Haberler

    Soma Komisyonu İşçileri Dinledi

    Güncelleme:
    Abone Ol

    Soma'daki Maden Faciasını Araştırma Komisyonu üyeleri, 301 kişinin yaşamını yitirdiği madende çalışan ve olaydan sağ kurtulan işçileri dinledi.

    Soma'daki Maden Faciasını Araştırma Komisyonu üyeleri, 301 kişinin yaşamını yitirdiği madende çalışan ve olaydan sağ kurtulan işçileri dinledi. İşçiler, çalışma koşulları, taşeronlaşmanın yarattığı olumsuzluklar, kar hırsı, eğitimlerin yetersizliği konularında şikayetlerde bulundu.ÖZETLE

    İşçiler, dinlendi.

    Şikayetlerini ilettiler.

    Konuşmalar tutanaklarda.

    Başkanlığını AK Parti Aksaray Milletvekili Ali Rıza Alaboyun'un yaptığı Soma'daki Maden Faciasını Araştırma Komisyonu'nun üyeleri, Rıfat Dağdelen Anadolu Lisesi Konferans Salonu'nda, ilk olarak faciadan kurtulan işçilerle biraraya geldi. İşçilere geçmiş olsun dileğini ileten Başkan Alaboyun, olayın ardından Çalışma Bakanlığı müfettişleriyle yaptığı görüşmeler sonrası ortaya çıkan istatistikleri paylaştı. Alaboyun şunları aktardı:

    "1980-2013 yılları arasında madenlerde 4 ve üzeri ölümle sonuçlanan olay sayısı 28. Bunlardan 27'si yeraltında yaşanmış. 28 olayda 739 can kaybı olmuş. Bu ölümlerden 728'i yeraltındaki kömür işletmelerinde yaşanmış. 20 grizu patlamasında 650, 3 göçük olayında 26, 2 yangında 26 kişi yaşamını yitirmiş. 301 kişinin yaşamını yitirdiği bu olay haricinde 28 büyük kazada, can kayıplarının yüzde 98.5'i yeraltında yaşanmış. Maden kazalarında meydana gelen ölümler, iş kazalarının 15-20 katı. Türkiye'de artık maden konusunda, kömür işletmeciliğine yönelik apayrı bir düzenleme yapmamız gerekiyor. Keşke, tedbirler zamanında alınmış olsaydı böyle bir komisyon buraya gelmeseydi. Ancak, komisyonumuzun çalışmaları, benzeri faciaların yaşanmaması için yeni adımlara neden olacak."

    "Taşeronlaşmaya karşıyız"

    Daha sonra söz alan madencilerden Taner Yıldırım, 12 yıldır olayın yaşandığı madende çalıştığını belirterek şunları söyledi:

    "Daha fazla ölmek, sömürülmek istemiyoruz. Taşeronlaşmaya karşıyız. Bizler bin 300 lira alırken, taşeronlar daha fazla alıyorlar. Denetlemeleri görmüyoruz. Sendika temsilcilerini nasıl seçtiğimizi bilmiyoruz, özgürce yapılmıyor. Denetlemeler sırasında üretim alanları kapatılıyor. Ana galeri denetlenip gidiliyor. Üretim alanlarında ise denetim yapılmıyor. Bu bir rant kavgasıydı. Çavuşlar, emniyetçiler güvenliği sağlamak yerine hep işçilerin başında. İşleri hep üretmek. Daha güvenli havalandırma çıkışı olsa yangın olmayabilirdi."

    "Küçük küçük ihmaller vardı"

    İşçilerden Selahattin Şen ise olay günü yaşadıklarını şöyle anlattı:

    "2009 yılında facianın olduğu madende tekrar işe başladım. Mesleki hayatımda, Zonguldak'ta, 2 yıl madencilik konusunda eğitim aldım. Ama son girdiğim bu şirkette bu tür eğitimler yoktu. Olay günü, saat 14.40'da, bantlar durdu. Rahmetli olan mühendis İbrahim Çelik, neden durduğunu öğrenmek için telefon etmek istedi. Ancak edemedi. Bir üst kattaki telefona giderken gördüğümüz bir arkadaş, 'bantlar yanıyor, alev topu gibi geliyor' dedi. 'Bandı kesin dedik' arkadaşlara, onlar da kesti. Yoğun bir duman kapladı etrafı. Kapıları açıp başka bir yere yönlendik. Toparlanarak 142 kişiye ulaştık. Biz, bulunduğumuz yerde etkilenmiyorduk, gazı da hissetmiyorduk. Ancak saat 19.30'da havamız kesildi. Çare aramaya başladık. Başka bir ayağa gittik. Herkese demirleri ısıracağız dedik. Çünkü, demirde oksijen var. Beynimizin ölmemesi için böyle oksijen aldık. Bu sırada iki arkadaşımızı, dışarı çıkması için görevlendirdik. Onlar dışarı çıktılar. 21.00'den sonra ters hava verildi. O da bizi mahvetti. Daha sonra temiz hava tekrar gelince yürümeye başladık. Dışarı öyle çıktık. Kömürde zaten gaz var. Kaçınılmaz ama bu gazları alınacak önlemlerle asgariye indirip öyle çalışmamız gerekiyor. Çalışan insanlar, evlerine aynı şekilde sağlam dönmeli. Bunu çalıştıranlar düzenlemeli. 301 insanımız, evlerine sağlam dönmediyse çalıştıranların ihmali vardır. Bizim ocağımızda da küçük küçük ihmaller vardı. Bu ihmaller 301 cana mal oldu. Araştırıldığında görülecektir. Olayın nedeni de yangın."

    "Parti mitinglerine götürülüyoruz"

    Madenci Şen, ayrıca, "İş akdinizi fesh ederiz diye parti mitinglerine götürülüyoruz. 30 lira yevmiye alıyoruz. Hafta tatili olanlar dahi mecbur gitmeye. Yevmiyeler verildi. Benzinli araçlar için 150, gazlı araçlar için 100 lira. Yediğimiz yemeklerin parasını da aldık. Fişlerini verip paramızı muhasebeden aldık" dedi.

    "Arkadaşlarım ocakta bekletilmişler"

    Madencilerin ücret, emeklilik konularında düzenlemeye ihtiyacı olduğunu dile getiren Çavuş Hayrettin İrki ise, "14 yıllık maden tecrübem var. Bu saatten sonra geride kalan işçiler için iyi koşullarda ocaklar istiyoruz. Bu kazaya maruz kalan işçilerin, neden hemen dışarı sevkedilmediği kafamda soru işareti. Denetim yapan mekanizmanın ocakların bulunduğu bölgeden yapılması gerektiğini düşünüyorum. İş güvenliği uzmanları, işverenden değil devletten maaş alarak duruma müdahale etmesi daha doğru. Ocaklarda yangın olabilir. Ama böyle bir olayda işçilerin hızlıca dışarı sevkedilmesi gerekiyor. Bana göre bu yaşanan tecrübesizlikten kaynaklanıyor. İşçilere de bu tip olaylarda nasıl hareket etmeleri konusunda daha açıklayıcı eğitimler verilmeli. Buradaki sorun, işçilerin başındaki amirlerdir. Kırmızı alarm verip dışarı çıkın talimatı verebilirlerdi. Ancak ocakta gördüğüm, insanlarda dışarı çıkmak için çaba olmamış, beklemişler. Yemek çantaları, teçhizatlarını bile yanlarına almışlar. Böyle bir durumda onları almak düşünülmez. Ana bant boylarında bir tane cenazeye denk gelmedik. Çıkmaya çalışmamışlar. Bu arkadaşlar belli yerde bekletilmişler" diye konuştu. İrki, madende eğitimin çok kısa yapıldığını, tatbikat ve yapay yangınlarla eğitimin genişletilebileceğini sözlerine ekledi.

    "Kamunun elindeyken bu tip kazalar yoktu"

    İşçi Mustafa Şalay da, "Kamunun elindeyken bu tip kazalar yoktu. İşe zorlayan yoktu. İşçiler karı arttırmak için daha çok çalıştırıldı. Buralar kamunun eliyle işletilsin, sürekli her an denetlenebilir olması gerekiyor. Daha güvenli olacaksa kamu eliyle buralar yönetilmeli, daha sağlıklı koşullar yaratılmalı. Özel sektörde, topuk denilen bölgelerde kömürü bırakmamız gerekirken, onu da aldırıyorlar. Karşılığı yangına sebep oluyor. Soma'da çok grizuyla karşılaşmıyoruz. Yangın, göçük oluyor.  Buna yönelik birebir önlem alınabilir" dedi. Komisyon tarafından diğer işçilerde dinlenirken, konuşmaları tutanak altına alındı.

    Kaynak: Aljazeera.com.tr / Güncel

    Soma Komisyonu Ak Parti Aksaray Politika Güncel Haberler

    Bakmadan Geçme

    1000
    Yazılan yorumlar hiçbir şekilde Haberler.com’un görüş ve düşüncelerini yansıtmamaktadır. Yorumlar, yazan kişiyi bağlayıcı niteliktedir.
    title