Son Darfur Sultanı Ali Dinar'ın torunundan "Sudan'da savaşı bitirmek için barış ve diyalog" vurgusu Açıklaması
Son Darfur Sultanı Ali Dinar'ın torunu Ahmed Ali Dinar, Sudan'daki savaşın ancak uzlaşı ve barış yoluyla sonlanabileceğini ifade ederek, Türkiye ile ilişkilerin tarihinin de Osmanlı Devleti'ne uzandığını ifade etti.
Son Darfur Sultanı Ali Dinar'ın torunu Ahmed Ali Dinar, Sudan'daki savaşın ancak uzlaşı ve barış yoluyla sonlanabileceğini ifade ederek, Türkiye ile ilişkilerin tarihinin de Osmanlı Devleti'ne uzandığını ifade etti.
Sudan'daki Uluslararası Barış Örgütü Genel Temsilcisi ve ülkenin batısındaki Darfur bölgesindeki önde gelen yerel liderlerden Dinar, AA muhabirine verdiği röportajda, Sudan'da ordu ve Hızlı Destek Güçleri (HDG) arasında Nisan 2023'te başlayan, 20 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği, 14 milyondan fazla kişinin yerinden edildiği ve 25 milyondan fazla kişinin insani yardıma muhtaç duruma düştüğü güç mücadelesini ve çözüm yollarını değerlendirdi.
Sudan'daki mevcut durumun son derece zor ve karmaşık olduğunu, savaşa yol açan pek çok faktör bulunduğunu belirten Dinar, savaşın Sudan halkına dayatıldığını adeta kaderleriymiş algısı oluşturulduğunu ifade etti.
Dinar, "Sivil yönetimler olarak üzerimize düşen rol, barış ve uzlaşı. Sudan'daki savaşı, barış, diyalog ve sorunların derinliğini anlamak dışında bitirmenin başka bir yolu yok. Bizim de şu andaki çabamız kapsamlı barış çağrısıdır." dedi.
Sebeplere değil çözüme odaklanmak
Dinar, barışın kaçınılmazlığına vurgu yaparak "Diyalog ve barış her manada ve her yolla olması lazım. Eğer herhangi bir tarafa yönelirsek ya da desteklersek bunun barışa yönelik bir çözüme götüreceğini sanmıyorum." ifadelerini kullandı.
Ülkenin geleceği, altyapısı, barış ve sonraki nesillerin geleceği konularının öncelikli hale gelmesi gerektiğini aktaran Dinar, herkesin bu meselelerle alakadar olması gerektiğini kaydetti.
Dinar, savaştaki tarafları bir araya getirmeye ve aralarında uzlaşı sağlamaya çalıştıklarını vurgulayarak şunları söyledi:
"Uzlaşı sağlamak ve barış çağrısı yapmaktan, aklın sesine kulak vermekten, vatanı, çekilen acıları, insanları ve çocukları hatırımızda tutmaktan başka yapacak hiçbir şeyimiz yok. Gelecek neslin desteğe ihtiyacı var. "
Yardım etmenin zorluğu
Savaşın ve felaketlerin ciddi hasara yol açtığı ülkede yardımlaşmanın zorluklarına dair ise Dinar, savaşın başlarında ülkenin kriz içinde olduğunu ve farklı taraflara meyledildiğini söyledi.
Dinar, farklı tarafların kontrolü altında tuttuğu bölgeler olduğunu, bu nedenle yardımların felaket bölgelerine ulaştırılmasında zorluklar yaşandığını aktardı.
Ülkedeki çatışmaların yanı sıra yaşanan bu zorlukların gölgesinde ihtiyaç sahiplerine destek olabilmek için "Sudan Tası" isimli bir girişim başlattıklarını dile getirdi.
Dinar, bu girişim kapsamında "yardıma ihtiyaç duyan yerlerdeki üyelere bir miktar para dağıtmaya çalıştıklarını ve onların da bu parayla insanların mutfak ihtiyaçlarını karşıladıklarını" ifade etti.
"En zor yerlerden biri yerinden edilenlerin kampları. Çünkü savaştan önce acı çekiyorlardı, bu yüzden savaştan sonra nasıl olacağını bir düşünün, en temel yiyecekler, temiz su, elektrik, hastaneler ve ilaçlar yok." diye konuşan Dinar, bu kişilerin giyim, gıda ve ilaç ihtiyaçlarını giderdiklerini, önemli adımlar attıklarını ve bununla ilgili çalışmaya devam edeceklerini kaydetti.
Darfur'da yerlerinden edilmiş kişiler, yaşadıkları kamplarda Hızlı Destek Kuvvetleri ile ordu arasındaki savaş nedeniyle yiyecek ve ilaç sıkıntısı çekiyor. Sudan'ın batısındaki Kuzey Darfur eyaletinin merkezi Faşir'e uygulanan kuşatma nedeniyle insani yardımların bu bölgeye girmesinde sorunlar yaşanıyor.
Türkiye ile Sudan arasında tarihi ve derin ilişkiler var
Türkiye ve Sudan arasındaki ilişkiler hakkında da konuşan Dinar, "Türkiye ile geçmişe dayanan tarihi ilişkilerinin olduğunu, Osmanlı döneminden bu yana bu ilişkilerin devam ettiğini" dile getirdi.
Dinar, Sudan ve Türkiye arasında birçok ortak gelenek ve göreneğin bulunduğunu ve iki ülkenin, birçok açıdan birbirine tarihi ve kardeşlik bağlarıyla bağlı olduğunu ifade etti.
İkili ilişkilerdeki en güçlü bağın, Sudan Sultanı Ali Dinar ile Osmanlı padişahlarından Sultan 2. Abdülhamid döneminde kurulduğunu hatırlatan Dinar şöyle devam etti:
"Bu ilişki, Sultan Ali Dinar'ın Osmanlı Devleti'ne ve o dönemde Sultan Abdülhamid'e verdiği destekle bağlantılıydı. O zamandan beri Türkiye, Sudan ile ilişkilerine özel önem veriyor; art arda gelen tüm felaketlerde Sudan'ın yanında duruyor."
Türkiye-Sudan arasında kültür ortaklığı
"Türklerle aramızda çok fazla ortak gelenek ve göreneğimiz var." diyen Dinar, "Yemek kültürümüz ve mutfağımız da Türk mutfağından esinlenmiştir. Ayrıca Sudan'da hala kullanılan çok sayıda ortak kelimemiz var. Türkiye ile derin ilişkilere sahibiz." ifadelerini kullandı.
Sudan'da uzun yıllardır hem Türkiye hem Sudan vatandaşlığına sahip çok sayıda Türk'ün de yaşadığına dikkati çeken Dinar, Türkiye'nin öncülüğünde Sudan'da hastane ve eğitim kurumlarının inşa edildiğini, ülkede Türk şirketlerinin çeşitli alanlarda faaliyet gösterdiğini kaydetti.
Özellikle Osmanlı Sultanı 2. Abdülhamid döneminde önemli yere sahip olan Darfur Sultanı Ali Dinar, Birinci Dünya Savaşı'nda Osmanlı devletinin müttefiklerindendi.
Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı (TİKA) Başkanlığı tarafından restore edilen Sultan Ali Dinar'ın müze evi, Temmuz 2021'de Sudan Tarihi Eserler ve Müzeler Genel Müdürlüğüne teslim edilmişti.
Sudan'daki iç savaş
Sudan'da 30 yıl süren Ömer el-Beşir iktidarının halk ayaklanmasıyla devrilmesi sonrası sivillerin katılımıyla oluşturulan hükümete karşı ortak darbe yapan ordu ve HDK arasındaki güç mücadelesi 1,5 yıldır devam ediyor.
Nisan 2023 ortasında başlayan ve Sudan'ın çoğu eyaletinde devam eden savaşta ordu, kuzey ve doğudaki eyaletlerde hakimiyetini sürdürürken HDK'nin, batı ve güney eyaletlerinde etkili olduğu görülüyor.
Savaşın bitirilmesi için başlatılan Suudi Arabistan ve ABD arabuluculuğundaki Cidde görüşmeleri, Mısır'ın öncülük ettiği Sudan'a komşu ülkeler barış girişimi, Doğu Afrika'da Hükümetlerarası Kalkınma Otoritesinin çabaları ve Bahreyn'in başkenti Manama'da yapılan görüşmeler sonuçsuz kalmıştı.
Birleşmiş Milletlere göre, dünyanın en büyük yerinden edilme ve açlık krizinin yaşandığı Sudan'daki çatışmalar sonucu 18 bin 800'den fazla kişi hayatını kaybetti, yaklaşık 10 milyon kişi yerinden edildi ve 25 milyondan fazla kişi insani yardıma muhtaç durumda.