceğini belirterek, "Alp Gürkan, Can Gürkan, her şeye paran yeter ama bizim adalet arayışımızın önüne geçmeye paranız da kirli bağlantılarınız da yetmez." dedi.
Özel, "adalet arıyoruz" diyerek Meclis'e gelen, Soma'daki maden faciasında hayatını kaybedenlerin aileleriyle basın açıklaması yaptı. Soma faciasından bu yana bin 25 gün geçtiğini anımsatan Özel, ailelerin adalet arayışının devam ettiğini söyledi.
1024 GÜNDÜR DÖKÜLEN GÖZYAŞI
Facia yaşandığında Soma'nın adını bile bilmeyenlerin, bin 24 gündür Soma için gözyaşı döktüğünü ifade eden Özel, 80 milyonun yüreğinde Soma'nın acısının bir mum gibi yandığını dile getirdi.
Özel, bütün ailelerin avukatlığını ücretsiz üstlenen Çağdaş Hukukçular Derneği ve Soma'da kurulan Sosyal Haklar Derneğinin ailelerin yanında olduğunu vurguladı.
Soma ateşinin yanmaya devam ettiğine dikkati çeken Özel, verilen sözlerin tutulmadığını, ölenlerin sivil şehitlerin haklarından yararlanamadığını belirtti.
Ailelerin beklentilerinin para değil, adalet olduğunun altını çizen Özel, madeni denetlemesi gerektiği halde denetlemeyenler, madene izin verenler, kapasite üzerinde çalışmasını teşvik edenler, maden ruhsatına anayasaya aykırı olarak imza atanlar yargılanmadığı sürece Soma'ya adalet gelmeyeceğini savundu.
''ACABA BU İŞİ FETÖ'YE BAĞLAYABİLİR MİYİZ''
Özgür Özel, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'dan açıklama beklediklerini söyleyerek, şu değerlendirmeyi yaptı:
"Soma'daki mahkeme heyeti hakkında bir soruşturma var mı? Çünkü şirket, 'Mahkeme hakkında bir soruşturma var ama gizli.' söylentisi yayıyor. Adalet Bakanı, Somalılar için 'Mahkeme hakkında herhangi bir soruşturma yoktur, mahkemenin kararı ne olursa olsun o hakimlerin anayasal teminatı yanında ben de Adalet Bakanı olarak teminat veriyorum, karar ne olursa olsun bu mahkemenin başına bir şey gelmeyecek' desin. Akhisar Cumhuriyet Başsavcısı tarafından yürütülen gizli soruşturma var. Şirket olanca gücüyle, parasıyla, puluyla Ankara'da bir takım temaslar yapıp, 'acaba bu işi FETÖ'ye bağlayabilir miyiz' diyor. Alp Gürkan, Can Gürkan, her şeye paran yeter ama bizim adalet arayışımızın önüne geçmeye paranız da kirli bağlantılarınız da yetmez."
"VERELİM PARAYI, VERSİNLER CANLARIMIZI"
Sosyal Haklar Derneği Genel Başkanı Melda Onur, bin 25 günün sonunda davada bir aşamaya gelindiğini, alt kadrodaki bir iki yöneticiye suçu yükleyip, huzur bulan patron dönemini sona erdirecek bir dönemece geldiklerini söyledi.
Onur, bu noktadan itibaren kapalı kapılar ardında bazı hesapların görüldüğünü savunarak, "Adaleti adalete bırakalım, bugün yargılananlar Ankara'da çeşitli odaklarla görüştüklerini ifade ederek, sanki mahkeme heyetine bir ayar vermek ihtiyacı hissediyorlar. Değerlendirilmiş bir takım deliller, patron lehine tekrar değerlendirilmek üzere bir yönlendirme yapılıyor. Mahkeme heyeti üzerinde bir baskı yapılmaması için buradayız." diye konuştu.
Maden ocağında hayatını kaybeden Uğur Çolak'ın babası İsmail Çolak, TBMM'ye adalet aramaya geldiklerini, sermaye yöneticileriyle avukatlarının, mahkeme heyetine aba altında sopa göstererek, bir takım baskılar oluşturarak, heyeti etkilemeye çalıştığını öne sürdü.
''KAFAMI DUVARA VURA VURA NE YAPACAĞIMI ŞAŞIRDIM''
Maden ocağında iki çocuğunu kaybeden Senem Yıldırım, çok acı çektiğini dile getirdi.
Oğlunu kaybeden Elmas Kaya, adalet aramaya geldiklerini, adaletin sadece duvarlarda yazılı olmaması gerektiğini ifade etti. Kaya, "Adalet bizim için de olsun, sadece zenginler için olmasın. Kafamı duvara vura vura ne yapacağımı şaşırdım. Allah korkusuna intihar edemedim. 'Allah beni cehennemine atar, orada da oğlumu göremezsem ölüm de bir işe yaramaz' dedim. Çok zor nefes alıyorum." dedi.
301 işçinin hayatını kaybettiği madende çalışan, ancak şimdi işsiz olduğunu söyleyen Ercan Çetin Yılmaz, işverenin, kendisinden davasını geri çekmesini istediğini belirtti. Yılmaz, davasını geri çekenler için ise iş imkanı sunulduğunu, kendilerinin ise hiçbir yerde iş bulamadığını anlattı.
Leyla Canbal da suçluların cezasını çekmediği için eşinin mezarı başında vicdan azabı çektiğini dile getirdi.
Uğur Çolak'ın annesi Gülsüm Çolak da para istemediklerini kaydederek, "Bizi parayla sustu sanıyorlar. Verelim parayı, versinler canlarımızı." ifadesini kullandı.