"Son Akşam Yemeği" filmi için Çankaya Köşkü yeniden inşa edildi
CineGenna'nın Cumhuriyet kurulmadan bir önceki 28 Ekim 1923 akşamını anlattığı "Son Akşam Yemeği" filmi 27 Ekim'de vizyona girecek.
CineGenna'nın Cumhuriyet kurulmadan bir önceki 28 Ekim 1923 akşamını anlattığı "Son Akşam Yemeği" filmi 27 Ekim'de vizyona girecek.
Çekimlerinin çoğu Ciner Stüdyoları'nda kurulmuş dekor sette gerçekleştirilen film için Çankaya Köşkü ve Ankara Garı gibi mekanlar üzerinde incelemeler yapıldı, arşivlerden orijinal fotoğraflar incelenerek, aslına uygun bir dekor inşa edildi.
Filmde başrol oyuncularının kostümleri dönemin renk, çizgi ve stilleri üzerinden ve söz konusu karakterlerin fotoğraf ve videoları kaynak alınarak sıfırdan tasarlandı ve dikildi.
Ayla Hacıoğulları ve Vilmer Özçınar'ın senaryosunu kaleme aldığı yapımın yönetmen koltuğunda Levent Onan oturuyor.
"Çankaya Köşkü'nün en küçük halini dekor olarak yaptık"
Filmin sanat yönetmeni Mertkal Kanibelli, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sahne, dekor, kostüm tasarımcısı olduğunu ve uzun yıllardır sektörde bu işi yaptığını belirterek, "Genelde reklam filmleri için çalışırken birden proje önümüze geldi. Öyküyü okuduğumuzda etkilendik. Çok kısa zamanda bu işi yetiştirebilmek için çalışmaya başladık. Hemen Ankara'ya gittik, tarihsel araştırmalarımızı yaptık." dedi.
Üç hafta içinde geniş kapsamlı bir set kurduklarını aktaran Kanibelli, "Hem asistanlarıma hem de bu işi yapan ustalara teşekkür ediyorum. Çünkü hepimiz sayesinde bu iş yetişti." ifadesini kullandı.
Kanibelli, Çankaya Köşkü'nün mutfağını ve müştemilatını biraz hayal gücünü kullanarak tasarladıklarına işaret ederek, şu bilgileri verdi:
"Çankaya Köşkü ilk yapıldığında bir bağ eviymiş. Biz oranın şu anki halini değil, eski planlarını çıkartarak en küçük halini dekor yaptık. Doğal olarak bir yerlere müştemilat, bahçe, mutfak gibi ekler koymamız gerekiyordu. Hep Ankara'yı düşünerek hazırladık. Oradaki toprak rengi, bitkiler, fona koyduğumuz baskı fotoğraflarındaki görüntüleri bile Ankara fotoğraflarından kolajlayarak hazırladık. Dekorları yaparken gerçeğine uygun olması için büyük gövdeli ağaçlar getirmek istedik. Ankara'da yetişen selvi kavak ağaçları için İznik'te kesim zamanı gelmiş olanları bulduk. Buraya naklettik. Bahçeye çelik konstrüksiyonlarla tutturduk."
"Projede 200'den fazla kişi çalışıyor"
Kostüm sorumlusu Sümeyra Aybar da filmin hikayesini ilk okuduğunda heyecandan uyuyamadığını dile getirerek, "Proje beni gerçekten büyüledi. Maneviyatı ve ehemmiyeti açısından Cumhuriyet'in 100. yılında herkesin gönül verdiği böyle bir projede olabilmenin tarifi mümkün değil. Oyuncularımız, yönetmenimiz ve yapımcımızla istişarelerde bulunduk, karakterleri tarihin dışına çıkartmadan sanatsal olarak en iyi şekilde, seyirciye nüksetirebilmek adına neler yapabiliriz bunları tartıştık. Hakim olduğum bir döneme dair çalışmak beni mutlu etti." dedi.
Aybar, kostüm kumaşlarını dikimhaneye göndermeden önce eskitme yaptıklarını kaydederek, şunları aktardı:
"Atölyelerden sonra tekrar kıyafetlere bir yaşanmışlık katabilmek adına bazı işlemler yaptık. Oyuncularımıza tek tek giydirdikten sonra hepimizde çok ayrı bir duygu vardı. Atölyelerden her kıyafeti aldığımda içim titriyordu. Hala o duygu altındayım. Özellikle Paşamızda ve Latifemizde ben çok duygusaldım. Fotoğraf çekimlerinde bile gözyaşlarım aktı. Biz aslında işin mutfağındayız. Kısa bir sürede çok hızlı koşturduk, iş birliği içerisinde ve ortaya aslında çok güzel bir yemek çıkardık. Ben yemeğin baharatı oldum, bir başka arkadaşımız tuzu, bir başkası ocağı, bir başkası harı oldu. Bu projede 200'den fazla kişi çalışıyor. Bir an önce seyirciyle buluşmayı bekliyoruz."
Sümeyra Aybar, filmde kullanılmak üzere 200'e yakın kostüm tasarlandığını söyleyerek, "Özellikle kostümlerde renklerin döneme uyum sağlamasına özen gösterdik. Kostümleri 3 atölye ile bir hafta içerisinde sabahlara kadar çalışarak yaptık. Günde 2-3 saat uykuyla ayakta duruyorduk ama beni hiçbir zaman yormadı. Ortaya çıkan görüntüden çok memnunum." ifadelerini kullandı.
"Tüm dekorlar 1923 öncesi malzemelerle yapıldı"
Yaratıcı Yapımcı Esra Seyrekbasan ise filmde çok naif bir hikaye anlattıklarını altını çizerek, "Şimdiye kadar gördüğümüz Atatürk ya da Cumhuriyet filmlerinde savaş sahnelerine çok alışığız. Ama bizim filmimizde tam tersi inanılmaz şeker bir hikaye anlatılıyor. Senaryoyu okuduğumuzdan itibaren tek bir kural vardı benim için; yıllardır çalıştığım ekiple devam edebilmek. Dolayısıyla sanat, görüntü yönetmenimiz, kostüm tasarımcımız, prodüksiyon ekibimiz yıllardır çalıştığımız kişiler. Reklamlardan biraz hıza alışığız. Yine aynı hız duygusuyla sinema filmi yapmaya kalktık." diye konuştu.
İlk olarak Çankaya Köşkü'ne gittiklerini ve sette her şeyi aslına uygun yapabilmek adına araştırma sürecine girdiklerini, arşiv fotoğraflarından yararlandıklarını anlatan Seyrekbasan, şu bilgileri verdi:
"Sofrada göreceğiniz yemek takımlarından, çatal bıçaklara, bardaklara, gümüşlere her şey birebir o yıllara ait. Sofra için de özel bir tasarımcımız vardı. Tüm dekorlar 1923 öncesi malzemelerden yapıldı. Çok kısa zamanda aslına uygun bir proje gerçekleştirmeye çalıştık. Neredeyse İstanbul Horhor'un bütün antika malzemeleri burada. Projemizin hızlı olmasından dolayı normalin üzerinde 5, 6 ekip çalıştı sette."
Mustafa Kemal Atatürk'ü Onur Tuna'nın canlandırdığı yapımda, Latife Hanım'ı Pelin Akil canlandırdı. Filmin oyuncu kadrosunda ayrıca Engin Şenkan, Necip Memili, Mustafa Avkıran, Aslı Tandoğan, Mustafa Kırantepe, Yasemin Conka, Nehir Gökdemir, Tuğba Daştan ve Azra Aksu yer alıyor.