Soma'daki Maden Faciası Davası
Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin davanın görülmesine devam edildi.
Manisa'nın Soma ilçesinde 301 işçinin yaşamını yitirdiği maden faciasına ilişkin davanın görülmesine devam edildi.
Akhisar Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuklu yargılanan Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, Soma Kömür İşletmeleri AŞ Genel Müdürü Ramazan Doğru, İşletme Müdürü Akın Çelik, Teknik Müdür İsmail Adalı, Teknik Nezaretçi Ertan Ersoy ve Emniyet Teknikeri Mehmet Ali Günay Çelik ile bazı tutuksuz sanıklar, mağdur aileleri ve taraf avukatları ile önceki duruşmada birleştirilen dosya kapsamında ifadeleri alınan tutuksuz sanıklardan Murat Bodur katıldı.
Duruşmada, dava dosyasına gelen evraklar okundu.
Önceki duruşmalarda Alp Gürkan'ın avukatı Kadir Çekin tarafından mahkemeye sunulan Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Okay Aksoy tarafından hazırlanan "metan parlamasıyla" ilgili 48 sayfalık rapor ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Kerim Aydıner tarafından hazırlanan "Alt Yapı Yatırımlarının Yeterliliği" konularındaki raporlara ilişkin, bilirkişi heyetinin görüşleri duruşmada okundu.
Bilirkişi heyeti değerlendirmesinde, mahkemeye sunulan iki raporda kazanın oluşumuyla ilgili bilgileri değiştirecek yeni bir sonuç ortaya konmadığı ifade edildi.
Tutuklu sanıklar ve müdafi avukatları ise bilirkişi heyetinin bu değerlendirmesiyle daha önce açıklanan bilirkişi raporlarının çeliştiğini ileri sürdü.
Değerlendirmenin yeni bir rapor olarak görülmesi gerektiğini ileri süren tutuklu sanıklar ve avukatları, buna göre savunma yapmak için süre talebinde bulundu.
Tutukla sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri AŞ Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, raporlar arasında çelişkiler ortaya çıktığını savundu.
Olayla ilgili yeni bir heyetten daha görüş alınması gerektiğini öne süren Gürkan, "Tezler çürümüştür. Yerinde yapılan raporlara ters düşülmüştür. Olayla ilgili TBMM Araştırma Komisyonu ile Bakanlık müfettişlerinin hazırladığı raporlar olmak üzere iki ayrı olay yeri tespiti vardır. Olay yerindeki görgü tanıkları, bu raporlara göre yalancı tanık olarak değerlendirilmelidir. Raporlar arasında çelişki vardır, bu sebepten dolayı yeni bir heyetten yeni bir görüş alınmalıdır. Esasa ilişkin bütün mütalaamız değişmiştir, bilimsel bir savunma yapmak için ek süre talebinde bulunuyorum" dedi.
Cumhuriyet Savcısı Şükrü Akyıl da esasa ilişkin mütalaasını vermek için süre talebinde bulunarak tutuklu sanıkların tutukluluk hallerinin devamına karar verilmesini talep etti.
Tutukluluk haline itiraz eden Can Gürkan, "Ülkemizde çok şey oluyor, görüldüğünden farklı çok şey oluyor. Muhsin Yazıcıoğlu'nun ölümünün de kaza olmadığı suikast olduğu ortaya çıktı. Maddi gerçek çok önemli, delile dayalı maddi gerçeğe ulaşamıyoruz. Rapor ideolojiktir, bilimsellikle alakası yoktur" dedi.
Müdafi avukatları da sanıkların tutuklu bulundukları süre göz önüne alınarak tahliyelerini talep etti.
Mahkeme Başkanı Ballı, duruşmaya ara verdi.
Olay
Manisa'nın Soma ilçesi Eynez mevkisinde Soma Kömür İşletmeleri AŞ tarafından işletilen ocakta 13 Mayıs 2014'te çıkan yangında, galerilerin dumanla dolması sonucu 301 madenci hayatını kaybetmiş, 162 işçi kurtarılmıştı.
Açılan davada tutuklu 6 sanık ile tutuksuz yargılanan vardiya amirlerinin "olası kasıtla öldürme" suçundan 301 kez 20 yıldan 25 yıla, "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama" suçundan da 162 kez 2 yıldan 6 yıla kadar hapisle cezalandırılmaları isteniyor.
Tutuksuz 38 sanık hakkında ise "taksirle birden fazla kişinin ölümüyle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçundan 2 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası istenirken, bunlardan 25'i hakkında da bu suçları "bilinçli taksirle" işledikleri iddiasıyla aynı aralıktaki cezanın üçte birden yarısına kadar artırılarak uygulanması talep ediliyor.
Akhisar Cumhuriyet Başsavcılığı'nın şirketlerin sahibi Alp Gürkan ile yöneticileri hakkında "bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma" suçlarından açtığı dava da ocak ayında ana davayla birleştirilmişti.