Erdoğan: Bağdadi'nin eşinin yanında DNA'sı doğrulanmış çocuğu da var

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Macaristan'a hareketi öncesi Ankara Esenboğa Havalimanı'nda açıklamalarda bulundu. Geçtiğimiz gün Bağdadi'nin eşinin yakalandığını duyuran Erdoğan, gündeme bomba gibi düşecek yeni bir bilgiyi paylaştı. Erdoğan, "Eşi de 1-1,5 yıldır elimizdeydi. Bağdadi'nin eşinin yanında DNA'sı doğrulanmış çocuğu da var." şeklinde konuştu.

"EŞİNİN YANINDA ÇOCUĞU DA VAR"

Bağdadi'nin yakın çevresine düzenlenen operasyonla ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, "Bağdadi'nin yakın çevresi daha çok ülkemizi hedef aldı. En son Azez'de ablasının eşinin ve çocuğunun yakalanması vardı. Bu yakaladıklarımızı yakaladıktan sonra geri gönderme merkezlerimize alıyoruz. Burada duracaklar Adalet Bakanlığımız ne kadar verecek göreceğiz. Eşi de 1-1,5 yıldır elimizdeydi. Eşinin de aynı şekilde bu süreçte yeri olacak. Sayı çift haneli rakama doğru gidiyor. Bunun içinde tüm yakınlarının olduğunu görüyoruz. Şu anda açıklamayı doğru bulmuyorum daha sonra net hale geldikten sonra açıklamasını yapacağız. Eşinin yanında DNA'sı doğrulanmış çocuğunun da olası önemli bir hassasiyet.'' dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

''Türkiye ve Macaristan arasındaki stratejik işbirliğinin ilerletilmesine yönelik atılması gereken adımları değerlendireceğiz. Temaslarımız çerçevesinde Macaristan ile kara yolu taşımacılığı sosyal hizmetler ve uzay alanlarındaki işbirliğini öngören 10 anlaşma imzalanacak. Yuvarlak masa toplantısına da başkanlık edeceğiz.

BARIŞ PINARI HAREKATI

Barış Pınarı Harekatı, ülkemizin gerçek dostlarını görme bakımından önemli bir fırsat oluşturmuştur. Tüm dost devletlere teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Türkiye'yi karşısına almak pahasına teröristlerin hamiliğini yapanları, kiralık katillere kol kanat gerenleri unutmayacağız.

UEFA'NIN ASKER SELAMINA TEPKİ GÖSTERMESİ

Görevi sporu ve sporcuyu desteklemek olan uluslararası kurumların bu sürece aynı hoyratlıkla dahil olmasının hiçbir makul sebebi yoktur. Ülkemizi yurt dışında temsil eden sporcular, Barış Pınarı Harekatı'ndan beri sistematik bir linç kampanyasıyla karşı karşıyadır. Gol attıktan sonra asker selamı veren sporcularımız için disiplin soruşturmaları yapılıyor.

Türkiye olarak UEFA'nın Milli Takımımıza ve kulüplerimize yönelik ayrımcı, haksız ve siyasi tavrını reddediyoruz. Siz siyasetle sporu iç içe getirdiğiniz takdirde bunun affedilir yanı olamaz. UEFA'nın bir an önce bu yanlıştan dönmesi gerekiyor. Olay Türkiye, Türkiye'nin sporcuları olunca hava değişiyor. Bu da UEFA'nın bir an önce bu yanlıştan dönmesini gerektiriyor. Yanlış kararlarıyla sporun daha fazla siyasallaşmasına fırsat vermemeleri gerekiyor. Türk sporcuların Mehmetçik'le dayanışma sergilemesine provokatif politik davranış nitelemesi çifte standarttan öte aleni bir hukuksuzluktur.

ABD BAŞKANI TRUMP İLE YAPTIĞI TELEFON GÖRÜŞMESİ

Amerika seyahatimin iptal edilmesi konusuna yönelik bu konuda da biz müsaade etsinler de gidilmesi mi gidilmemesi mi faydalı bu konuları geniş kapsamlı değerlendirme fırsatını ekibimle buldum. En son dün akşamki telefon görüşmesinden sonra gitme kararını verdik. Siyasette bir şeyi hatırlatmak isterim bizim için en önemli hüküm bütün işlerinizde istişareye önem vermek. Şu andaki ziyareti çok farklı bir dönemde yapıyoruz. Barış Pınarı Harekatı'nın olduğu bir dönemde yapıyoruz bunu.

Bu görüşmeleri yaparken bir taraftan malum YPG/PYD/DEAŞ/PKK bunların buradan çekildiği sözünü 120 saat içerisinde bize verenler şu anda bunu gerçekleştirmiş değil. Rusya ile yaptığımız mutabakatta da 150 saat geçti şu an itibariyle o bölgelerden de teröristler çıkmış değil. Şu anda hala teröristler Suriye Milli Ordusu'na saldırıyor. Suriye Milli Ordusu da aynı şekilde onlara misliyle cevap veriyor.

Bu sabah Suriye Milli Ordusu'nda 11 şehit var. Karşı tarafta da ondan çok daha fazlası öldürüldü. Sayın Akşener'in talebini doğru bulmuyorum bu adımı atmak durumundayız bu görüşmeleri asla kesemeyiz. Şahsımla olmasa bile burada Amerika dışı bazı ülkeleri konuşuyorum bunlara da ilgili bazı birimlerimizin elemanlarını göndermek suretiyle onlarla bile bu görüşmelerimizi yapmak durumdayız.

''TÜRKİYE'YE GİRİŞ YASAĞI KONULAN DEAŞ'LILARIN SAYISI 76 BİN''

Bay Kemal'in bugüne kadar doğru söylediğine şahit oldunuz mu? Bugüne kadar Türkiye'ye giriş yasağı konulan DEAŞ'lıların sayısı 76 bin. Bunu Bay Kemal bilmez. Sınır dışı edilen DEAŞ'lıların sayısı 7 bin 550, hapisanelerimizde şu anda bin 149 DEAŞ'lı militan var. Bunlar mücadele değil mi? Attığımız kararlı adımlar değil mi? Ama o bunları da kabul etmez. Suriye'deki DEAŞ kamplarından kaçıp ülkemiz tarafından yakalanan DEAŞ'lı sayısı 270. Bunlar DEAŞ'la mücadele değil mi? Sayın Kılıçdaroğlu dürüst ol, adil ol ve şu anda Türkiye'nin vermiş olduğu bu mücadeleyi takdir etmesini bil."